Kurul перевод на испанский
1,569 параллельный перевод
Kurul kapalı oylama yapıyor.
¡ La Asamblea decidió por unanimidad!
- Kurul toplantısı..
No es una farsa, es el acta de una reunión.
Kurul travma sonrası bunalım yaşadığını iddia ediyor.
Dicen que tienes estrés postraumático.
Kurul toplantıya girecektir.
La corte entra en receso.
Genel Kurul gelecek Pazartesi toplanarak yeni Başkanı seçecek.
Habrá una reunión general de los accionistas el próximo lunes para designar un nuevo presidente.
Genel Kurul planlandığı gibi yarın olacak.
La Asamblea General será, según lo planeado, mañana.
Genel Kurul yarın saat 11'de.
La Asamblea General comenzará mañana a las 11h.
Genel Kurul saat 11'de toplanacak.
El Consejo de Directores controlará una Asamblea General a las 11hs.
Kurul kararını verdi...
El comité ha decidido...
Başkan Richard Nixon'ın "Yeniden Seçilim Kampanyası" için çalışırken heyet tarafından işten çıkarılan bir personel, Demokratik Ulusal Kurul'un Washington'daki bürolarına gizli dinleme cihazı yerleştirirken yakalandı.
Un hombre fue arrestado por intentar poner micrófonos ocultos en las oficinas del Comité Demócrata Nacional en Washington haciéndose pasar por un empleado del Comité de Campaña para la reelección de Richard Nixon.
Bu kişi, Demokratik Ulusal Kurul'un Washington'daki genel merkezinde çalışmış olup dün aniden tutuklanan beş kişiden biri.
Él fue una de las cinco personas sorprendidas y arrestadas ayer en las oficinas centrales del Comité Demócrata Nacional en Washington.
Genel Kurul'un özel olarak toplanmasını isteyebiliriz.
Podríamos convocar una reunión especial de la Asamblea General.
Kurul da öyle.
Y al Quorum también.
Delege Cowlin'in cesaret dolu çalışmalarını devam ettirmeyi ümit ediyor ve Caprica haklı ve filo adına Kurul'a atanmamı kabul etmekten onur duyuyorum. Teşekkür ederim.
Y por ello me siento honrado de aceptar este nombramiento en el Quorum con la esperanza de que pueda continuar el valiente trabajo de la delegada Cowan en nombre de la gente de Caprica y la flota.
Kısa bir süre sonra Kurul soru-cevap oturumunda görüşürüz.
Les veré a todos muy pronto en la sala de prensa del Quorum.
Doğal olarak bittiği zaman, ki daha tamamlanmadı tartışmaya açmak için Kurul'a getirecektim ama bugün kamu oyuna sunduğunuza göre bir sonraki oturumumuzda tartışmak için listeye eklemeyi öneriyorum.
Naturalmente lo iba a traer al Quorum para abrir un debate una vez que estuviera terminado lo cual no está. Pero ya que lo ha traído ante el público hoy propongo que lo pongamos en la lista de la siguiente sesión completa.
Tory, sadece Kurul'dan bahsetmiyorum.
No estoy hablando sólo del Quorum, Tory.
Zarek'le görüşmeyi reddederek, Kurul'un şüphelerini körüklemesine yardım ediyorsun.
Negándote siquiera a reunirte con Zarek le estás ayudando a alimentar las sospechas del Quórum.
Kurul'un kriz ortamında geçici başkan atamak için kanuni yetkisi var.
El Quórum tiene la autoridad legal para nombrar un presidente interino en tiempos de crisis.
Sivil bir savunma gücü oluşturulması için Kurul'un onayını istediğinizi duydum.
Oí que pidió al Quórum que autorizara la creación de una fuerza de defensa civil.
Eğer birini bulabilirsen, babanın reddetmeyeceği Kurul'un kabul edeceği bir sonraki seçimlere kadar Tom Zarek'in yerine geçici başkanlık yapacak birini.
A no ser que encuentres a otro alguien que tu padre no rechace, alguien que el Quórum apruebe. Alguien que ocupe el lugar de Tom Zarek como presidente interino hasta la siguiente ronda de elecciones.
Kurul'daki hiç kimse parmağını kıpırdatmayacak.
Nadie en el Quórum levantará un dedo.
