Minbari savaşı перевод на испанский
52 параллельный перевод
Yarbay Sinclair'in Dünya-Minbari Savaşı'na katıldığı ve etkilendiği muhakkak. Ayrıca- -
Sí, el Comandante Sinclair tomó parte... en la reciente guerra terrestre-minbari.
Dünya-Minbari Savaşı'nın en büyük çatışmasına katıldın ve bunu bana anlatmadın.
la mayor batalla de la guerra contra los minbari y... jamás me lo dijiste.
İnsanlığın Üçüncü Çağı'nın başlangıcı Dünya-Minbari Savaşı'nın 10 yıl sonrasıydı.
Era el comienzo de la tercera edad de la humanidad diez años después de la guerra Tierra-Minbari
İnsanlığın Üçüncü Çağı'nın başlangıcı Dünya-Minbari Savaşı'nın 10 yıl sonrasıydı.
Era el comienzo de la tercera edad de la humanidad diez años después de la guerra Tierra-Minbari.
Dünya-Minbari savaşının son çatışması.
La batalla final y decisiva en la guerra Tierra-Minbar.
İnsanlığın Üçüncü Çağı'nın başlangıcı Dünya-Minbari Savaşı'nın 10 yıl sonrasıydı.
Era el amanecer de la Tercera Edad de la humanidad diez años después de la guerra entre la Tierra y los minbari.
İnsanlığın Üçüncü Çağı'nın başlangıcı Dünya-Minbari Savaşı'nın 10 yıl sonrasıydı.
Era el amanecer de la Tercera Edad de la humanidad 10 años después de la guerra entre la Tierra y los minbari.
İnsanlığın Üçüncü Çağı'nın başlangıcı Dünya-Minbari Savaşı'nın 10 yıl sonrasıydı.
Era el comienzo de la tercera edad de la humanidad diez años después de la guerra Tierra-Minbari..
İnsanoğlunun Üçüncü Çağı'nın başlangıcıydı Dünya-Minbari Savaşı'ndan 10 yıl sonra.
Era el comienzo de la tercera edad de la humanidad diez años después de la guerra Tierra-Minbari.
Bir yıl sonra, ağabeyi, Ganya, Minbari Savaşı'nda öldürülünce Susan, Andrei'nin tüm itirazlarına rağmen Dünya Kuvveleri'ne katılınca aralarındaki uçurum daha da büyüdü.
Un año después, cuando su hermano, Ganya, murió en la guerra contra los Minbari y Susan se alistó en la Fuerza Terrestre, contra la voluntad de Andrei, se distanciaron aún más.
Babil Projesi Dünya-Minbari Savaşı'ndan sonra ortaya atıldı.
Pero recordemos que el Proyecto Babylon se concibió justo tras la guerra Tierra-Minbari.
Bugün ikinci bir Dünya-Minbari Savaşı çıksa, her şey çok farklı olur.
Si la guerra Tierra-Minbari empezara hoy, creo que las cosas podrían haber resultado algo distintas.
Senatör Quantrell'e saygısızlık etmek istemem ama bizzat cephede bulunmuş biri olarak hâlâ Minbari Savaşı'nın yaralarını saramadığımızı söyleyebilirim.
Bueno, con todo el respeto hacia el Senador Quantrell... hablando como alguien que hizo su parte en el frente... tendría que decir que aún no nos hemos recuperado totalmente de la guerra Minbari.
Dünya Kuvvetleri dediğin olayı Minbari savaşı sırasında denedi.
Se pensó en eso en la guerra con Minbari.
Saldırı sonucunda iki Minbari gemisi imha edildi ve liderleri Dukhat öldürüldü. Dünya-Minbari savaşı başladı.
El ataque destruyó dos naves minbari y acabó con su líder, Dukhat... dando origen a la guerra terráqueo-minbari.
Minbari Savaşı'nda öldüler.
Murieron en la guerra minbari.
Minbari savaşı sırasında askeri bir birlikte rahiplik yapıyordum.
Ya sabe, durante la Guerra Minbari, fui capellán.
Minbari savaşındaki yiğitliğinizden dolayı kazandığınız Gümüş Yıldız Madalyası takdirler, terfi emirleri.
La medalla de plata al valor en la guerra Minbari sus condecoraciones, sus insignias de ascenso.
Minbari Savaşı'nın birkaç kahramanından birisin.
Uno de los pocos que salió de la guerra Minbari.
Bu arada Minbari Savaşı Sendromu ve bu rahatsızlığın savaş gazilerimiz üzerindeki etkisini konu alan bir belgesel dizisi hazırladık.
