Oksijenli перевод на испанский
102 параллельный перевод
Bir kap temizle ve oksijenli su getir.
Limpia una palangana y tráela, y jabón de carbólico.
Ne dediğini duydum seni oksijenli öpücük böceği.
Ya he oído lo que ha dicho, rubia teñida.
Yalnızca oksijenli su var.
- Tengo agua oxigenada.
Oksijenli atmosfer.
Posee una atmósfera de oxígeno.
Oksijenli-nitrojen atmosferi.
Atmósfera de oxígeno y nitrógeno.
Oxo boI oksijenli bir gezegendir. Orada 200'ünüze kadar hastalanmadan yaşayacaksınız!
Oxo es un planeta con oxígeno, donde vivirá hasta los 200, libre de enfermedad y debilidad.
Oksijenli su mu?
¿ Agua oxigenada?
Oksijenli suyunuz nerede acaba? "
¿ Dónde guarda el peróxido? "
Karbondioksit nefesle dışarı verilir ve oksijenli kan damarlardan geçerek... sol kulakçığa, oradan da sol kapakçığa gelir ve...
El dióxido de carbono es exhalado... y la sangre oxigenada continua pasando a través de las venas... dentro de la aurícula izquierda... a través del ventrículo izquierdo, saliendo nuevamente.
Minimum oksijenli ortam.
Atmósfera de oxígeno mínima.
Sende hemen koşup bana, ilk oksijenli suyumu almıştın!
Yo estoy orgulloso de Marcie. Aunque tengamos que compartir los deberes en la cocina, porque llega cansada del trabajo.
Onların kaçı oksijenli ortamda bulunabilir?
Genial. ¿ Y cuántas subsisten en oxígeno?
Ben, oksijenli su, yüksek topuklar ve bir'Dy-no-mite Jimmie JJ Walker " bebeği istiyorum.
Bien, quiero peróxido y tacones y una linda muñeca que hable y camine.
Morarıyor çünkü yeteri kadar oksijenli kan dolaşımı olmuyor.
Se pone azul porque casi no recibe sangre oxigenada.
Yaşlı görünmek için saçını boyamış olsa da şimdi bana sadece oksijenli su ve Hollywood'a kaçan kızlar gibi geliyor.
A pesar de que había blanqueado su pelo para parecer mayor... ya me habló de peróxido de... y las niñas que huyen de Hollywood.
Hipotiroidizmde, oksijenli metabolizmanın oranına bakıyorum.
Busco el metabolismo oxigenado en hipotiroidismo.
Kevin, uzun süre nefes alamayınca vücuda oksijenli kan pompalanmamış ve bazı sinir dokuları zayıflamış. - Onu ne zaman eve götürebileceğimi söyleyin.
Kevin dejó de respirar lo suficiente como para que la sangre no oxigenada circulara, debilitando al tejido nervioso.
Size oksijenli su falan getirdim.
Te he traído agua oxigenada.
- Oksijenli kan sızıyor.
- Está pasando sangre al lado derecho.
Genetik olarak kendimizi değiştirebilirsek az oksijenli ince atmosferli yerlerde adapte olmamız kolaylaşacaktır.
Si nos diseñamos genéticamente a nosotros mismos para aprovechar mejor los pulmones, piensen en las atmósferas enrarecidas en las que podríamos vivir.
Bizim, oksijenli bir dünyada var olmamız gibi, o da bilgisayarlar dünyasında var olacaktı.
Hubiera existido en el mundo de las computadoras, de la misma manera que nosotros vivimos en el... mundo de oxigeno
Aslında çok ilgimi çekiyor. İnsan dolaşım sisteminin oksijenli kan hücrelerini dokuz saniyede taşıması mesela.
Me importan mucho las matemáticas, como los nueve segundos que tarda el sistema circulatorio humano en agotar su abastecimiento de células con sangre oxigenada.
Kan lekesini oksijenli suyla çıkarabilirsin.
La sangre se quita con agua de Seltz.
Platin ve oksijenli sular sayesinde, bu günlerde sarışınlar eksik olmuyor.
Con el platino y el agua oxigenada, ahora hay rubias - a montones.
Oksijenli suyum bitiyor.
Me estoy quedando sin peróxido.
Bana da bir kaç yara bandı, bir şişe de oksijenli su versen ben de bu adayı yönetirim.
