Nikos перевод на испанский
153 параллельный перевод
Nikos.
Nikos.
NIKOS KALOGEROPULOS
Nikos Kalogeropoulos
Şarkılar NIKOS GATSOS-AGATI DIMITRUKA
Canciones Nikos Gatsos Agathi Dimitrouka
- Nasılsın Nikos?
- ¿ Cómo estás, Nikos?
Adı Nikos'tu. Ya da Costas.
Nikos era su nombre, o Costas.
Nikos, buraya gel.
Nikos, ven aquí.
Florida'da bir arazi arıyor. "16 milyon dolar yatırım yapmak istiyorum dedim O da" Avustralya'ya ne dersin'?
Le estaba mostrando a Nikos propiedades en Florida. Me dice, "Si voy a invertir $ 16 millones quiero que sea en algún lugar nuevo." Digo, "¿ Como adonde?" Me dice, "¿ Qué tal Australia?"
Evet, Nikos Papadropolous Avustralya'nın en ünlü adamıyla tanış :
Entonces, Nikos Papadropolous conoce al hijo predilecto de Australia :
İyi Günler, Nikos. Nasıl gidiyor?
Buen día, Nikos. ¿ Cómo andas campeón?
İnsanlar düşebilir, değil mi?
No te preocupes Nikos, ¿ la gente se arrepiente, no?
NİKOS KAZANCAKİS
NIKOS KAZANTZAKIS
Nikos amca nasılsın?
Tío Nikos de Galatsi.
Nikos?
¿ Nikos?
Nikos evin içinde hayvan istemez.
Nikos no quiere animales en la casa.
O ev, Nikos'la ikimize çok büyük depremde hasar görmüş ve binalarla çevrilmiş.
Nikos y yo, los dos solos en esa inmensa casa... deteriorada por el terremoto y cercada por los edificios.
Nikos! Burada ne işin var? - Bu civardaydım.
- Nikos, ¿ qué estás haciendo aquí?
- Merhaba - Bu Nikos. Amcaoğlum.
Él es Nikos, el hijo del hermano de mi padre.
Teşekkürler Nikos.
Gracias, Nikos.
Ama Nikos istiyor. Tanrım.
- Pero Nikos sí.
Nikos'un nişanlısı varlıklı bir aileden gelen ve senin çok sevdiğin hoş bir genç bayanmış. Şu çamuru paspasla.
Nikos dice que su prometida es una mujer encantadora y que a ti te agrada mucho.
Sana söz veriyorum, bizi bu düğüne davet edersen yaşadığım sürece Nikos'a herhangi bir tavsiyede bulunmayacağım.
Te prometo que si nos invitas a la boda, no... Nunca volveré a darle un consejo a Nikos en toda mi vida.
Nikos, aşçıya bir bak. Uzonun içine düşmüş olmasın.
Nikos, ve a echar un vistazo al chef, asegúrate de que no esté bebiendo ouzo.
Nikos'la ne konuşuyordunuz bakalım?
¿ De qué hablaban Nikos y tú?
Buralardadır. Nikos ile Mary-Ann'in birbirlerini sadece...
¿ Sabías que Nikos y Mary Ann solo se conocen desde hace...?
Nikos, annene bir daha asla hayatına karışmayacağıma söz verdim.
Le prometí a tu madre que nunca más interferiría en tu vida.
Nikos, lütfen Stavros amcanın masada dans etmesine engel ol.
Nikos, por favor, haz que tu tío Stavros deje de bailar encima de la mesa.
Hatta huzurevine gidip Nikos'un büyük büyük annesiyle bile konuştum.
Hasta grabé a la bisabuela de Nikos.
- Telefondaydım. Nikos'un eski kız arkadaşına ulaşmaya çalıştım.
Tratando de localizar a la ex novia de Nikos.
Nikos'u doğduğu günden bu yana tanırım. Evliliğin aceleyle karar verilmeyecek, bağlayıcı bir vaat olduğunu bildiğine eminim.
He conocido a Nikos toda su vida, y estoy seguro de que él comprende, que el matrimonio, es un compromiso que no se debe contraer de forma apresurada.
Oğlum Nikos'la inişli çıkışlı bir ilişkimiz oldu.
Mi hijo Nikos y yo tuvimos nuestros altibajos.
- Nikos!
Nikos.
- Nikos, ne yapıyorsun? Kes şunu.
Nikos, ¿ qué estás haciendo?
Nikos, her şeyi mahvediyorsun. Kış kış!
Nikos, lo estás estropeando todo.
Nikos!
Nikos.
Nikos sana söylemedi mi?
¿ No te lo dijo Nikos?
Tyrus, Nikos, Maximus and Dryus öne çıksın.
Necesito a Tyrus, Maximus, Dryus...
- İyi geceler, Nikos.
- Buenas noches, Nikos.
"Kemancı Nikos," sokaklarda bilinen adım... aslında Smyrna ( İzmir ) konservatuarı mezunuyum, ama...
"Nikos, el violinista," así me conocen en la calle... también es un graduado del Conservatorio de Smyrna, pero...
- Neler oluyor Nikos?
- ¿ Qué pasa, Nikos?
Nikos, kemancı.
Nikos, el violinista.
Nikos onunla gitmemizi önerdi.
Nikos me ha propuesto que le acompañemos.
Nikos!
¡ Nikos!
Nikos, çocuklar, batakhane kapanmış.
Nikos, muchachos, El antro está cerrado.
Günlerdir sana söylemek istiyordum ama Nikos yüzünden... görüyorsun, kemancının sana karşı zaafı var... ama ben istemedim ve...
Quería decírtelo hace días, pero por Nikos... ya ves, el violinista tiene debilidad por ti... Yo no quería y...
Nikos, dansı...
Nikos, el baile...
Niko mu?
¿ Nikos?
Senden hoşlandım ama ondan da hoşlanıyorum.
Me gustas, pero también me gusta Nikos.
Tamam Niko, sen çekil.
Está bien, Nikos.
Sana geri dönmeye niyetim yok.
No volveré con Nikos.
Nikos çocukken kağıttan bir uçak yaptı ve onu yukarıdan bıraktı.
Una vez cuando Nicos era un niño, armó un avión de papel y lo lanzó desde la corniza.
NIKOS DIMITRATOS
Nikos Dimitratos