Managers перевод на испанский
66 параллельный перевод
Menajerler kalır, ama boksörler kısa süre dayanır.
Los managers perduran, pero los boxeadores duran poco.
- Menajerler geliyor.
- Ya vienen los managers.
Bir menajerle uğraşmak kolay, ama neden altı tane?
A los managers se les maneja bien de uno en uno.
- Menajer olduğunuz kesin.
- Vds. Son los managers, eso seguro.
- Öyleyse menajerler nedir?
- ¿ Y qué son, pues, los managers?
Simdi, bayanlar ve baylar yönetim sizlere gecenin... yildizlarini gururla sunar.
Ahora, damas y caballeros, es el distinguido placer de los managers... presentarles la atracción de las estrellas de la tarde.
Menajerler dışında yani.
Excepto los managers, claro.
- Siz Kulüp müdürlerinden birisi misiniz?
¿ Eres uno de los managers del club?
Müdürler olarak kura çektik ve ben kazandım.
Así que los managers sacaron bombillas y yo gané.
Turne menajerleri poker partisine hoş geldin.
Bienvenido al póker de los managers.
Afedersin, David, ancak sanki "yönetici ağzıyla" konuşuyorsun.
Lo siento, David, pero eso me suena a jerga de managers.
Hala yönetici ağzıyla konuşuyorsun.
Aún me suena a jerga de managers.
16 ayımı boksör, menajer ve hocalarla boğuşarak,.. ... daha liseyi bitirememiş adamlara yağ çekerek geçirdim.
Pasé 16 meses de mi vida remando con luchadores, managers, manejadores, y besando muchos traseros que nunca pasaron de la primaria.
bunun menajerleri var.
éste tiene managers.
O dönemde menajerler bir psikoterapist görmemizi önerdi. Profesyonel takımlarla görüşen biri. Birbiriyle geçinemeyen, fakat herkesin para kazanabilmesi için aktif akışını sürdürmesi gereken büyük egolu, çok paralı adamlar.
Por aquel entonces, los managers sugirieron que viéramos a un psicoterapeuta un tío que trabaja con equipos deportivos profesionales, ya sabes tipos con mucho ego y mucho dinero que no pueden llevarse bien pero que están obligados a entenderse para que todos los demás sigan haciendo dinero.
Bir güzel kafalari çekeriz su menajerlik isinden de çok para kazandigina göre Beverly Hills Hotel'de bir oda tutariz.
Podemos emborracharnos mucho. Y como tú eres el campeón de los managers, que gana mucha pasta, podemos reservar una habitación en el Beverly Hills.
Ve bu olursa, en iyi durumda, ikiniz Vadide menajerlik yaparsınız.
Y si eso llega a pasar, en el mejor de los casos, ustedes dos serán managers en el Valle.
Menajerler, gazeteciler, fotoğrafçılar...
Managers, periodistas, fotógrafos...
Menajerlerine söz verdim.
¿ Entendido? Se lo prometí a tus managers.
Lanet menajerler.
- Dios, putos managers.
Dinle bak. Niki'nin menajerleri ile bir durumlar oldu.
Escucha... este... tenemos una situación con los managers de Niki,
Hayır bu berbat bir şey. Menajerleri kendini kaybetti. Çok sinirliler.
No, está jodidamente mal, y sus managers, están fuera de sí están tan enojados, la van a sacar de nuestra película.
Ama adamlar ısrarla ısrarla birisi ile gitmesini istiyorlar yarın akşamki prömiyere.
Pero sus managers insisten, insisten, en que lleve una pareja a la premiere de "Liquit Heat" mañana en la noche.
İki takım arasında, kimilerine göre sağlıksız sayılabilecek ölçüde güçlü bir rekabet süregelmekte özellikle de teknik direktörler arasında.
Siempre ha habido una fuerte, algunos podrían decir insalubre rivalidad entre los dos equipos y con los managers en particular.
Prensibimdir, rakip teknik direktörün elini mutlaka sıkarım.
Cuestión de principios, siempre le doy la mano a los otros managers.
Kendinden aşağıda gördün, tepeden baktın ve beni reddettin her kulübe ve her teknik direktöre yaptığın gibi.
Me consideraste indigno, me mirabas sobre el hombro, me desestimaste al igual que lo hiciste con cualquier otro club y todos los otros managers.
Çok yakında, acenteler, menajerler ve film anlaşmaları olabilir ama bir takım olarak burada olduğumuzu hatırlamanızı istiyorum.