Dame un par de tiritas y un frasco de agua oxigenada y también podría dirigir la isla.
Aşırı oksijenli atmosfer, böceklerin yetişmesine yardım ederken, Eklembacaklıların ise son derece değişken olmasını sağlamıştır.
La súper oxigenada atmósfera, la cual ha ayudado al gran crecimiento de los insectos, los Artrópodos, es muy volátil.
Aşırı oksijenli atmosfer, böceklerin yetişmesine yardım ederken, Eklembacaklıların ise son derece değişken olmasını sağlamıştır.
La atmósfera súper oxigenada, que ha contribuido a impulsar el crecimiento de los insectos, los artrópodos, es altamente volátil.
Öyleyse işsizsin ve oksijenli su alacak kadar bile paran yok.
- Entonces estás desempleada ¿ y aún así tienes suficiente dinero para aclararte el cabello?
Bir şişe oksijenli suyun yaptıklarına bak.
Y sólo se necesitó una botella de peróxido.
Oksijenli su, ilk yardım seti falan var mı... gidip bir bak!
Averigüa si tienen peróxido... y un botiquín de primeros auxilios, algo.
Affedersiniz. Oksijenli su var mı?
Perdón. ¿ Tiene peróxido hidrogenado?
Ve gitar çalmazken bu tek parça kristalden yapılma oksijenli el akvaryumu... koruyucuları giymek zorundasın, yoksa sigorta yanar.
Y debes usar estos acuarios de protección para manos oxigenados de cristal sólido cuando no estás tocando, o la póliza será nula.
Bu yekpare kristal oksijenli el akvaryumları çıkmak nedir bilmiyor.
No puedo sacarme estos acuarios para manos.
Bana biraz oksijenli su ve sargı bezi getir.
Tráeme algunas tiritas y suero.
Oksijenli filtrasyon sistemi.
Es un sistema de filtración de oxigenación.
İçeri girdiğin zaman, odayı bol oksijenli bir plazmayla dolduracağız.
Una vez dentro, inundaremos la cámara con plasma rica en oxígeno.
Aman çıkarken oksijenli kanla dolu koca kıçına kapı çarpmasın.
No dejes que la puerta te de al salir en tu gran, oxigenado y lleno de sangre culo.
Beach Boy gibi olmak istemiş, bir şişe oksijenli su alıp saçlarının rengini açmıştı ve saçları parlak turuncu olmuştu.
Quería ser un Beach Boy, así que compró agua oxigenada, se tiñó el cabello, y le quedó de color naranja fuerte.
Tamam. Oksijenli su nerede?
¿ Dónde está la solución?
- Kültür tüpleri. - Oksijenli ve oksijensiz lütfen.
por favor?
Öncelikle Oksijenli suyu deneyeceğim.
Voy a probar primero con peróxido de hidrógeno.
Oksijenli su.
Peróxido de hidrógeno.
Biraz çamaşır suyu, biraz oksijenli su ve bolca limon bul.
Consigue blanqueador, agua oxigenada y un montón de cal.
Sargı bezi, bant, oksijenli su, plastik kaplar ve bir sürü buza ihtiyacım var.
Necesito vendajes, cinta, peróxido, contenedores de plástico, hielo.
O zaman çocuğun uzunca bir zaman düşük oksijenli bir ortamda kaldığı belli. Vücudu buna uyum sağlamış.
Bueno, entonces es obvio que el niño estuvo atrapado en un entorno de oxígeno bajo durante tanto tiempo que su cuerpo se adaptó a él.
Belki de... Oksijenli su iyi olabilir.
Tal vez tal vez un poco de Oxycontin.
Anok'un açılmış göğüs boşluğuna fenolftalein ve oksijenli su uyguladım.
Usé fenolftaleína e hidrógeno de peróxido en el pecho de Anok.
Yaralı birini bütün gemi boyunca düşük oksijenli havada taşımak.
¿ Llevar a una persona herida a lo largo de toda la nave con el oxígeno bajo?
İyiliğiniz için artık oksijenli su yok.
No te pongas más agua oxigenada...
Ki bu sadece oksijenli yapıştırıcıların... havalı isminde başka bir şey değildir, tamam mı?
Y después de que se enfría, la mezclas con un epóxido que realmente es sólo un nombre elegante para cualquier sustancia adhesiva oxigenada sencilla.