Local перевод на испанский
9,806 параллельный перевод
Bu Loth-sıçanını kara borsa mallar satarken yakaladım.
Atrapé a esa rata local vendiendo cosas del mercado negro.
Halk sağlığı departmanı sizleri yerel bir viral ensefalit salgınına karşın uyarmak ister.
El departamento de salud pública desearía advertirle acerca de un brote local viral de encefalitis.
Bilin bakalım okul için yerel bir üreticiden ne satın aldım.
Adivinad lo que acabo de comprarle a un fabricante local para la universidad.
Ruffles bir izci kızdan kurabiye çaldı, bir ıstakozu taklit etti 5 farklı babadan 27 çocuk yaptı ve bir doktorun söylediğine göre de, bağırsak kurdu var.
Ruffles le robó a una chica exploradora, se hizo pasar por langosta, ha tenido 27 hijos con 5 diferentes padres, y según un doctor local tiene gusanos.
Khara'nın şehir içi numara çevirdiğini varsayalım.
Asumiendo que Khara llamó local.
Steve ve kıytırık mağazasından uzaklaşmak buraya taşınmanın faydalarından biriydi.
Se suponía que alejarme de Steve y su estúpido local iba a ser una de las gratificaciones de mudarnos aquí.
"Yerel polisin kahraman üvey kızı günü kurtarıyor" diye manşet atsalar amirin kulağına giderdi.
"Hijastra héroe de policía local salva la situación", eso atraería la atención del jefe.
Prova stüdyosu kiraladım ve tek albümünüzden çıkan Animal parçasını söylemek istiyorum.
He reservado un local de ensayo, y quiero cantar Animal, del único disco de The Heathens que se grabó.
- Bana buradan bir köpek toplayıcısı bul.
- Búscame un perrero local.
Kitapları okuyordum, derslere katılıyordum merkezdeki etkinliklere katılıyordum, Santa Clara'daki.
guau ". Yo leía libros, asistía a conferencias y a diferentes eventos en la misión, en la misión local de Santa Clara.
Açik adresi ögrenmek imkânsiz ama yerel sunucuyla daraltabiliriz.
No hay manera de conocer la dirección exacta... pero podemos rastrearla a través del servidor local...
Bölge polisi Keller Sr.'ı iyice araştırmış, o olduğunu düşünmüşler. Ama sadece ikinci derece izler bulmuşlar. Kesin bir fiziksel delil yokmuş.
La policía local miraba muy de cerca a Keller señor, era sospechoso de los asesinatos, pero solo tenían un caso circunstancial, nunca encontraron ninguna prueba física concluyente.
Austin Polisi'ne yerel televizyon muhabiri Dan Glover hakkında kayıp haberi ulaşmış.
La Policía de Austin tenía una denuncia de una persona desaparecida... de un reportero de la televisión local llamado Dan Glover.
Yerel alkol mağazasından aldıklarına bakarsak şarap gurmesi.
Basado en lo que compra en la tienda local de licores,
Bu yerde dün yangın çıkmış... ve sadece beş saat sonra Helen öldürülmüş.
Este local sufrió un incendio ayer... solo unas horas después de que Helen fuese asesinada.
Westwood'da yeni bir nargile barı açıyorum.
Voy a abrir un nuevo local para fumar en cachimba en Westwood.
Dün gece bir açık artırma evinden çalındı.
Lo robaron anoche de una casa de subastas local.
Yerel bir TV'deki arkadaşına.
Alguien de la televisión local.
Yerel bir TV programında çalışan?
¿ El que trabajó en la televisión local?
Johnny Frost'un yerel TV'de arkadaşı yoksa o zaman bu kayıt başka kimde var?
Si Johnny Frost no era el amigo en la televisión local, entonces ¿ quién más tiene el vídeo?
- Hayır. Burası oldukça saygın bir işyeri.
Este negocio local tiene mucha reputación.
Komple dükkanı satın alacağız.
Nos quedaremos con todo el local.
Bunca yol tepmişsin, neden yerel bir şeyler denemiyorsun?
"Has venido hasta acá al otro lado del lago. por qué no intentar un color local?"
Evet, yerel halktan biri.
Sí, es un traficante local.
McKenna'nın yeri burası.
Este es el local de McKenna.