Pronto, puede que haya agentes, managers y contratos cinematográficos. Pero ahora quiero que recordemos lo que es estar aquí juntos como un equipo.
- Dan, çıktığım son üç çocuğun temsilcileri, menajerleri halkla ilişkiler uzmanları aynı zamanda tarot bakan antrenörleriyle tanıştım.
Dan, de los últimos tres chicos que salí, conocí a sus agentes, sus managers, sus publicistas, un entrenador personal, que también leía el tarot,
Yaklaşık üç ay önce, Uluslararası bir dövüş klubünü aldı- -... izleyenler arasında büyük menejerler de oluyordu.
Hace unos tres meses, tenía un club de lucha internacional... Estos grandes managers en la multitud observando.
Biz Los Angeles'a doğru yola çıkarken, menajerleriyle günlük toplantısını yapıyor olacak.
Cuando lleguemos a Los Angeles Él tendrá una reunión con sus managers
Birçok müdür bunu yapıyor.
Muchos managers lo hacen.
Peki Barry, buradan ta Avrupa'yı neden arıyor?
¿ Entonces por qué la gente de Barry esta llamando a managers desde aquí hasta Europa del este?
Tamam yapabileceğimin iyisi değil tabii, Radyo Froggy'i ararız Justin Bieber'ın tur yöneticisi olduğumuzu ve bedava bilet dağıttığımızı söyleriz.
Bueno, no es la mejor, pero llamamos a la radio decimos que somos managers de Justin Bieber y damos entradas gratis.
Menejerimi değiştiriyorum. Durum çok delice. İçeri gelsene.
Yo... estoy cambiando de Managers, sí y es una locura, pero entra.
Grup menajerlerinin yaptığı iş budur, değil mi?
Es lo que hacen los managers, ¿ no?
Yapımcıları bilirsin.
Ya sabes cómo son estos mánagers.
Yapımcılarla dolaplar çeviriyorsun.
Estás con los mánagers.
Demek yapımcılar için çalışıyormuşum, paranı alıyormuşum, öyle mi?
¿ Trabajo para los mánagers, eh? Te saco el dinero.
Peki menajerler?
¿ Y los managers?
Bizim yanımızda ol.
Los managers se quedan. Únase a nuestro bando.
Zeki menejerlerin oyunu kazanmak için yaptıkları şey budur.
Es lo que hacen los mánagers astutos para ganar los partidos.
Hollywood'a bir yıldız olarak dönünce ajansı ve menajerleri... stüdyo filmlerinde başrol oynayarak kariyerine devam etmesini önerdiler.
Cuando regresó a Hollywood como estrella, sus agentes y mánagers le animaron... a que emprendiera una carrera como protagonista convencional para un estudio.
UFO Club'ı Joe Boyd işletiyordu. Pink Floyd'un yeni menajerleriyle arkadaş olan Boyd Amerikalı bir müzik prodüktörüydü. Ve yeni yetenekler arıyordu.
El UFO Club pertenecía a Joe Boyd, un productor musical estadounidense, amigo de los nuevos mánagers de Pink Floyd, que buscaba nuevos talentos.
Mark sizin idarecilerinizden biri olacak.
- Mark es uno de los mánagers con los que vas a trabajar.
Danışmanlar, menajerler falan.
De agentes, mánagers, gente de ese tipo.
Frankie, ona maç ayarlamak için elini cebine atmak zorundaydı dışarıdan idarecilere para ödeyerek ödülü cazip hale getirdi.
Frankie debio acudir a su bolsillo para tener peleas decentes pagándoles aparte a los mánagers.
Dinle, menajerlerin annesi.
Escucha, Madre de todos los mánagers.
Bugün ofiste iki müdür olduğuna sevindim açıkçası.
Creo que fue un buen día para tener dos mánagers.
Ama son zamanlarda işler çok meşguldu ve menejerimi değiştiriyorum.
Sí. Pero es que he estado un poco ocupada por aquí... y últimamente... estoy cambiando de mánagers.
Menajerleri, ajansları, avukatları bu davaya karışmalarını istememişti. İkisi de, Michael'a ne zaman isterse yardım edeceklerini bana söylemişti.
Tenían mánagers, agentes y abogados que no querían que se involucraran, pero los dos me dijeron que harían lo que fuera por Michael.
Yıpranma, bütün menajerler, menajerlerin yerine getirmediği vaatler ona büyük zarar verdi.
El desgaste, los mánagers, todas las promesas que no cumplieron, le pasaron factura.