Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ N ] / Namibia

Namibia перевод на испанский

84 параллельный перевод
Namib Çölü'nde yüzeyi sadece rüzgarlar şekillendirmiştir. Kavrulmuş kumu önlerine katarak 300 metreye varan kum tepeleri oluştururlar.
En el Desierto de Namibia, solo el viento esculpe la superficie, dejando un área de dunas de casi 1.000 pies de altura.
Bethany, Namibya, Güney sınırında küçük bir köy unutulmuş bir yer.
El pequeño pueblo de Bethany, en la frontera sur de Namibia, está condenado.
Güneşin bu yaz keyfini çıkar. Yeni Namibya... En iyi sörf, alışveriş, kum, deniz ve safari.
Disfrute del sol este verano en la nueva Namibia... con lo mejor del surf, shoppings, arenas, mar y safaris.
Merhaba, Namibya'dan ödemeli arama var.
Hola, es la operadora de Namibia llamando a Sudáfrica.
ÇOK YAŞA BAĞIMSIZ NAMİBYA
LARGA VIDA A LA INDEPENDENCIA DE NAMIBIA.
Kuralları biliyorsun. Bir kız bul. Ona Vietnamda senin hayatını kurtardığımı ve ellerimde his kalmadığını söyle.
Encuentra una chica, dile que salvé tu vida en Namibia y que no tengo sensaciones en mis manos.
Almanya, imparatorluk oyununa geç katılmıştı ama 1900'lerde Togoland Kamerun, Alman Güneybatı Afrika'sı, şimdi ki adıyla Namibya ve Alman Doğu Afrika'sı şimdi ki Tanzanya, Almanların elindeydi.
Alemania había llegado tarde al juego de los imperios, pero para 1900 tenía Togo, Camerún, el África del Sudoeste Alemana, hoy Namibia, y el África Oriental Alemana, hoy Tanzania.
Dostum Eddie Faouche gibi, Namibia'da ANC tarafından yakalandı. İşleri bittiğinde, kız mı erkek mi anlaşılmıyordu.
Como un amigo mío, que tenía un negocio aquí... fue capturado por Deins en Namibia, cuando terminaron con él no se... sabía si era hembra o macho.
Namibia'da Balık Nehri Vadisi'ndeydi.
Fue en el cañón del río Fish en Namibia.
Turkuaz Mısır'dan, bakırtaşı Namibya'dan lapis, Afganistan'dan gelmiş.
La turquesa es de Egipto, la malaquita es de Namibia y el lapislázuli de Afganistán.
Namibya'nın başbakanı kim?
¿ Cuál es el Primer Ministro de Namibia?
dağlar yerine 1700 km uzaklıktaki Kalahari otlakları ( Namibya )'nda yaşıyor,
En vez de vivir en las montañas, ahora viven a cientos de Km. de distancia en las praderas del Kalahari, en Namibia.
kendi gözlerimle görmek için, Namibia Chunkwe yakınlarındaki bu köye geldim, burada kabilenin şaman rahibi ile tanıştım,
Viajé a una aldea cercana a Tsumkwe, en Namibia, con la esperanza de verlo por mi mismo. Aquí me presentaron al curandero de la comunidad, el chamán.
Namibya Güney Afrika Sınırı
NAMIBIA CERCA DE LA FRONTERA SUDAFRICANA
Namibia ile kıyaslarsan çok konforlu.
Era un lujo comparado con Namibia.
Namibya'da rüzgarlar dünyanın bazı en büyük kumullarından yığmıştır.
En Namibia los vientos han construído una de las mayores dunas del mundo.
Namibya Filleri Afrika'nın en dayanıklı filleridir.
Los elefantes en Namibia son los más fuertes de África.
- İlkel mi? Namibya'da muayene odası yaptığım küçük kulübeyi hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas de esas cabañas con techo de paja que solía usar como sala de exploración en Namibia?
Bu, Namibya'da.
Este está en Namibia.
Sıradaki öksüz, Susan, kendisini evlat edinen yeni ailesinin yanına Namibya'ya gidiyordu.
Nuestra siguiente huérfana, Susan, viajaba a Namibia para conocer a sus nuevos padres adoptivos.
Çölde sadece 47 Namibyalı göçebe ve biz vardık...
Solo nosotros y 47 nómadas de Namibia ahí afuera en el desierto... el Paraíso.
İlk uçakla Namibya'ya gidebilirim.
Puedo subirme al primer vuelo a Namibia.
Laos'ta, Kamboçya'da, Etiyopya'da, Namibya'da idim.
Estuve en Laos, en Cambodia, en Etiopía, en Namibia.
