Köyün перевод на испанский
1,344 параллельный перевод
Bence bu köyün harika bir havası var.
Te dije que había problemas en el pueblo.
Köyün bu kadar güzel ve temiz göründüğünü hatırlamıyorum. Dünya'nın en mutlu köyüydü.
Nunca vi mejor al pueblo... parecía el pueblo más feliz de todo el mundo.
Bu köyün gördüğü en güzel gösteriydi.
Fue el mejor show que el viejo pueblo había visto.
Bir köyün kadınları mutluysa o köy de mutludur diye bir laf var.
Dicen que las mujeres felices hacen una aldea feliz.
"Fareli Köyün Kavalcısı"
"El flautista de Hamelin".
Bu kadının kaydını yaptığımız köyün adı neydi?
que estaba en esa ciudad donde grabamos a esa mujer?
Köyün adını.
El nombre del village.
- O güne kadar köyün etrafındaki tarlaların, tepelerin ötesine geçmemiş olan ben...
Yo, que nunca había estado más allá de las colinas que rodean el pueblo.
Köyün oralara geldiğimizde iyice saldırganlaşmaya başladılar.
Cerca de los pueblos se volvían mucho más agresivos.
Köyün ismini not ederlerdi. Saatlerine bakarlardı. 7 : 28 olurdu.
Anotaban el nombre del pueblo, miraban la hora y la anotaban.
Siz köyün geri kalanından daha iyi biliyorsunuz.
Ud. es más listo.
Peki... sanırım sadece sistemlice her bir köyün ihtiyaçlarını gözden geçirmek zorunda kalacağız ve sonra... en fazla iyiliği nerede yapabileceğimizi belirlemek zorunda kalacağız.
Bien, creo que tendremos que examinar metódicamente las necesidades de cada aldea, y entonces determinar en cuál de ellas podremos hacer un bien mayor.
- Şu küçük köyün yağmalanacak olması ne yazık.
Qué pena que esa pequeña aldea vaya a ser saqueada.
- Hayır, bu bizim için köyün etrafından dolaşma değerinde.
¿ Se terminó? No, ese desvío a la aldea nos salió caro.
Köyün aptalı tarafından kaçırıldım.
He sido secuestrada por el idiota del pueblo.
Buradan, şu köyün kenarına kadar uzanıyor.
Justo aquí.
Baku'yu bir oyuna getirme amacının dışında neden köyün aynısını kopya etsinler ki?
¿ Por qué duplicaron este poblado excepto para engañar a los Ba'ku? - ¿ Engañarnos?
" Köyün lideri bize Katır hakkında bilgi verdi
" Los líderes del pueblo nos informaron sobre las mulas.
- Bay Newberry köyün delisidir.
- Mr Newberry es \ el idiota del pueblo.
Burası senin köyün, Bilal.
Esta es tu aldea, Bilal.
Eski batıl inançlar... köyün utancı.
Es una vieja superstición... la vergüenza de la aldea.
Büyük babası öldüğünde köyün yaşlıları okula devam etmesini istedi.
Cuando murió su abuelo, los ancianos de la aldea quisieron que ella continuara con la escuela.
Önce dedesi uzun yıllar Öncesine ait köyün efsanesiyle ilgili bir kitap bulmuş.
Primero, su abuelo encontró una cosa parecida a un libro que hablaba de la antigua leyenda de la aldea.
Köyün dışında kazılar yapmış.
Lo desenterró de las tierras que hay a las afueras del pueblo.
Bu köyün bizimkisi gibi bir yer olmasına izin veremeyiz.
No podemos dejar que sea un jodido país como el nuestro.
Yani sence bu köyün yok olmasına seyirci mi kalalım?
¿ Estás diciendo que deberíamos limitarnos a ver cómo este lugar se marchita?
Bay Ujiie köyün geliştirme hocalığını parmaklarından biriyle değiştirdi.
Ujiie-san asumió el puesto de Consejero para el desarrollo del pueblo a cambio de uno de sus dedos.
Köyün sınırdan uzakta mı?
¿ Tu pueblo está lejos de la frontera?
Köyün tamamı yakılmış.
Ellos quemaron todo el pueblo.
Bu hikaye, yaşadığımız bu küçük köyün hikayesidir.
Ésta es la historia de ese pueblo tal y como la vivimos.
Henüz, bizim köyün yakınında değiller!
- O ¨ i vaiz mir! No a nuestro shtetl, aún no.
- Köyün parası ve de bağışlarınızla.
¡ El de la comunidad!
Haham efendi çıldırmış. Schlomo köyün delisi be!
Pero es el loco, el tonto del pueblo.
Whittington'ın dostu muydun? Fareli Köyün kavalcısının yardımcısı?
¿ Eres amigo de Whittington el asistente de Pied Piper?
Whittington'ın dostu muydun? Fareli Köyün kavalcısının yardımcısı?
Si la Celestina acarició tu cola ¿ Fuiste de Hamelín la mascota?
Telefonu, adresi yok... fakat mektubunuzu El Ufficiado Postale'ye... yani köyün postanesine yollayabilirsiniz.
No tiene teléfono, ni dirección... pero puedes escribir a su nombre a El Ufficiado Postale... la oficina de correos del pueblo. ¿ Por qué tengo calor? Muy bien, dejen de quejarse.
Köyün doğusundaki dağ eteklerinin tepesinde bir kalesi var.
Tiene una fortaleza al pie de las colinas, al este de la aldea.
Solan, seninle köyün kenarına kadar yarışacağım.
Solan, una carrera hasta la entrada de la villa.
Ama sen antisosyalsin. Köyün seni çok sıktığını söylüyorlar.
Pero eres insociable, dicen.
- Senin köyün mü?
- ¿ Es tu poblado?
Köyün sahiplerinin onları yenilmez kılan bir iksirleri olduğu söyleniyor.
Dicen que sus habitantes han resistido gracias a una poción mágica que los hace invencibles.
Köyün simyacısı bir patlamada ölür ve bu olaydan sonra köylüler bir ilaç bulurlar.
Bien, el alquimista local resulta muerto en una explosión y allí, entre sus pertenencias, un coro de aldeanos descubre una poción.
Sen hangi köyün delisisin lan sikik?
¿ Quién te crees que eres?
Sessiz ol, köyün delisi.
tonto del pueblo.
Köyün neresi?
¿ Cuál es tu pueblo natal?
Köyün tek sığırının, güvenle köye döndüğünü gören köylüler çok heyecanlanmışlar.
Cuando el último búfalo de la aldea volvió sano y salvo, los aldeanos estaban emocionados.
Ge'nin ailesinin arası köyün katibiyle bozuk.
La familia de Ge está peleada con la secretaria.
Komşu köyün çocukları ırmak boyunca yüzerler ve ondan patetes çalarlardı.
Los chicos del pueblo de enfrente... solían cruzar el río nadando. Y le robaban sus papas.
Köyün tüm halkı.
Estamos juntos en esto, gente del pueblo.
- Köyün doğusundalar.
- Al este de la aldea.
Kaptan, köyün etrafındaki ışınlama engelleyicilerini çalıştırdık. Güzel.
Hemos activado los inhibidores en todo el poblado.