Meto перевод на испанский
1,852 параллельный перевод
Hareket edersen, işini bitiririm.
Cualquier movimiento y te meto abajo.
Nereye koyayım seni?
¿ Y dónde te meto?
Yazarken gayri ihtiyari yaşadıklarımı Yong Lin karakterine yansıtmış olabilirim.
Cuando escribo, inconscientemente me meto dentro del personaje de Yong Li.
Yazarken bilinçaltımda kendimi karakterin yerine koyarım.
Cuando escribo, inconscientemente... me meto dentro del personaje.
Ben kazanamayacağım kavga yapmam.
No me meto en peleas que no puedo ganar.
- Vurulmak istemiyorsan gir içeri!
- ¡ Métete dentro o te meto una bala!
Senle uğrasmıyorum!
¡ No me meto contigo!
Adamı odaya aldım. Herşeyi inkar etti.
Meto a este tipo en el cuarto, él niega todo.
Serçe parmağımı keseceğim, siz onu soğuk bir yere koyacaksınız, sonra onları "Winky Dinky Sosislileri" nin içine koyacağız ve onlara 10.000 dolarlık dava açacağız.
¿ Qué tal si me corto un dedo del pie, lo guardo en este refrigerador... Io meto en una salchicha Winky Dinky, y los demando por $ 10.000?
Peki Bugsy, ben güvenlik görevlisini halleder, ön kapıdan çıkarım.
Bien, Bugsy, yo me encargo del guardia y me meto por...
Hanidir belaya bulaşmıyorum.
Hace un tiempo que no me meto en problemas.
Her istediğimde benle seks yapmaya hazır.
Se lo meto por detrás y por delante cuando se me antoja.
Kavgaya karışsam arkamı kollar mısın?
Si me meto en una pelea, ¿ me ayudarías?
Peki bu kapıyı kırsam da içeri girip kafanı Turtle'ın k.çına soksam nasıl olur? .
Qué tal si tiro esta puta puerta abajo entro allí y meto tu cabeza por el culo de Turtle.
Aslında burada olsun isterdim ama ailesi gelenekçi. Ben de çekildim.
Sabes, de hecho me gustaría que estuviera aquí pero su familia es muy tradicional así que... yo no me meto
Ben senin eşyalarını karıştırmıyorum.
Yo no me meto con las tuyas.
O zaman bende benim için çok önemli olan şeyleri bir kutuya koyarım. Bir çeşit hayat sigortası.
Meto en una caja las cosas que realmente importan es como una póliza de seguros.
Eğer Federal Veri Bankasına girersem arabayı bulabilirdim.
Si me meto en la base de datos federal probablemente sea capaz de encontrar el auto.
Ama olabilirdi. Bir daha ayağım kayarsa, beni bulacağın yer kesinlikle burası. Ya da daha beter bir yer.
Pero puede ser si meto la pata otra vez, aquí es exactamente donde me encontrarás o en un lugar peor.
Ben karışmam.
Yo no me meto.
Eğer basket atarsam, Sam ile birlikte olacağım. Kaçırırsam, elveda diyeceğim.
Si la meto, me quedo con sam, si fallo, le digo adios.
Bir şeyden yakalansam "Bodie, orada kal."
� Crees que si me meto en problemas dir � n : " Bueno, s �. Bodie estuvo all �.
İşine karışmak istemem ama, seni bırakan kimdi?
Si no me meto en nada serio � a qui � n eliminamos por ti?
Üç gün sonunda yatağa atmayı başardım, o ise tüm zamanını bana sarılarak harcadı.
Después de tres días finalmente lo meto en la cama y lo único que hacía era abrazarme.
Polisler Meto'ya onu sessiz tutması gerektiğini söyleyecek ve ben de, - evet tamam, diyeceğim, ve onlar gidecek ve o da yaptığı şeyleri yapmaya devam edecek.
Los policías me dirán que lo mantenga callado y diré que lo haré, y luego se irán, y más tarde volverá a hacer lo que hace.
- Eğer birinin onunla yattığını anlarsam bunu alır kıçından sokup ağzından çıkarırım.
Si yo descubro que alguien se está dando bien con ella, agarro eso y lo meto tan hondo en su trasero, que le va a salir por la boca.
Bunu yapınca belalar peşimizi bırakmaz bizim.
Vendrán problemas si me meto en esto.
İçine koyayım mı?
¿ La meto?
Size sataştığım falan yok!
No me meto con usted.
- Ben gelmiyorum. - Gir!
Yo ahí no me meto.
Ayaklarımı iyice kuma gömüyorum, sopayı çeviriyorum ama bir türlü atışı yapamıyorum ve top sadece birkaç metre gidiyor.
Meto mis pies, abro la cara del palo pero luego olvido seguirlo y la pelota avanza sólo un metro.
- Niçin herkesin işine burnumu sokuyorum ki?
¿ Por qué meto mi naríz en los asuntos de todos los demás?
- Bu pek ilgimi çekmedi. - Hayır.
Yo no me meto en esto.
Sadece ağzıma yemek aldığımda, çiğniyorum ve sonra tükürüyorum.
Es sólo que cuando me meto comida en la boca, la mastico y después la escupo.
- İçime mi sokayım?
- ¿ Me la meto por dentro?
Artık aşk üçgenleriyle ilgilenmiyorum.
Ya no me meto en triángulos amorosos.
Açıp çamaşırları dolduracağım.
Solo la enciendo y le meto esto.
Daha dün yerleştirdim ona.
Bombeo, le meto la vara.
Bir içki daha aldım. Tuvalete gittim ve tüm poşeti burnuma çektim.
Agarro otro trago, voy al baño, y me meto toda la bolsa por la nariz.
Vic'in işlerine karışmam.
No me meto en las cosas de Vic.
Ben Shane'inkilere karışırım.
Yo sí me meto en las de Shane.
Yani nasıl bir işe bulaştığımı biliyorum.
Así que sé exactamente en qué me meto.
Ve eğer seni hapse atarsam, seni çıkarması için
Y si te meto en la cárcel, ¿ quién le va a conducir a tu estrella de cine para ir
Açıkçası, neden çocukları da alıp seni terk edip gitmediğimi bilmiyorum.
Sinceramente, no sé por qué no me meto en el auto con los chicos y te dejo.
Ben seninle uğraşacağım, sen benimle uğraşacaktın. Sonunda, sen pes ettin.
Me meto contigo, te metes conmigo, con el tiempo, te rindes.
Ne zaman insanlar için iyi bir şeyler yapsam başım belaya gidiyor.
Sabe, siempre me meto en problemas... cuando intento hacer algún bien a las personas.
Neyse, ben suya giriyorum.
- Yo me meto.
Senin hikâyen nedir, Kent?
Así que me meto en los asuntos de Olsen.
- hepsinin farklı bir yöntemi varken... - Şimdi sekiz oldu.
-... todos con diferentes méto- -
Şimdi suya atlıyorum.
Echo de menos a tu padre, ya no hablas conmigo, y no hay habitación en la casa que sea lo suficientemente grande para contenerme. Me meto en el agua.
Cebine koyacağım.
Yo creo que te lo meto en el bolsillo.