Lisedeyken перевод на испанский
1,285 параллельный перевод
Ben lisedeyken... Bir erkek arkadaşım vardı... ve ben... onunla çıkıyordum... ve sonra Missy onunla çıkmaya başladı.
Cuando estaba en la secundaria tenía un novio y yo salí con él y luego Missy salió con él.
Yani en azından lisedeyken?
Al menos en la secundaria.
Lisedeyken Varşova'ya gitmiştim o zamanlar sıkı bir komünist rejim vardı.
Recuerdo que de adolescente fui a Varsovia cuando aún era un régimen comunista estricto.
Lisedeyken aynı kulüpteydik.
Estábamos en el mismo club en el Instituto.
Lisedeyken öyle meşhurdun ki, atıcı DONG Chi-sung!
¡ Eras muy famoso en la secundaria! ¡ DONG Chi-sung, el lanzador!
Himiko, lisedeyken yarattığım bir karakterdi.
Himiko era un personaje que creé mientras iba al instituto.
Lisedeyken oldu bu.
Fue cuando ella asistía al instituto.
Lisedeyken başladığım dikkatsiz antrenmanlar yüzünden vücudum garip belirtiler göstermeye başladı.
Con el entrenamiento que tenía en la escuela mi cuerpo empezó a tener síntomas extraños.
Hiç anlamıyorum. Lisedeyken çok popülerdim.
Simplemente... no tengo Solía ser muy popular en el instituto
Yani lisedeyken hiç kız arkadaşın olmadı şimdi de George Michael lisede olduğu için hiç olmayacak.
Claro, no tuviste sexo en bachillerato... y ahora no tendrás sexo durante el bachillerato de George Michael.
Lisedeyken her gösteride oynamıştım. Yemin ederim.
Hice todas las obras del secundario, lo juro por Dios.
Lisedeyken böyle bir arabamız olsaydı keşke.
Deberíamos hacer tenido uno de estos en el instituto.
Lisedeyken, tam buranın ortasında bir kızla seks yapmıştım.
En la secundaria tuve sexo con una chica en medio de...
Şimdi, izin verirseniz, içeride lisedeyken nefret ettiğim biri var ve ben artık başarılı biri olduğuma göre.
- Y ahora, si me disculpan hay una chica que odiaba en el colegio y ahora tengo más éxito que ella.
Lisedeyken, bir adama oral seks yaparak bile hamile kalınabileceğini sanırdım.
En secundaria, creía que podías quedarte preñada... -... por hacerle una mamada a un tipo.
Hayır, lisedeyken güreş dersi almıştım.
No, es sólo que, ya sabes, yo luchaba en la secundaria.
Lisedeyken evlilik.
- Te casaste en la secundaria.
Daphne ve ben lisedeyken bir Gay-Hetero İttifakı başlatmıştık.
Daphne y yo empezamos la alianza gay-hetero en nuestra escuela.
Yani, lisedeyken sende bir kaç...
Tú besaste a un par de chicas en el instituto, ¿ no?
- Yani lisedeyken mi?
- Eso fue en la secundaria?
Lisedeyken söylemen gereken tek kelime "merhaba" ydı.
En el instituto, esa palabra era "hola".
Lisedeyken zirvedeydi ama şimdi çok çaresiz ayrıca 10 yıllık buluşmayı 3 buçuk yıl öne taşıyan acınası sarışın kız diye düşünmüyorlar mı?
¿ No me ven como una rubia patética cuya mejor época ya pasó y está tan ansiosa de recuperar su gloria pasada que adelantó 3 años y medio la reunión de los 10 años?
Babanın ilk öpücüğü lisedeyken... benimle olmuştu.
El primer beso de tu padre fue en preparatoria, conmigo.
Lisedeyken koşuyordun. Eyalet şampiyonuydun.
Fuiste campeón de atletismo de joven.
- Lisedeyken koşuyordum ve 800 metrede bölüm birincisiydim.
Corría en la preparatoria y fui campeón de división en los 800 metros.
- Lisedeyken de böyle derdin dostum.
Decías lo mismo en la escuela.
Lisedeyken kelimenin tam anlamıyla manyaktırlar.
Forman camarillas en la escuela secundaria.
Gil'in büyükbabasıyla tanışmış mıydın? Siz lisedeyken yani.
¿ Conociste al abuelo de Gil en la secundaría?
- Baba sen lisedeyken büyük bir beyzbol yıldızıydın.
Pero ¿ por qué? - Es que tú fuiste una estrella del béisbol en la escuela.
Oh evet, O'nu lisedeyken okumuştum.
Sí, lo leí cuando estaba en la secundaria.
Koçun lisedeyken takma adının "Berbat" olduğunu... biliyor musun?
¿ Sabes cuál era el apodo del entrenador en la enseñanza secundaria, le decían?
Lisedeyken arkadaş değil miydiniz siz?
¿ No fueron amigos en secundaria o algo?
Lisedeyken. Bundan çok ama çok uzun zaman önceydi bu.
En la secundaria, hace mucho tiempo.
Lisedeyken birlikte ufak bir geçmişimiz olmuştu.
Habíamos tenido una relación en el bachillerato.
Lisedeyken bunu pek yapmazdık.
En el bachillerato no había mucho de eso.
Evet, Donny biz lisedeyken bana büyük şekilde âşık olmuştu.
Sí. Donny estaba enamorado de mí en la secundaria.
Ben bile Bradley'i tanıyorum. Lisedeyken hiç ayrılmayacaklar gibi görünüyordu
Hasta lo que sé... eran ellos prácticamente inseparables durante el 2º año.
Lisedeyken ikimiz de çok popülerdik.
Los dos éramos muy populares en secundaria.
Lisedeyken beden eğitimi derslerine katılmazdım.
En el colégio, siempre era eximido de hacer gimnasia.
- Şaka ediyo-yani lisedeyken bir sürü pislikle çıkmıştın.
Sólo digo que saliste con muchos patanes en la secundaria, es todo.
Lisedeyken tek yapmak istediğim eğlenmekti.
Cuando estaba en secundaria lo único que yo quería era ir de fiesta.
Lisedeyken asiyidim.
Fui muy rebelde en la secundaria.
Lisedeyken açıklamıştı.
A él lo sacaron de la escuela
Savunma. Lisedeyken.
Era defensa.
- Düşünsene eğer lisedeyken beraber olsaydık hayatlarımız ne kadar farklı olurdu?
- Piensa qué distintas serían nuestras vidas de habernos juntado en el bachillerato.
Lisedeyken böyle bir hatunla çıkmıştım.
Salí con una chica como ella en el bachillerato.
Lisedeyken becerdiğim bir hatuna benziyor.
Se parece a una chica con la que me acosté en bachillerato.
Lisedeyken bizimle ters düşmeye başladı. Çok fazla uyuşturucu alıyordu. Ona yardım etmeye çalıştık.
Comenzó a perderse en la escuela, usaba drogas... intentamos ayudarla...
Lisedeyken herkes bana şişko kıç derdi.
Mírame la cara. En el bachillerato, todos me llamaban "trasero gordo".
Lisedeyken sık sık buraya gelirdik.
Solíamos venir por aquí cuando estábamos en la Escuela Superior.
Ben lisedeyken çok hoş bir kızdı.
Esta chica era la mercancía en la escuela secundaria.