Nikah перевод на испанский
1,162 параллельный перевод
Az önce Gaius Silius'la evlendi nikah partisi şu an Roma'da sürüyor!
Se ha casado con Cayo Silio. ¡ Y la boda se está festejando todavía en Roma!
Nikah partilerini gördüm.
Y yo he visto las fiestas de la boda.
Dün nikahımız vardı.
Tuvimos una boda ayer.
Bir nikah yüzüğü.
Un anillo de boda.
Belediye nikahını da geciktirmeyin sakın!
Y no olvides sacar el permiso matrimonial. Gracias, jefe.
Belediye başkanı olarak. bu nikahı kıyıyorum...
Como el alcalde del pueblo, me habéis pedido... que realice este matrimonio...
Bir nikahı bölmenin suç olduğunu biliyormusun
¿ No saben que es un crimen contra la pasión interrumpir una boda?
Şehrin belediye başkanı olarak bu nikah için bize başvurdunuz...
Como alcalde del pueblo, me habéis pedido realizar esta boda...
Kocam ve ben nikah günümüzde.
Mi esposo y yo en nuestra boda.
"Hollywood Apartmanları'nda" nikahımızı hemen kıyabilecek birini bulduk ".
" Encontramos a alguien en Hollywood View que pudiera casarnos inmediatamente.
Nikahı kıymak üzere, Vatikan'dan başpiskoposun geleceğini yazıyor.
Dice que un arzobispo vendrá desde el Vaticano mañana por la mañana para realizar la boda.
Artık bu nikahı kıyamayız.
¡ No podemos celebrar esta boda ahora!
Nikahınızı kutsal kılmak için kendimi nasıl yorduğumu görüyorsunuz.
Ya veis mis esfuerzos por honrar vuestra boda.
# Babam, nikah sonrasındaki çiftlik yaşantımızdan söz ediyordu.
Mi padre habló de nuestro futuro, en la granja después de la boda.
# Nikah yüzüğümü ver ona... ki, beni hiç unutmasın.
Llevalé mi anillo de boda...
Ama Musevi nikahı istiyorum.
Pero quiero una boda judía.
Musevi nikahı mı?
¿ Una boda judía?
O benim Francine'imin fotoğrafı. Nikah günümüz.
Ah, es una foto de mi Francine... en nuestra boda...
- Nikah yarın demek.
- La boda es mañana, ¿ no?
Bugün artık bizim nikah günümüz.
Hoy es oficialmente nuestro día de bodas.
Ben şimdi bir nikah memuruyum.
Pero ahora soy juez de paz.
- Nikah kıyıyorum.
Realizo bodas.
Pekala. Yüce Tanrım, kısa zamanda, Tanrı'dan korkan şu Hıristiyanların nikahına şahitlik etmek üzere bir araya geldik.
Estamos aquí reunidos, para celebrar esta boda en santísimo y rápido matrimonio entre estos dos cristianos temerosos de Dios :
Aziz cemaat, burada Yüce Tanrımızın huzurunda Tanrı'dan korkan şu Hıristiyanların nikahına şahitlik etmek üzere toplanmış bulunuyoruz.
Queridos hermanos, nos hemos reunido aquí ante Nuestro Señor, para celebrar el enlace de dos cristianos temerosos de Dios.
Bu nikah merasimine son verilmesini gerektiren inanılmaz bir haber getirdim.
Traigo unas noticias increíbles que harán detener la boda.
bu arada kızımız da büyümüş olur... nikah ta yaparız..
En ese tiempo la niña ya habrá crecido nos casamos...
Gazyağımı kestiler, banka hesabıma el koydular, bastonumun tepesini aldılar. Nikah yüzüğümü ve bastonumun altın başını aldılar.
¡ Se han quedado con mi gasolina, mi dinero, mi alfiler de corbata, mi anillo y mi puño de bastón!
- Sessiz sedasız, bir nikah dairesinde evlendik.
Calladamente, en un - En Un Registro Civil.
Nikah yüzüğüm herkes görsün diye Boylson Caddesindeki tefeci dükkanında.
Mi anillo de boda allí para que todos véase, en un peón Boylson tienda en la calle.
Yani nikahımızı kıyabilirsin. - Daha fazla bekleyemem!
Como presidente del club eres como un capitán y puedes casarnos.
Dayımın nikahına katıIan aileden tek kişi bendim.
Fui el único de la familia en la boda del tío.
Nikahımızdan önce partiye katılmalısın.
Antes de casarnos, deberías hacerte del Partido.
Şanssızlık Ginny'nin nikahından bir gün önce olması, önemli mi.
Lástima que cumplas 16 el día antes de casarse Ginny. - ¡ Qué más da! Ya se acordarán.
Bir kilisede mi yoksa nikah dairesinde mi evleneceksiniz?
¿ Se van a casar en una iglesia o en el registro civil?
Aranızda nikah kıyan kimse var mı?
¿ Hay alguien aquí que nos case?
Çünkü kabul ederse, güzel karımla nikah tazelemek istiyorum.
Porque me gustaría volver a casarme con mi adorable esposa.
Seyahatin tek iyi şeyi olan nikah tazelemeyi unut.
Lo único bueno de esto es que nos olvidamos de volver a casarnos.
Nikah tazelemiş olmasaydık boşanmak daha zor olurdu.
Que si hubiéramos vuelto a casarnos sería más difícil conseguir el divorcio.
Eğer evlenirsek nikahı siz kıyar mısınız?
Pero cuando llegue el día, ¿ nos casarías tú?
Nikahı kıyan piskopos da İtalyan değildi.
El obispo que los casó tampoco era italiano.
Florette'nin nikahında burada mıydın?
¿ Fuiste a la boda?
Şartlara bakarak bir an önce nikahı kıyalım derim.
En virtud de las circunstancias creo que sería mejor tener la ceremonia de inmediato.
Nikah töreni yapıyorum, bunun sevgiyle alakası yok. Susun!
Intento presidir una boda que no tiene nada que ver con el amor. ¡ Silencio!
Danışman Deanna Troi... ve Wyatt Miller'ın nikah öncesi kokteyli.
Algunos lograron llegar a otros mundos sólo para morir junto a los que habían infectado. Se estudia muy a fondo en la academia. Muchos trataron de evitar mundos civilizados, pero, aun así, se les persiguió y destruyó.
Veya alternatif olarak, Fransız nikah merasimine sadakat yemini dahil edildiğinden beridir yapılan en uyduruk şeyi.
O la obra de ficción más grande desde que se introdujo el voto de fidelidad en el matrimonio francés.
Öteki ise bir nedime idi, ve nikah sahnesi de yoktu.
y la otra era una dama de compañia, y tampoco hubo escenas de boda.
Sen gidersin ben gelirim,... veya birinin nikahındayızdır.
Tú estás viniendo o yo estoy yendo... o nos vemos en una boda.
Nikah için ne düşündün?
¿ Qué has pensado para la boda?
Şimdilik, bir dini nikah kıyarız.
Por ahora, celebraremos una boda religiosa.
Mike, yarın nikah var.
Mike, vamos.
Nikah mı?
- ¿ Casarnos?