Odada перевод на испанский
10,926 параллельный перевод
Hayatının geri kalanını kapalı bir odada geçiremezsin.
No puedes simplemente vivir el resto de tu vida encerrado en esta habitación.
Walter, Happy şu anda odada.
Walter, Happy está en el cuarto ahora.
Odada hiç kamera yok.
No hay cámaras en el cuarto.
Lynn Monahan. Hangi odada kalıyor.
Lynn Monahan. ¿ Dónde puedo encontrarla, por favor?
Bu odada kimse sevişmedi.
Nadie ha tenido sexo en esta habitación.
Bu odada herkes sevişti.
Todo el mundo ha tenido sexo en esta habitación.
Annem ve babam, bir deliye aynı odada kalmama izin vermiş.
Mamá y papá dejaron que un loco pasara la noche en mi cuarto. Tiempos mas sencillos.
Herkes kendi işini bitirince odada buluşuruz, tamam mı?
Bien, nos reunimos en la habitación al acabar nuestras misiones, ¿ Ok?
Han, Earl,... Oleg ve Sophie ile aynı odada olabilir.
Oleg y Sophie.
Ne kadar uzakta? Seninle aynı odada olmayacaklar.
No van a estar en el cuarto contigo.
Yeşil odada gerçekten güzel çerezleri var.
Tiene buenos snacks en la sala verde.
O odada yalnız başına ve korkudan aklını kaçırmak üzere.
Está sola en esa sala y asustadísima.
Gizemli odada bulduğumuz eşyaları... sıralamak biraz zaman alacak.
Nos va a llevar un poco de tiempo clasificar que hemos encontrado en la habitación misteriosa.
Peşinde olduğumuz şey, içine zorla girilmesi imkansız olan, serilyum alaşımlı bir odada muhafaza ediliyor.
El dispositivo que buscamos, se encuentra dentro de una cámara de aleación de serillium que es prácticamente impenetrable.
Bu odada havalandırma yok.
No hay ventilación en esta sala.
Ayrıca, üzgünüm, bunu Bayan Bean'in yüzünün kızartıldığı... aynı odada yaptığımızdan dolayı kimse korkmuyor mu?
Además, lo siento, ¿ hay alguien que se sienta igual de rara que estemos haciendo esto en la misma habitación donde la Sra. Bean acabo con la cara quemada?
Ama sana tüm oy verenler, bu odada.
Pero todos tus votantes están en esta habitación.
Yorgunum, kızgınım onun birimizi kurşunlamasını bu odada oturmuş beklerken aciz hissediyorum.
Estoy cansada, y estoy cabreada, y me siento impotente... sentada en esta sala esperando a que él venga por nosotros.
Yan odada.
Está en la habitación de al lado.
Efendim izninizle ben de odada olmak istiyorum.
Señor, con su permiso, me gustaría estar en la sala.
Gerard'ı hazırlamamı istiyorsun, çünkü bir odada oturup iki saat onu dinlemek istemiyorsun.
Quieres que prepare a Gerard... porque no quieres sentarte en una habitación... y escucharlo hablar durante dos horas.
Clifford, evet ve hayır ama bir keresinde kirli çamaşırımı değiştirirken odada bir rahibe de vardı.
Clifford, sí y no, pero una monja me miró mientras me cambiaba unos calzoncillos sucios una vez.
Demek istediğim, yan odada oturan ufak afacanın bize istediğimiz bilgiyi vereceğinden eminim.
Mi punto es, que estoy seguro de que ese pequeño pillo de al lado nos dará la información que queremos.
Gençleri canavara dönüştürüyor, ruhlarını alıyor ve onları şeyde topluyor... Odada, Ruhlar Odasında, araştırmama göre, onları bir tür küçük ifrite dönüştürüyor, ki bu da onları daha sonra yemek üzere tuttuğu anlamına geliyor. Şeyde...
Convierte adolescentes en monstruos, y toma sus almas, y las colecciona en este...
Peynir servisinin küçük bir şaka olduğunu ve gerçek hediyemizin diğer odada olduğunu söyleriz.
Diremos que la madera para queso era una bromita... y que el regalo está en otra habitación.
Bizim odada Sammy'nin altını değiştiriyor galiba.
Creo que está cambiando a Sammy en nuestra habitación.
Tüm ailem 1 odada yatıyor.
Toda mi familia dormía en una habitación.
ADAM CURTIS : Yan odada, komutanın memurları, yaşlıları
En otra habitación, sus oficiales estaban preparando para entretener los ancianos con una Serie de David Attenborough
Belki de hem de bu odada?
¿ Tal vez en esta misma habitación?
Ben bu odada hiç uyumadım.
Nunca he dormido en esta habitación.
Sesin odada osuruk gibi koktu!
Tu audición apestó tanto como un pedo de vieja.
Bu odada ve dışarıda.
En esta habitación y fuera.
Ajan Beeman, sizinle güvenli odada görüşebilir miyiz?
Agente Beeman, ¿ puedo verle en la cámara?
Ne sözüme, ne de evlilik yeminime sadık kaldım, biliyorum ama bu odada, beni yargılamayan insanlarla birlikte bulunmak içgüdülerim sayesine şunu anlamamı sağladı bedenim bana ait.
Sé que he deshonrado mi palabra y mis votos matrimoniales, pero... estar aquí en esta habitación con gente que no me está juzgando hace que me dé cuenta... en mis entrañas... de que mi cuerpo me pertenece.
Tanrım. Odada rahat 400 milyon dolarlık müvekkil olsa gerek.
Dios mío, debe haber unos $ 400 millones de dólares en honorarios legales en ese comedor.
- Dylan, yan odada Kalinda'yı bekle.
¿ Dylan? ¿ Por qué no esperas a Kalinda en la otra habitación?
Tüfeğimi odada unutmuşum.
Escucha, necesito un favor. Olvidé mi rifle en el dormitorio.
Kızımın kafasına değil. Odada bile değildi.
No se lo aventé a la cabeza.
Şuan bu odada, senin yapmadığın güzel bir şeyi kabul et.
Reconoce que algo bueno sucedió... mientras no estabas en la habitación.
Bu odada kalan herkesin isimlerine ve araç bilgilerine ihtiyacımız olacak.
Necesitaremos los nombres e información de vehículo de todos los que estuvieron aquí.
Oh, şeyde, uh, diğer odada masada.
Están en la otra habitación en un escritorio.
Yüksek ihtimalle bu kişi bu odada.
Hay una gran posibilidad de que esa persona esté aquí ahora.
ve odada Cumberland ilçesi şerif yardımcısı istemiyorum.
Y no quiero a un asistente de Cumberland esté presente.
- Odada olmamam gerekiyordu, o yüzden saklandım.
Supuestamente no podía estar allí, así que me escondí.
- Odada ne yapıyordu?
¿ Qué hacía en ese lugar?
Kalbi bulacağız. İki kişi bir odada olmak üzere dağılalım.
Para encontrar el corazón, sugiero que nos separemos.
Ya da o alt zemin kattaki kilitli odada ne var biliyor musun?
¿ Y sabes ese... cuarto cerrado en el subsótano, qué hay allí?
- Odada ne kadar yalnız kaldı?
¿ Cuánto tiempo estuvo sola en la habitación?
- Diğer odada.
# Se fue # En la otra habitación.
717 no'lu odada.
Habitación 717.
Masan yan odada.
Su escritorio está al lado.