Kumral перевод на испанский
277 параллельный перевод
Her ikisinden de biraz. Yani kumral gibi.
Era un poco de ambos, medio parduzco.
Kumral, kıvırcık saçlı bir erkek çocuğu.
Un chico muy guapo, de pelo castaño y rizado.
Sarışın mı, kumral mı, uzun mu kısa mı ne?
¿ Era rubia, morena, alta, baja o qué?
Sen simsiyah saçlarınla, ben de kumral.
Tú con tu pelo negro como un cuervo y yo con mi castaño rojizo.
Eğer bana esmer mi veya kumral mı olduğunu soruyorsan ya da bıyıklı olup olmadığını, birşey bilmiyorum.
Si me hubiera llamado para preguntarme si es usted rubio o moreno,... o con bigote, no habría sabido qué contestarle.
KUMRAL, KAHVERENGİ GÖZLÜ, AÇIK TENLİ.
PELO Y OJOS MARRONES, TEZ CLARA.
Hindi olursa, kumral görürüm. Ama ah, seksi... Ya ciğerli sosis görürsen?
Y con pate?
Kumral uzun boylu bir adamla evlenmek... ve San Francisco'da yaşamak isterdim.
Pues creo que ante todo me gustaría casarme... con un hombre alto y castaño, y vivir en San Francisco.
Muhtemelen Kumral Jeanie dışında bir şeyler çaldığında burnundan soluyordur.
Probablemente se enoje... si le tocan algo pero Jeanie con su cabello castaño.
- Kumral olan.
- El de pelo castaño.
Kumral ve hafif tıknaz dememiş miydin?
¿ Antes no dijo que era un tipo castaño un poco fuerte?
Sana benzeyen bir bebek tüm başını kaplayan kumral, kabarık saçlar her yeri yumuşacık.
El pequeño era como tú... con el pelo castaño y rizado... y la piel muy suave.
Bahse girerim ki şu an esrarengiz kumral bir bayanla gizlice buluşmak için yoldadır.
Apuesto a que en este instante tiene una cita secreta con una misteriosa mujer morena.
Senin şu çok hızlı ve gizlice evlendiğin, apar topar Güney Pasifik'e kaçırmaya çalıştığın, kumral saçlı sarışın, Mary-Marnie'nin senin de hapse girmeye niyetin olmadığını ve bazı şeyleri düzeltmeye çalıştığını anlamam için kulak misafiri olmam gerekmezdi.
¡ Esa rubia, Marnie, con la que te has casado tan deprisa y ese apresurado viaje de novios! No tuve que oírte decir que no quieres ir a la cárcel para saber que estás metido en líos.
Kumral saçlarını onlarla donatırım.
Y ponerlas sobre tu suave pelo.
Jeannie'yi hayal ediyorum Açık kumral saçlarıyla Yaz havasında buhar gibi havada
Sueño con Jeannie y su pelo castaño claro que ondula en la brisa un día de verano...
Jeannie'yi hayal ediyorum, açık kumral saçlarıyla Yaz havasında buhar gibi havada
Sueño con Jeannie y su pelo castaño claro que ondea como una bandera en el aire del verano.
Jeannie'yi hayal ediyorum, açık kumral saçlarıyla Havada Yaz havasında
Sueño con Jeannie y su pelo castaño claro que ondea como una bandera en el aire de verano.
Kumral olan mı? "
¿ La morena?
1.80 boyunda, 70 kilo, kumral ve kahverengi gözlü sağ yanağında küçük bir yara izi var.
Metro ochenta, pelo castaño, ojos marrones y una cicatriz en la mejilla derecha.
Kumral mı peki?
¿ O es rojizo?
- Kim o kumral? Yeni mi?
- ¿ Quién es la morena?
Diğer şahitlerin hepsi sürücü için kumral ve ince, dedi.
Todos los demás dicen que era rubio o delgado.
Kumral!
¡ Morena!
Kumral mı?
¿ Es rubia?
Kumral.
Rubia.
Kumral saçlı.
Pelo castaño.
Kumral, saç kahverengi, göz rengi kahverengi.
Tez clara, pelo castaño, ojos marrones.
- Kumralı ben de severim.
- Me gusta la morena.
Sarışın, kumral, uzun boylu, kısa, şişman, zayıf?
¿ Rubia, alta, baja, delgada?
- Sarışın mı, kumral mı? Pradier!
- ¿ Rubia o morena?
- Kız gece geç saatte bir erkekle gelmiş. - 30'larında, kumral.
La chica volvió tarde anoche, con un hombre, de unos 30, pelo castaño.
Kırlaşmış saçlarıyla, uzun boylu, kumral bir adam.
Un hombre alto de pelo gris y escaso.
Kumral mı?
¿ La morena?
Orta boylarda, kumral, genç bir adam.
Hombre joven, peso mediano, cabello castaño.
- Kumral olan mı?
Se llama Marta.
Ben Cusack. Genç bir kız var mıydı? Yeni yetişkin, kumral saçlı?
Habla Cusack. ¿ Había una chica, de casi veinte años, cabello castaño?
Sarışınım, kumralım.
Soy rubia, soy morena.
Kırmızı döpiyesli bir kumral.
Tiene pelo oscuro y lleva vestido rojo.
Filmin adı "En sevdiğim kumral" mış.
La película era My Favorite Brunette.
Kumral olduğumu mu düşünüyorsunuz?
- ¿ Le parece castaño?
Bugün kestane kumralı bir güzel Sammy'nin cazibesine teslim olacak.
Ah, hoy es el día de cierta castaña belleza de pelo castaño va a sucumbir a los encantos de Sammy.
Mavi gözlü kumral bir hatundu, kafası biraz bulanıktı, hatta sermestti.
Con velo, casi estática.
Anlattığın o kumral kadın.
La morena de la que me hablaste.
Sarışın, kumral, kızıI?
¿ Rubia, morena, pelirroja?
Kumral.
Morena.
Atletik, kumral, çapkın ve çenkingen, tam istediğiniz gibi, buda mı tesadüf?
Morena, atlética, ladina e introvertida, como deseaba. ¿ Todo casualidad?
İki... bir sarışın ve bir kumral.
Una rubia y una morena.
- Kumral, uzun.
- Rubio, pálido
Kumral, ya kahretsin, kesin artık şunu!
Rápido. Morena. Basta.
Kumral ve uzun boylu.
Una mujer alta, pelo oscuro...