Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ O ] / Obra

Obra перевод на испанский

14,197 параллельный перевод
Dün gece gerçekten de bir şeyler başardığını düşünmüştüm.
Pensé que eso era obra tuya. Que algo fue logrado anoche en realidad. Aún si no me contaste.
Sana olan hislerim Tanrı'nın takdiri mi yoksa zeki bir şeytanın işi mi bilemiyorum. Ama şundan eminim mi Wilkin Brattle, her neyse, uzun zamandır beklediğim buydu.
No sé si lo que siento por vos es la voluntad de Dios o la obra de un demonio inteligente, pero estoy segura, Wilkin Brattle, de que sea como sea, es aquello que he estado esperando.
Tanrı'nın binlerce yıllık emeğini yıkacaklar.
Socavarían mil años de la obra de Dios.
Muhtemelen bunu sevap niyetine yapmaktan hoşlanan birini aramalıyız.
Probablemente deberíamos buscar a alguien que piensa que hizo una buena obra.
Sanırım babasıyla araları bozukmuş. Babasının kurduğu şirketin duvarında büyükbabasının resmi var.
Tengo la sensación que hay algo mal entre ellos... cuando cuelga el retrato del abuelo en la pared... en la obra de la vida de su padre.
Hadi şunu yapalım.
Manos a la obra.
Biz huzurun Tanrı'nın isteği olduğuna inanırız.
Creemos que la paz es obra de Dios.
Bu KİRA'nın öğrenci olmadığı anlamına mı geliyor?
Nuevas muertes que se cree fueron obra de Kira ¿ Eso no hace dudar de la idea de L de que sea un estudiante?
Bu durumda herkes KİRA olabilir.
Lo de Kira podría ser obra suya.
Bunun KİRA'nın işe olabileceği düşünülüyor.
Algunos creen que fue obra de Kira
- İşimize dönelim beyler.
Pongámonos manos a la obra, caballeros.
Her şey yabancıların işiymiş.
Es todo obra de los extranjeros.
Benim Kazzaz-yapıtım.
Es mi obra Kazzaz-maestra.
Biri Çiftliğe İzinsiz Girmiş adında bir oyunun provasını yapıyorlardır ve biri oyunun adını içeren repliğini okumuştur.
Tal vez estén ensayando una obra llamada Alguien irrumpió en la granja y alguien acaba de decir el título.
Yazdıklarınızı okumuş olmam önemli değil.
No importa si leí su obra.
Nadir şiirselliğinin ve karakterlerine bağlılığının televizyon yazarlığının altına çağına dramatik şekilde nüfuz edebileceğine inancım sonsuz.
Su lírica austera y su devoción a los personajes se traducirán sin duda en una obra dramática penetrante para la era dorada de la televisión.
Yeni bir Off Broadway oyunu için teklif aldık.
Tenemos una oferta para una obra independiente.
Önümüzdeki birkaç ay boyunca New York'a gidip geleceğim. BoJack film bitince bir tiyatro yapacak.
Yo estaré yendo y viniendo a Nueva York durante unos meses, porque BoJack estará allí en una obra cuando terminen.
New York'taki tiyatro oyunu seni mutlu eder miydi?
Esa obra de Nueva York, ¿ te habría hecho feliz?
Dün Chicago Güzel Sanatlar Müzesine girdi ve bir çekiçle sanat eserine saldırdı.
Entró en el Museo de Chicago de Bellas Artes de ayer Y atacó una obra de arte con un martillo.
Sonra faturada hile yaptı ve işin % 70 ini kendi yaptığını iddia etti.
Luego fudged la facturación Y reclamó el 70 % de la obra como la suya.
-... saldırmalarından hoşlanmayız.
- Tome martillos a nuestra obra.
Siz bir sanat eserinin içindesiniz.
Usted está en una obra de arte.
Birçok insan bir sanat eserinin içinde yer almak ister.
Creo que mucha gente lo haría Amor para estar en una obra de arte.