Birkaç yıl önce Gordon'un merkezdeki yerine yatırım yapmıştım.
Invertí en el local de Gordon en Midtown hace unos años.
Bak, buraların efsanevi aşçısına yenilmek utanılacak bir şey değil.
Escucha, si pierdes contra una leyenda culinaria local, no hay que avergonzarse.
Gündemde yoğun bir polis soruşturması söz konusu yerel Tom Thumb iki silahlı saldırgan tarafından soyuldu.
En Skyline, una tienda local fue asaltada por dos atracadores es el objeto de una intensa investigación policial.
Şerifle de biraz muhabbet ettik.
Yo tenía esta pequeña charla con el sheriff local.
Yerel meraklılardan tanıdığınız var mı?
¿ Conoces a algún coleccionista local?
"Özbek yetkililere göre, Özbekistan'ın Taşkent Bölgesindeki... "... yerel bir rahip olan Peder Aleksandr Nabiyev...
"De acuerdo a las autoridades de Uzbek, el Padre Aleksandr Nabiyev, un sacerdote local de la región de Tashkent en Uzbekistán..."
Bu kolay olmaz, yerel ordu bile bulamıyor yerlerini.
No será fácil. Ni siquiera puede encontrarles el ejército local.
Anneca Oil, yerel boruyolunun kullanımına son verme kararı aldı.
Con efecto inmediato, Aceite Anneca ha elegido para detener la operación del oleoducto local
Hayır, oraya gittiğimde satış görevlisi bana arabayı tamir ederken Hank'i yaralandığını söyledi.
No, así que cuando llegué allí, el gerente del local me dijo que Hank se lesionó mientras trabajaba en un auto.
Tamam, franchising düşünmeden önce, bu bölgede ikinci şubenizi açmanızı tavsiye ederim.
Vale, ahora, antes de que se plantee lo de la franquicia, le aconsejo abrir un segundo local en esta área.
Ve şube başarılı olursa, franchising sonraki adımınız olabilir.
Y si ese local tiene éxito, la franquicia puede ser el siguiente paso.
Bu insanlardan birini tanıyorsanız lütfen karakolu arayın.
Si reconoce a alguna de las personas mostradas aquí, por favor llama a su departamento de policía local.
Yerel Pazar bar takımı için oynayan bir futbolcuymuş gibi görünüyor, taa ki onun oynayışını görene kadar.
Se ve como el tipo de futbolista quien juega para el equipo local pub Domingo hasta que lo ves jugar, eso es.
Ve boştu.
Parque local y estaba vacío.
Hayır, kilisede. Yerli takılıyoruz.
No, en una iglesia local.
Ama ordusuz hiçbirşey, bir solucan gibi yerel güçlerin içine sızmak zorunda kaldı.
Pero sin su Ejército, se vio obligado a colarse en la estructura de poder local.
- Ülke bağlantımız mı?
- ¿ La agente local?
- Yerel destek yolda mı?
¿ Tenemos ayuda local de camino?
Cal yerel şirkette kardeşleriyle birlikte kaba olmak zorundayken kızlar ise geri kalanımızla birlikte Stonemouth Akademisi'ne gittiler.
Fueron a la Academia Stonemouth, mientras Cal tenía que pasarla mal con sus... hermanos en el colegio local con el resto de nosotros.
Pazartesileri müzik olur o yüzden kalabalığızdır.
Los lunes tenemos música en directo, así que el local estaba hasta arriba.
Denetimimi detaylı bir şekilde belgelememle ilgili sorunların varsa şayet bölgedeki Tina'yla görüşmeni öneririm.
Si... Si tienes algún problema con que documente minuciosamente mi inspección, te sugiero que llames a Tina de la policía local.
Üzerinde GPS vardı ama çıkarmış.
Tenía un GPS local en él y se cortó.
Polislerin önemsiz insanlara karşı ilgisiz olduklarını gazeteye vermeden sonra tutuklanmamaya özen gösterin derim.
Trate de no ser arrestado el día a continuación, que se citan en la primera página el periódico diciendo que la policía local son indiferentes la desaparición de la subclase
Mekanın büyüklüğü ideal.
Tu local tiene buen tamaño.
Halktan birini seç.
Elige a alguien local...
Ama sizin olabilir.
Ambos hombres comían en el mismo local de sushi.