Hava birliği lideri, savaş yıldızı kaptanı, kurul delegesi.
Líder de vuelo, comandante de un crucero de combate, Delegado del Quórum.
Kurul'a, hemen geçerli olmak üzere komutayı bıraktığımı söyle.
Dile al Quórum que renuncio a mi mando, con efecto inmediato.
Zarek karşı çıksa bile, Kurul'un tereddütsüz onaylayacağını biri. Amiralin de elinden kabul etmekten başka bir şey gelmeyecek biri.
Alguien a quien el Quórum no vacilará en aprobar incluso con las objeciones de Zarek alguien que el Almirante tendrá que aprobar.
Kurul kan istiyor.
La junta quiere sangre.
Bu kurul Yüzbaşı Tasha Williams'ın davasıyla ilgili uygun görülen kanıtların görüşülmesi amacıyla toplanmıştır. 542.
Estamos reunidos para considerar el caso de la Capitana Tasha Williams de la compañía 452 a quien se le ha solicitado la baja por conducta homosexual.
Kurul nihai karar olarak sırasıyla alıkoyma, ayrılma veya uzaklaştırma tavsiye edecektir.
Párrafo 2-12G haremos una recomendación al respecto de la acción final de retención, separación o suspensión.
Kurul kanıtın resmiyeti ile ilgilenmez.
Este jurado no esta relacionado con ninguna evidencia
Bütün kurul ilerlemelere hayran kaldı o yüzden de ikinci aşamaya geçmek için sabırsızlanıyoruz.
Toda la junta está feliz con el progreso que han tenido y por eso estamos tan ansiosos de seguir con la fase dos.
Geç kurul bakalım şöyle.
Aquí abajo, cariño.
Ne diyorduk. Kurul şifreleri mi?
¿ Así que, códigos de la asam blea?
Demek buraya kurul şifreleri için geldin, öyle mi?
¡ Así que, uh, has venido aquí por los códigos...
Kurul şifreleri!
¡ Códigos de la asamblea!
Kurul şifreleri.
Códigos de la asamblea.
şimdi benim bütün zevkim sizi baş kurul üyenizle tanıştırmak ve benim süper seksi güzel karım Diora yla tanıştırmak.
Y es un gran placer presentarles a su orientadora principal y mi súper atractiva esposa, Diora. Que venga acá.
Kurul bunu görecek buna saygı duyacak.
La directiva va a respetar eso.
Kurul'u benim için harekete geçirebilir misin?
¿ Puedes hacer que el directorio me respalde?
Kurul böylesi bir skandalın utancını yaşamak istemedi.
La Junta tiende a rehuir de ese tipo de escándalos.
İçişleri'nin bir parçası, Vatandaş Teftiş Heyeti diye bir kurul.
Es parte de Asuntos Internos llamada Junta de Revisora de Quejas Civiles.
Muhalif kurul manevra yaptı.
Un ardid del abogado defensor.
- Kurul hakkını reddettin, değil mi?
Y renunciaste a tu derecho a un abogado, ¿ no?
Kurul hakkınızı reddettiniz, Bay Sheldon. Söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ya que renunció a su derecho a un abogado, Sr. Shelton ¿ tiene algo que decir?
Sanırım, probleme neden olan asıl şey onun kurul fosseptik tankı olmaması.
Creo que lo que está causando el problema es que realmente no es un tanque séptico del municipio.
Başvuruyu tamamlamak için kurul senden tavsiye mektubu istiyor.
- Bueno, para completar la solicitud la junta de carrera necesita una carta de recomendación tuya.
Hiyerarşisine göre onun dışındaki herkes sekreterdir, kurul üyeleri bile.
Todos los demás son secretarios en su estructura, incluso los miembros de la junta.
Onların kim olduğunu, kurul başkanını ve neler başardığını bilmen yeter de artar.
Tiene razón. Quiénes son, quién es el CEO y lo que logró, es todo lo que necesitan saber.
Ya kurul bunu imzalamazsa?
¿ Qué pasa si el consejo no firma?
Kurul mesele değil.
El consejo no es problema.
İlk kurul toplantınız nasıldı?
Así que... ¿ Cómo ha ido tu primera reunión del consejo?
Tüm kurul gördü.
Lo vio el directorio entero.