Nisanlım перевод на испанский
3,770 параллельный перевод
Nişanlım yok.
No, tengo novia.
Nişanlım yok.
No tengo una novia.
Ben "tatlım" dediğimde bunu duymak senin için zor olmuş olabilir, ama... Ben nişanlım demek istemiştim.
Esto puede ser difícil de escuchar para ti, pero cuando digo : "cariño" me refiero a mi prometida.
Nişanlımdan ayrıldım ve bütün bu üzüntüler yüzünden memelerimin küçüldüğünden de eminim.
Terminé con mi prometido y estoy muy segura que mis senos han caído una copa por toda esta tristeza.
Bu benim nişanlım, gelecek ay evleneceğiz.
Ella es mi novia, nos íbamos a casar el mes que viene.
Bu benim nişanlım Seon Yeong, Kang Seon Yeong.
Escúchame, esta es mi novia, Seon-yeong.
- Onun nişanlısıyla yatmıştım.
Me acosté con su prometida.
Nişanlım, Annie, küçük kızları söz konusu olduğunda çok korumacıdır ve Rusty sanki üzerimize bomba atmış gibi oldu.
Mi prometida, Annie, es muy protectora con sus hijas, y Rusty nos lanzó esa bomba encima.
Kayla'nın nişanlısını arıyorum, görünüşe göre biri onun faturalarına yardım ediyormuş.
Revisé las finanzas de Kayla, y parece como si alguien, le ayudara a pagar sus cuentas.
Nişanlımdan hiç haber var mı?
¿ Ha sabido algo de mi prometido?
Artık nişanlımsın, yani eğer onu bağışlamamı istersen, bağışlarım.
De acuerdo, bueno, escucha, eres mi prometida ahora, así que... si quieres que le perdone, lo haré.
Nişanlımın en sevdiği.
Es la favorita de mi prometido.
Kendisi Harold, nişanlım.
Ese es Harold, mi novio.
Naomi, Madison'ın nişanlımın partisini düzenliyor ve bende düşündüm ki siz de benim bekarlığa veda partime gelmelisiniz.
Naomi es la encargada de... la despedida de soltera de mi prometida, y estaba pensando que vosotros deberíais venir a mi despedida.
Katilinizi yakaladınız, ve benim nişanlım olamaz.
Tienen a su asesino, y no es mi prometido.
Tek hamlen bu muydu nişanlı mı bana karşı kullanmak?
¿ Esa era su gran jugada? ¿ Usar a mi prometida en mi contra?
- Tanrıya şükür nişanlım orada, yani, ona göz kulak olmak için.
mi prometido está ahí, tú sabes, para echarle un ojo.
Philip'in nişanlısıyım.
Soy la prometida de Philip.
Az önce nişanlımın uzanamadığı yerlerini yıkamak istediğini yazdın.
Has escrito que te encantaría lavar las partes de mi prometido a las que no llega solo.
Oh, bu nişanlım Mike.
Mi prometido, Mike.
Nişanlınla aşık mısınız?
¿ Estás enamorado de tu prometida?
Güney Kore Kralı'yla nişanlı olan mı?
¿ La prometida del Rey de Corea?
3 saat önce nişanlımdan burada olduğuna dair bir telefon aldım.
Hace 3 horas me llamó mi prometida y me dijo que estaba aquí.
Nişanlımı tam olarak nereye kapattınız?
¿ Dónde tienen a mi prometida?
Bu dallama da benim nişanlım.
Este pastel es mi novio.
Ve bu da nişanlım Keith.
Y este es mi prometido Keith.
Ben nişanlısıyım.
Soy su prometido.
Geçen hafta nişanlı olup bu hafta olmadığımı unutturacak bana.
Esto me ayudará a olvidar el hecho de que la semana pasada estaba comprometida y esta semana ya no lo estoy.
Bana nişanlımı hatırlattın.
Me recuerdas a mi prometido.
Ben nişanlımla yemin ederken durup geleceğe bakabileceğimiz sonsuza dek birlikte olacağımızı anlayacağımız o yerin gerçekten özel ve romantik olmasını umuyorum.
Yo estaba esperando algo muy romántico, algún lugar - verdaderamente especial. - bien.
Üzgünüm, Eve nişanlımın yanına dönmem gerek.
Lo siento. Necesito volver a casa, con mi prometido.
Umarım yanındaki de nişanlındır, Christopher.
Espero que sea su prometida quien esté contigo, Christopher.
Nişanlım.
- Mi pareja.
Keşke benim de bir nişanlım olsaydı.
Tío, ojalá tuviera un prometido.
Bu yüzden eteğimizdeki taşları dökeceğiz, sonra da bunu akşam "Nişanlımın huyunu suyunu biliyorum." yemeğinde kutlayacağız.
Así que vamos a dejarlo por aquí, y luego, esta noche, tú y yo vamos a celebrarlo en la cena de "sé toda la mierda de mi prometida".
Evet, uh... Eski nişanlımın, yeşilin beni daha güçlü hissettireceğini düşündüğü görünüyor.
Sí... mi ex-prometida parecía pensar... que el verde haría que me sintiera más poderoso.
Gördüğüm üzere, eski-nişanlımı işe almışsın.
Así que, veo que has contratado a mi ex-prometida.
- Nişanlı mıydınız?
¿ Billy y tú estábais prometidos?
Eski nişanlım Wayne'de görgü denen bir şey yoktu.
Mi ex-prometido, Wayne, él no tenía modales.
Başkasının nişanlısısın sen, buna saygı duymam lazım.
Eres la prometida de alguien, y tengo que respetarlo.
Başkasının nişanlısısın sen, buna saygı duymam lazım.
Eres la prometida de otro y tengo que respetar eso.
Hayır. - Eski nişanlım.
Exprometido.
- Daha nişanlısını sorgulamadım bile.
- Nunca he cuestionado lo prometido.
Evet de. Bırak nişanlıyı da sorgulayayım.
Deje que coja lo prometido.
- Geçen gün nişanlım beni gördü.
Mi prometida me vio el otro día.
Kurbanın nişanlısının ifadesini aldınız mı?
¿ Habéis tomado ya declaración a la prometida?
O zamanlar adı Jackie O'Connor'dı ve nişanlıydık ama daha sonra nişanı atıp Andrew Laverty adında bir iş adamıyla evlendi ve bağlantımızı kaybettik.
Entonces se llamaba Jackie O'Connor y estábamos prometidos pero me dejó para casarse con un empresario llamado Andrew Laverty y perdimos el contacto.
Büyük iş, nişanlı, arkadaşlar hepsini şarkı söylemek için terk ettim ve çuvalladım.
Gran trabajo, prometida, amigos, lo dejé todo para cantar, fracasé.
Bayan Thompson, bu Helen Russell, nişanlım.
Sra. Thompson, esta es Helen Russell, mi prometida.
Nişanlım. Ambulansla getirmişler.
Mi prometido... lo trajeron en una ambulancia.
Aslında nişanlıyım.
Estoy comprometida.