Mesele перевод на испанский
15,086 параллельный перевод
Poldark'ın hizmetçisiyle alakalı küçük bir mesele vardı.
Queda el asuntillo del sirviente de Poldark.
NZT olmasa fark edemezdim ki bence mesele de bu zaten...
No me habría dado cuenta de no ser por el NZT, que creo que es el punto...
Mesele burada işte.
Sí, es un verdadero enigma.
Ailenle beni tanıştırmak, özellikle de senin koruyucu meleğin olduğumu açıklayamaman karışık bir mesele.
Lo entiendo. Es complicado presentarme a tu familia, especialmente cuando no puedes poner en descubierto que soy tu ángel guardián.
Mesele haline geldi artık.
- Ha sido un problema.
Arkadaşım, burada neyi yapamadım biliyor musun? Şu hata şeyi. Evet, büyük bir mesele.
Oye, muchacho, ¿ no sabrás qué hice para que salga este error?
Mesele şu ki, başardık.
El hecho es que, lo logramos.
Çünkü özel bir mesele.
Porque es un asunto privado.
Sizinle konuşmak istediğim çok hassas bir mesele vardı.
Hay un asunto delicado del que necesitaba hablar con usted.
Bu da başka bir mesele.
Eso es otra cosa.
- Özel bir mesele.
- Es un asunto privado.
- Louis, kişisel bir mesele. - Nerede o?
¿ Dónde está?
Tabii ki bir sebepten dolayı Mike hakkındaki iddialar düşerse ayrı mesele.
Al menos, claro, que por alguna razón estos alegatos en su contra desaparezcan.
- Louis, asıl mesele ne?
Louis, ¿ qué está sucediendo?
Kendimi işin içine atıyorum çünkü mesele acil.
Me he permitido entrar porque la situación es urgente.
- Dediğim gibi mesele çok acil.
Como he dicho, el asunto es urgente.
Asistanın konuşmamız gereken önemli bir mesele olduğunu söylemişti.
Tu asistente dijo que tenías un asunto de mucha urgencia que discutir.
Mesele para değil.
No, no es el dinero.
Mesele Kobalt operasyonu.
Es la operación Cobalto.
- Mesele yakıt.
- Es sobre el petróleo.
Mesele para.
Esto se trata de los beneficios.
Mesele Liz'in intikamını almak ve ne gerekiyorsa yapacağım.
Esto es para vengar lo sucedido con Liz y voy a hacer lo que haga falta.
O mesele neydi şimdi?
¿ De qué iba todo eso?
Nedir mesele? - Babak, ben gidiyorum.
Babak, me voy.
Hayır, mesele o değil. Ücretle alakalı konuşmayacağım.
No, no se trata de... salarios, honorarios y cosas por el estilo.
Hayır, gelmiyor Ama dinle, bence mesele
No, no lo es, pero creo que el problema es
Mesele şu şerefsiz gardiyan Humps.
Es ese puto guardia, Humps.
Mesele taraf tutmak değil!
¡ No se trata de elegir un lado!
Mesele saygı!
¡ Se trata de respeto!
Mesele ben değilim.
Esto no se trata de mí.
Gerçekten öyleler mi, o ayrı mesele.
Que realmente lo estén es otra historia.
Mesele bitti, Ugo.
Eso es todo, Ugo.
Mesele Miranda Frank değil.
No se trata de Miranda Frank.
Evet de bunun protokolle alakası yok. Mesele sensin.
Se trata de ti.
Bu mesele kapandı.
Esto se acabó.
Tüm mesele doğal kaynaklar elde etme.
Se trata de capturar los recursos naturales.
Mesele tam olarak o değil ama demek istediğini anlıyorum.
Eso no es exactamente lo que... pero entiendo lo que dices.
Hayır, mesele kızım, onun işine karışmanıza izin vermeyeceğim.
No, esto es sobre mi hija, y no permitiré que la fastidies.
Tüm mesele ahenk yakalamak.
Es todo sobre el ritmo.
Peki ya diğer mesele?
¿ Y lo otro?
- Evet ama mesele o değil.
- Sí, pero no se trata de eso.
- Mesele diğer gece mi?
¿ Esto es por lo de la otra noche?
Mesele bu değil.
Esa no es la cuestión.
- Mesele benim ne dusundugum degil.
No es lo que pienso.
Ama mesele su ki her sey kotu degil.
La cosa es... que no todo es malo.
Mesele bu değil.
No tiene nada que ver con eso.
Benimle ilgili bir mesele.
Hay algo malo en mí.
- Mesele ikimizin arasında değil.
No se trata de nosotros.
Asıl mesele haklı olması.
El asunto es que tenía razón.
Esas mesele hangisi kullandıklarını bulmak.
Vale, el reto es descubrir cuál de ellos utilizaron.
- Nedir bu mesele?
¿ De qué va todo esto?
mesele bu 28
mesele ne 68
mesele nedir 145
mesele yok 23
mesele bu değil 76
mesele de bu 30
mesele o değil 48
mesele değil 30
mesele şu 62
mesele şu ki 58
mesele ne 68
mesele nedir 145
mesele yok 23
mesele bu değil 76
mesele de bu 30
mesele o değil 48
mesele değil 30
mesele şu 62
mesele şu ki 58