Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ N ] / Nabzım

Nabzım перевод на испанский

325 параллельный перевод
Nabzımı.
Mi pulso.
Nabzım dışında her şey kontrol altında.
Todo está bajo control, excepto mi pulso.
Nabzım ne durumda?
¿ Cómo está mi pulso? ¿ Está bien?
Nabzım düzgün atıyor seninki gibi. Hiçbir bozukluk yok sesimde, ateşimde.
Mi pulso, como el vuestro, late con templado ritmo.
-... nabzım...
- mi pulso...
Bayan Finch, beş gecedir nabzımı kontrol ettiniz.
Srta. Finch, ya me ha tomado el pulso por cinco noches.
Keşke nabzım onunki kadar düzenli olsa.
Ojalá mi pulso fuera tan firme.
Kulaklarım nabzımı duyabiliyor.
Pero no oigo las pulsaciones con los oídos.
Şimdi, bu nabzımı ve kalp atışımı azaltacak bütün metabolizmamı yavaşlatacak öyle ki, en sağlam doktor bile öldüğümü sanacak.
Esto suprimirá mi pulso, detendrá mi corazón... y todo mi metabolismo... para que hasta el mejor médico me crea muerto.
Nabzımı hisset.
Tómame el pulso. Dios, me desmayaré.
Bu benim nabzım.
Ese es mi pulso.
Nabzım da normal, altmışta.
Mi pulso sigue siendo de 60.
Lütfen nabzımı kontrol etmeme izin ver.
Espera a que me tome el pulso.
Sanki nabzım yok, kalbim atmıyor.
Ya no tengo pulso o latido cardíaco.
Nabzımı arttırıyor.
Golpeame.
Nabzımı hisset.
El ritmo de mi pulso.
Nabzım 38'di. Ateşim 81.6 derece.
Tenía 38 de pulso y 27, 5 de temperatura.
Beni anlamalısın Elinin dokunuşlarıyla Nabzım hızlanıyor
Debes entender que si tu mano me toca y hace a mi pulso reaccionar
Şu ilaçların ölçüsünü ayarla artık be adam. Nabzım kaç?
¡ Medid la medicina a este hombre!
Sabahleyin, sıhhiyeciler, nabzımın attığını fark etmeseler, beni de bir ceset torbasına koyacaklardı.
A la mañana me metieron en un cajón hasta que... sintieron el pulso.
Nabzımı yokla. İyi miyim?
Siente mi pulso. ¿ Estoy bien?
Benim nabzım da senin ki kadar düzenli atıyor. Hiçbir bozukluk yok sesimde, ateşimde. Çılgınlık falan yok söylediklerimde.
Mi pulso late acompasado como el tuyo y produce la misma música saludable.
Nabzım ve ateşim genelde yükselmez.
Mi pulso y temperatura no suelen subir.
Hareket edemiyorum. Nabzım iyi değil.
Mis funciones neuropáticas están afectadas.
O benim kız kardeşim gibidir. Bir acısı olduğunda benim nabzım hızlanır.
Cuando sufre, yo palpito.
Nabzım yok! Harika!
Oye, no tengo pulso.
Yüzün kıpkırmızı. Nabzına bakayım.
Permita que le tome el pulso.
Çok belliydi. - Nabzına baktınız mı?
- ¿ Le miró el pulso?
Ambulansı beklerken Jimi'nin nabzına baktım. Birçok defa ameliyat oldum, nasıl yapılacağını biliyordum. Nabzı normaldi.
Mientras esperaba por la ambulancia, observaba el pulso de Jimi cosa que aprendí porque he tenido muchas operaciones y su pulso era normal.
- Kalp atışı ve nabzı var mıydı?
- ¿ Tenía pulso, latidos?
- Ağrı duyuyor olamaz. - Nabzına bakayım.
No puede tener dolores.
Geçen gün nabzına baktım, Dakikada 115 kez atıyordu.
La última vez que le tomé el pulso, élla tenía 115 pulsaciones por minuto.
Denek Woyzeck şimdi uslu dur. Nabzına bir bakayım.
Sujeto Woyzeck, sigue con esa conducta.
Nabzı var mıydı?
¿ Tenía pulso?
Nabzı iyi, dolaşımı da...
Tiene bien el pulso y la circulación.
Bu genç hanımın nabzı atmıyor.
La damisela... no tiene pulso. ¡ Bridget!
Nabzın bazen aşırı hızlanır mı?
¿ Sufres a menudo estas caídas de tensión tan fuertes?
Nabzına bir bakalım.
Déjeme comprobar el pulso.
Gel de nabzına bakalım.
- Terminemos esto y verifiquemos tu pulso.
Umalım ki nabzı yine durmasın.
Doug, estás hecho un asco.
Nabzına baktım nabzı da atmıyordu.
No había pulso.
Nabzına bakacak kadar yaklaşmayacağım ama... -... ölmüşe benziyor.
No me voy a acercar a sentirle el pulso, pero... se ve como si estuviera muerto.
Nabzına mı baktınız?
¿ Le tomó el pulso?
Sanırım nabzını biraz hissettim.
- Creo que siento el pulso.
- Hayır. Nabzına bakacaktım.
- Quería cogerte el pulso.
- Nabzı çok zayıf. - Donmuş gibi. Ne yapalım?
- Apenas hay pulso.
- Nabzına bakmak lazım. - Çok heyecanlandı ne de olsa.
Toma su pulso.
- Nabzı var mı? - Çok zayıf.
- ¿ Tiene pulso?
Kan dolaşımı orta, bacaklar siyanotik... ... nabzını kaybediyorum.
Circulación problemática, las piernas están cianóticas estoy perdiendo el pulso.
Nabzı- - Bayan, dışarıda beklemenizi istiyorum, tamam mı?
Quiero que esperes afuera.
- Nabzına mı bakıyorsun?
- ¿ Le estás tomando el pulso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]