Jamaica'daki görevimden.
Por una obra misionera en Jamaica.
- Tam da senin eserini inceliyordum.
Estaba admirando algo de tu obra.
Tanrının işlerini yapmak için başka yollar da vardır umarım hanımefendi.
Supongo que hay muchos caminos para hacer la obra de Dios, señora.
Bulduğum o çocuk cesedi dediğiniz gibi yasayı durdurmak için değildi aalakasız deli bir adamın işiydi.
Ese cadáver infantil que encontré no fue un acto de sabotaje político, como usted supuso, sino la obra de un lunático.
- Bu işime devam edeceğim demek.
Lo que significa que mi obra podrá proseguir.
Bir hayırsever olarak tedavisine devam etmek istiyorum.
Me gustaría continuar con su tratamiento como obra de beneficencia.
Ona kendi adımı vererek sizinkini lekelenmekten kurtarıyorum. Ve sınırlı yeteneğim düşünülecek olursa, bu bir şaheser kabul edilebilir.
Al afirmar que es mío, no se verá manchada su reputación... y es una obra maestra teniendo en cuenta mi limitado talento.
Hadi!
¡ Manos a la obra!
Bu bir şaheser mi, yoksa üzerine senin adını mı yazayım?
¿ Esta es una obra maestra o debería poner tu nombre en él?
Berlin'deki 1500'den fazla bina adamın malını kullanmış.
Más de 1.500 edificios en Berlín muestran su obra.
Daha sonra gerçek sigaranın içildiği bağımsız küçük bir sahne oyunu izledik.
Luego hemos visto una obra independiente, en la que fumaban de verdad.
Yeterli çalışanımız yok.
! No tenemos la mano de obra.
Profesyonel gibi.
Obra de un profesional.
Hilesiz ve kutsal düşünceleri olmasına imkân ver. Kralımız olarak bu dünya üzerinde senin işlerini yerine getirecek kudreti ona sağla.
Permítele pensamientos santos y puros... y el poder para llevar a cabo tu obra en esta tierra... como nuestro rey.
Senin için çalışmasına, çocuğunu görmesine izin ver.
Permítele hacer tu obra. Permítele ver a su hijo.
Yaptığın iş hakikaten Tanrı'nın eseri olmalı.
Esto que hará será verdaderamente la obra de Dios.
İnsanlar bana bu kötülüğün Cornwall'deki Skorpa'nın işi olduğunu ve sancak beyi Uhtred'in bir kez daha onunla birlik olduğunu söylediler.
Hombres me han dicho que este mal fue obra del mismo Skorpa que estuvo en Cornwalum, y que con él, una vez más, estaba el regidor Uhtred.
O işte çalışan herkesin özgeçmişinin kontrol edilmesini istiyorum.
Quiero comprobaciones de antecedentes de cada persona que ha trabajado en esa obra.
Bence bu büyük bir grubun saldırısı değil.
No creo que esto sea obra de un grupo muy grande.
Aynı reddedilen sevgili olamaz, iki kadın da farklı eyaletlerden.
Es improbable que sea obra del mismo novio despechado ya que ambas mujeres vivían en distintos estados a cientos de kilómetros.
Efendiler de, zengin olmanın yolunun ücretsiz iş gücünü ellerinde bulundurmaktan geçtiğini biliyordu.
Y el amo sabía que el modo de enriquecerse era con toda esa mano de obra gratuita.
Hadi öldür beni, Timsah.
Bueno, manos a la obra, Cocodrilo.
- İşe koyulalım.
Manos a la obra.
Bu çok fazla emek demek.
Eso suena bastante mano de obra intensiva.
Başyapıtım.
Esta es mi obra maestra.
Sanat eseri.
Una obra de arte.
Oyununda rol yapmaktan bikip usandigim için cehennemi terk ettigimi babamiza hatirlat.
Recuérdale a Papá que abandoné el Infierno porque estaba enfermo y cansado de jugar un papel en su obra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]