Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ K ] / Kilitli

Kilitli перевод на испанский

5,414 параллельный перевод
Yukarıdan kilitli.
Se cierra desde arriba.
Burasının kilitli olması gerekiyordu. - Onlar nedir?
Eso se suponía que tenía que estar cerrado.
- Kapı kilitli değil mi?
Tu puerta está cerrada, ¿ verdad?
Günümün 20 saatini bir hücrede kilitli olarak geçirdim.
Pase mi juventud encerrado en una celda.
Pencereler kilitli.
Están... Están cerradas.
Hesaplar orada kilitli ve Çekirdek Beşli dışında kimsenin görme yetkisi yok.
Las cuentas están allí a buen recaudo, y nadie está autorizado a verlas salvo el Núcleo de los Cinco.
Son 600 yılımı karanlık, soğuk bir hücrede kilitli vaziyette boynum zincirli sesim kesilmiş olarak geçirdim.
He pasado los últimos 600 años encerrada en una celda oscura y fría... mi cuello encadenado... mi voz silenciada.
Faraday'in kavrayamadığı şey, teleskoplar için kusursuz optik camların yapımının bir bilim olduğu kadar bir zanaat de olduğuydu ve Bavyera'daki ustalar da sırlarını kilitli kapılar ardında tutuyordu.
Lo que Faraday no se dio cuenta era que fundir vidrio óptico perfecto para telescopios era una destreza tanto como una ciencia, y los maestros en Baviera mantenían sus secretos bajo llave.
Kilitli.
Está cerrada.
Evin içinde asma kilitli bir kapı?
¿ Una puerta con candado dentro de vuestra casa?
O kadın ve kocası onları bodrumda kilitli tutup devlet yardımlarını alıyorlardı.
Esa mujer y su marido los tenían encadenados en su sótano, recaudando sus prestaciones.
Neler oluyor? Kilitli mi kaldınız?
- ¿ Qué pasa, te quedaste afuera?
Penny kapı kilitli.
Penny, la puerta está cerrada con llave.
Kapı kilitli değildi Penny.
- La puerta no estaba cerrada con llave.
İçeride kilitli kaldık.
Estamos encerrados.
- Ne demek kilitli kaldık?
- ¿ Cómo que estamos encerrados?
- Kilitli kaldık demek.
- Pues eso.
Dışarıdan kilitli.
Está cerrada por fuera.
Tamam. Anlaştık. Ama hala burada kilitli kalmış durumdayız.
Bien, de acuerdo, pero eso no cambia el hecho de que estemos encerrados.
Ben çıktığımda Henry O'nu kulede kilitli tutuyordu. İptal kararı gelene kadar, ama bu onu sıkıntı yaratmasını engellemedi.
Cuando me fui, Enrique la tenía encerrada en la torre, solo hasta que llegue la anulación, pero eso no le impidió seguir causando problemas.
Bir depo, kilitli bir yer, araç sakladığı veya üstünü değiştirdiği bir yer olabilir.
Un sitio apartado o un almacén o algún lugar donde cambiarse o esconder un vehículo.
Kilitli.
Está sellado.
Ya da seni esir kampında kilitli bırakmam.
O cuando te encerré en un campamento de prisioneros.
Cole sana o kapıyı kilitli tutmanı söylememiş miydi?
¿ No te pidió Cole que tuvieras esa puerta cerrada?
Kilitli bir girişteyiz.
Estamos en una entrada bloqueada.
Kilitli bir dolap olsa iyi olurdu.
Un armario con cerradura valdría.
Hey, yardım çağırabilir misin biz içeride kilitli kaldık da...
Hola, amigo, ¿ puedes ayudarnos? Estamos atrapados
Kapi neden kilitli?
¿ Por qué cerrar la puerta?
Önümüzdeki günlerde, daha fazla kan dökülecek ve hiçbir yer güvenli olmayacak kilitli kapılarınızın arkası, caddeleriniz ve, yediğiniz yer bile.
En los días por venir, más sangre se derramará, y ningún lugar será seguro no detrás de las puertas cerradas de sus hogares o en sus calles o... o incluso donde comen.
Kilitli değil mi?
¿ Lo cierra con llave?
Kapı kilitli miydi? Hayır.
- ¿ La puerta estaba con llave?
Evet, bence biyerde kilitli.
Sí, creo que nos estamos acercando.
Kilitli.
Está cerrado.
Bütün gece kilitli kapıların güvenliğini sağlamak için ayaktaydım.
He estado levantado toda la noche encargándome de la seguridad del bloqueo.
Artık tüm hane halkıyla kilitli vaziyette.
Ahora está encerrado allí con toda su familia.
Zehiri ve servis asansörünü bulduktan sonra, Suyu doğruca, kilitli oldukları odalarına götüren asansörü.
Tras encontrar el veneno, encontré el montacargas, que entrega el agua directamente en sus suites cerradas.
Kilitli duruyor.
Cierro mi escritorio con llave.
Önümüzdeki günlerde, daha fazla kan dökülecek ve hiçbir yer güvenli olmayacak kilitli kapılarınızın arkası, caddeleriniz ve, yediğiniz yer bile.
En los días siguientes, más sangre será derramada, y nadie estará seguro, ni dentro de las puertas cerradas de sus hogares o en sus calles, ni siquiera en donde comen.
Bu yüzden Gilfoyle odada olmadığı sürece ve kapının kilitli olduğuna emin olursam o zaman şu karara varıyorum... Evet. Seninle cinsel ilişki yaşamak isterim.
Así que, en tanto Gilfoyle no esté en la habitación y la puerta esté cerrada con llave... he concluido que... sí... claro que me encantaría tener relaciones sexuales contigo...
Kilitli çekmeceden buldum.
Encontré esto en un cajón cerrado.
Kapı kilitli.
La puerta ha sido bloqueada.
- Kilitli.
- Está cerrada.
Her gün vaktini kilitli odasında, bir nevi porno ininde harcıyor.
Pasa todos los días encerrado en su habitación en una especie de cueva porno.
Bir çocuk 7 gün boyunca sıcak havada odada kilitli kalarak açlıktan öldü.
"Niño muere de hambre en casa" "Encerrado dentro en una habitación durante 7 días, en clima caliente"
7 gün boyunca sıcak havalarda odada elleri ve ayakları bağlı olarak kilitli kaldı.
"Encerrado en la habitación en el clima caliente durante 7 días," "las manos y los pies atados."
Bunlar yatağımın altında kilitli bir kutudaydı.
Esas estaban en una caja cerrada debajo de mi cama.
Açılır tepsim dimdik ve kilitli bekliyor.
Mi bandeja está levantada y bloqueada.
Ana bilgisayar kilitli.
Computadora central asegurada.
- Kızı bir kutuda kilitli mi tutuyorsun?
- ¿ La guardas encerrada en una caja?
Sürgülü veya kilitli mi?
¿ Está atornillada o cerrada?
- Kilitli değil, girin.
Pasa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]