Güney Amerika'nın büyük bir kısmını yeniden inşa ettiniz. Ayrıca nedense Namibya'yı üç kez ziyaret ettiniz.
ha reconstruido la mayor parte de Sudamerica, y por alguna razón ha visitado tres veces Namibia
Daha fazla bilgi bulmak umuduyla, Namibya'nın güneyine gidiyorum.
Para seguir investigando, me dirijo al sur, hacia Namibia.
Güney Afrika ülkesi olan Namibya'nın yarısından çoğunu da bu çöl kaplamaktadır.
Domina la mayor parte del sur del país africano de Namibia.
Namibya'da meteoritlere özel bir ilgi gösterilmektedir.
Aquí en Namibia, los meteoritos siempre se han considerado objetos especiales dignos de veneración.
Bu, Namibya'daki Hoba demirli göktaşı.
Éste es el Hoba, un meteorito de hierro, en Namibia.
Profesör Rampino çalışmalarından Namibya çölündeki tektonik hareketlerin nasıl sonuçlanacağını bilmektedir.
El Profesor Rampino sabe gracias a su trabajo en el desierto de Namibia cómo acabará este baile tectónico.
Namibya'daki bu kurumuş nehir yatağındaki kum sonsuz aşınma ve birikme döngüsünün bir parçasıdır.
La arena de este río seco de Namibia es parte del eterno ciclo de la erosión y sedimentación.
Kum, toprak üzerindeki granitlerin aşınmasından oluşur ve akıntı yönünde sahile taşınır sonra bu kumlar okyanus akıntısıyla Namibya sahillerine hareket eder ve Namibya'nın uzun sahilleri oluşur.
La arena se forma por erosión de los salientes de granito y es transportada río abajo hasta la costa donde las corrientes del océano la recogen y reparten por la costa para formar las largas playas de Namibia.
Namib Çölü.
El desierto del Namibia.
- Namibya'da.
- En Namibia.
Namibya'da.
- Sí. En Namibia.
- Namibya için.
- Por causa de Namibia.
Bu Güney Afrika Namibya'daki Namib Çölü.
Este es el desierto Namib en Namibia, en África sud-occidental.
Bugün konuştuğumuz gibi Namibya Çölü'nde yüzeyin değişimini görebilirsiniz.
Lo pueden ver hoy transformando la superficie del desierto de Namibia mientras hablamos.
Belki Namibya.
Quizas Namibia.
Namboze'deki klinikle mi konuşuyordun?
Eso era... hablabas de la clínica de Namibia?
Burası Kolmanskop, Güney Namibya'da terk edilmiş bir elmas maden kasabası.
Esto es Kolmanskop, un abandonado pueblo minero de diamantes al sur de Namibia.
Tüm bu şehir 1908'de kuruldu. Luderitz limanından Namibya'nın merkezine doğru demir hattı inşa eden bir işçi bu çölde tek bir parça elmas buldu.
Todo el pueblo fue fundado en 1908 cuando un constructor de las vías que van desde el puerto de Luderitz hasta el centro de Namibia encontró un diamante aquí en el desierto.
Burası Namibya'nın İskelet Sahili. Burada, Güney Atlantik'e giden soğuk su Namib çölüyle birleşir ve burası yeryüzünde en yaşanılmaz yerlerden biridir.
Esta es la Costa de los Esqueletos en Namibia donde las frías aguas del Atlántico sur se encuentran con el Desierto del Namib.
Şimdi gönüllü işimden geliyorum. Namibia'nın kuzeydoğusunda, çökmüş bir kasabadan.
Acabo de volver del voluntariado de una ciudad deprimida al noreste de Namibia.
Namibia mi dediniz?
Namibia. ¿ Es correcto?
Bilinmeyen bir salgın virüsü Namibia'da patlak verdi.
Una epidemia de un virus desconocido ha estallado en Namibia.
Bu sabah Namibia'dan dönüşümde USÖ'nin üyeleriyle, bu salgının durumuyla ilgili acil bir toplantı yaptık.
A mi regreso de Namibia esta mañana... He informado inmediatamente a los miembros de alto rango de la LHC... Sobre el estado actual de este brote.
Namibia'daki kriz çok açık bir şekilde tırmanmakta.
Ahora está bastante claro que la crisis de Namibia está en aumento.
Bu, Namibia'da panik yaratıyor.
Que está creando pánico en Namibia.
Efendim, elimde, Nabimbia'daki virüs salgınının panzehiriyle ilgili şok edici bilgiler var.
Tengo alguna información sorprendente acerca de... El brote del virus en Namibia y su antídoto.
Eşkali Dexter'ınkine uyan bir adam ülkeye girmiş.
Esto acaba de llegar de Namibia.
- Nambiya'ya geldiğini biliyoruz. - Sonra?
Bueno, sabemos que él llegó a Namibia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]