... presentaremos una serie sobre el Sindrome Guerra de Minbari. Y cómo afecta a los veteranos de guerra.
Minbari Savaşı'ndan sonra yağmaları Sheridan'ın önlediğini unutmadık.
Nadie olvido que Sheridan ayudo a calmar las sublevaciones.
Minbari Savaşı esnasında Dünya'ya yapılan silah satışlarını denetliyordum.
En la guerra con los Minbari, supervisé ventas de armas a la Tierra.
Bu inançla Mars İsyanı'ndan, Minbari Savaşı'ndan ve son yaşadığımız zorluklardan geçip buralara geldim.
Y esa fe me llevó a los disturbios en Marte, a la Guerra Minbari... y a las batallas que nos han traído hoy aquí.
Minbari Savaşı ve Mars isyanında büyük başarılar gösterdi.
Sirvió con distinción en la Guerra Minbari y en los disturbios de la comida en Marte.
Halka Minbari Savaşı'nın tekerrür ettiğini düşündürmek istemeyiz.
No queremos que crean que vuelve la guerra Minbari.
Bu olaydan sonra Minbari savaşında... 50.000 belki 60.000 İnsan daha hayatını yitirdi.
En ese momento 50.000, o quizá 60.000 humanos habían muerto en la guerra con los Minbari.
Yüz yıl savaşları 1812 Savaşı, üç tane dünya savaşı Dilgar Savaşı, Parlayan Yıldız Savaşı Minbari Savaşı, Gölgeler Savaşı.
La Guerra de los Cien Años la Guerra de 1812, las guerras mundiales. La Dilgar, la de la Estrella Brillante la Minbari, la de las Sombras.
Dünya-Minbari Savaşı'nda da aynısı oldu.
La guerra Tierra - Minbari, igual.
Yani şu Dünya-Minbari savaşı sadece asılsız bir söylenti mi?
¿ Así que la guerra entre Minbari y la Tierra fue sólo un tonto rumor?
Minbariler savaşırken kendilerini feda etmekten çekinmezler ama savaşçılarının naaşlarına gereken hürmet gösterilmeli.
Los minbari arriesgan su vida en la batalla pero el cadáver de un guerrero debe tratarse con reverencia.
Son birkaç gün içinde bir Minbari savaş gemisi, Dünya bölgesinde görülmüş.
En los últimos días, un crucero Minbari ha sido visto en espacio controlado terrestre.
Komutanınız öldükten sonra Minbari savaş kruvazörünün komutasını senin devraldığını duydum.
Me dijeron que después de la muerte de su comandante... tomó el mando del crucero minbari.
Ben Minbari savaş kruvazörü Trigati'den Alit Deemon.
Habla Alit Deeron del crucero de guerra minbari Trigati.
Savaş sırasındaki en büyük problemimiz silah sistemlerimizin hiç birinin Minbari gemilerine kilitlenememesiydi.
Uno de los problemas durante la guerra era... que ninguno de nuestros sistemas de armas podían apuntar a las naves minbari.
Akyıldız yeni nesil bir Minbari savaş gemisi.
La Estrella Blanca es una nueva clase de nave minbari.
Son savaşımızın son günlerinde Minbariler bazı kolonilerimize hiç uğramadan geçtiler.
En los últimos días de la última guerra... los minbari pasaron por alto varias de nuestras colonias.
Minbariler, savaşı okumanın tek yolunun dilini anlamaktan geçtiğini söylerler.
Los minbari dicen que la única forma de entender la batalla es entender la lengua.
Minbari savaş gemileri ortadan kaybolur.
Las naves de guerra minbari desaparecerán.
Savaş sırasında Minbari biyolojisiyle ilgili değerli notlarını paylaşmak istemedin onları yaktın ve yine kaçtın.
No querías entregaste tus preciosas notas sobre biología minbari durante la guerra... así que en su lugar las quemaste y huiste otra vez.
Evet. Ama savaşın en kızıştığı anda dilimizi konuşmaktan fazlasını yapmalısın.
Pero al calor de la batalla, deberás hacer algo más que hablar en minbari.
Pek çok Minbari savaşta ölecekti, fakat savaş bitmeden önce... Dünya, tamamen yok oluşun sınırına gelecekti.
Muchos Minbari morirían en la guerra, pero antes de su final la misma Tierra estaría al filo de la destrucción total.
Minbariler ve İnsanlar arasında olan savaş için, kendinizi suçlamamalısınız.
No puede culparse por la guerra entre los humanos y los Minbari.
Minbariler ile savaş öncesinde, hatırı sayılır derecede fiziksel kontak tecrübesine sahip.
Estuvo mucho con los minbari antes de la guerra.