Lir перевод на испанский
59 параллельный перевод
Belki dinlemek istersiniz. Lir'imi getireyim. Şimdi değil.
¿ Queréis escucharla?
Uykudaki Mikael'i, lir'iyle Jof'u.
Michael dormido, Joseph con su laúd.
En arkada lir'iyle Skat var.
Y el Bufón cierra la marcha con su laúd.
- Ne oldu? Neron, arenada lir çalman için hazırlıklar yaptı.
Nerón lo ha preparado para que toques en la arena.
Sen lir çalarken aslanları serbest bırakacak!
¡ Y cuando toques, los leones serán soltados!
Barbara ile pazara gittiğimizde, meydanda lir çalıyordu.
Estaba tocando en la plaza cuando Barbara y yo fuimos al mercado.
İnsanlara lir çalmak için buraya tek başına geleceğini belirttiğinde saray, büyük bir endişe duydu.
Cuando envió un mensaje de que pretendía hacer su camino a pie tocando su lira para el pueblo, causó gran preocupación en la corte.
- Ama sen lir çalamıyorsun, Doktor!
- No puedo, hijo? - ¿ Que no? - No se puede tocar la lira, doctor!
Karşınızda Corintli büyük lir sanatçısı : Maximus Pettulion! Teşekkürler!
Te doy la gran Corinto tocador de lira, Maximus Pettulian! Gracias!
Sessiz ve entelektüel Mr. Spock'a her zaman tetikte olan gözlerini müzikle yumuşatmak için bir lir.
Al destacado y cerebral Sr. Spock esta kithara para tocar y calmar sus siempre activas cejas.
Bu da Prens Lir, oğlum.
Este es el príncipe Lir, mi hijo.
Adım Lir. Beni tanımıyor musunuz?
Soy Lir. ¿ No me reconoce?
Ben Lir'im.
Soy Lir.
- Lir.
Lir.
Prens Lir. - Rüya görüyordunuz leydim.
Príncipe Lir.
Lir mi?
¿ Lir?
Gözlerin boş boş bakıyor, Lir'inki gibi. Alelade bir göz gibi, sanki tek boynuzları görmemiş gibi.
Tus ojos se han vuelto vacíos, como los de Lir – como los ojos que – nunca han visto unicornios.
Prens Lir bile gizli yolu bilmiyor ama ben biliyorum.
Aun el príncipe Lir no conoce el secreto, pero yo si.
- Prens Lir!
¡ Príncipe Lir!
Lir, tekboynuz olursam seni sevemeyeceğim.
Lir, No te amaré cuando sea un unicornio.
Bunu Lir de kız da biliyor.
Lir lo sabe, y ella también.
Yeni lir lidere ihtiyacımız var.
Necesitamos un nuevo líder.
Aytık didebilir miyim? Ne?
- ¿ Mu pudo lir agora?
Orfeus'u lir için geri götürüyor olmalı.
Debe haber llevado a Orfeo en busca de la lira.
Kıymetli altın lir... sencede çok güzel değil mi?
Ah, la preciosa lira dorada. ¿ No es hermosa?
Şu lir nerede?
¿ Dónde está esa lira?
- Sanırım - lir çalan - birini istemiyorsunuz!
Creo que no necesitan a nadie que toque la lira.
- Sen lir çalıyorsun?
- ¿ Tú tocas la lira?
Lir, evet! Lir!
La lira, sí, ¡ la lira!
Gi-re-bi-lir mi-yim?
¿ Puedo.... pasar?
Pek çok yarışmacı var sanırım, ama bu kuş bunlardan biri olmalı, Güney Avustralya'nın harika lir kuşu.
Supongo que hay montones de contendientes, pero ésta ave debe de ser uno de ellos, el ave lira soberbia, del sur de Australia.
Lir benimdir.
La lira es mía.
Salers'in lir biçimli boynuzlarını biliyor musun?
¿ No reconoces los cuernos en forma de lira de las Salers?
Sadece lir çalanlarda.
Que no hacemos nada.
Elimizde lir olmadığı için.
Debía ser una lira.
Çok o-ku-yan mı bi-lir çok ge-zen mi?
"¿ Quiénes saben más? ¿ Los que leen mucho o los que viajan mucho?"
Steven, Şunu da kesebir lir misin?
Steven, ¿ puedes cortar esto con tu tenaza?
Bu odundan'Lir'. İsveç / Udevalla da yapıldı. Per Sörenson yaptı.
Se trata de una lira de madera hecho en Udevalla en Suecia.
Ve bak bazı şeyler değişmiş olabil lir ama.. Gerçekten önemli şeyler hala eskisi gibi.
Y mira, por muy diferente que parezca todo, lo importante de verdad no ha cambiado.
Pos-ter-de-ki sa-tı-rı o-ku-mak i-çin, za-man a-yı-ra-bi-lir-din.
Só-lo ha-ce fal-ta le-er el es-ló-gan.
İmparator Nero bile lir çalabiliyormuş.
Incluso el emperador Neron podía tocar el violín. Mira, eso es mentira.
Dev Mac Lir ve onun köpekleri.
Es el gigante Mac Lir y sus perros.
Ona Mac Lir derler.
Se llama Mac Lir.
Macha, Mac Lir'in annesiydi!
¡ Ella era su madre!
Bu Mac Lir, büyük dev.
Este es Mac Lir, el gran gigante.
- Lir sanatçısı mı?
- El tocador de lira?
Lir!
¡ Lir!
Lir sesi bu!
Es una lira.
Evet, lir çalıyorum.
- Sí, toco la lira.
Neden lir ille de?
¿ Por qué la lira?
Ve lir ne zamandı o, 16. yüzyıla kadar falan icat edilmemişti.
Y el violín no fue inventado hasta, ¿ cuándo?