Okuyorum перевод на испанский
2,608 параллельный перевод
- Serena'nın herkese Nate'in doğum gününü unutmasını söylediği e-postayı okuyorum. - Bu çok acımasızca.
Estoy leyendo el e-mail de Serena recordando que ignoremos su cumpleaños.
Gazeteleri okuyorum.
- Leo los periódicos.
Şu sıralar, Pascal'ın şu düşüncesini okuyorum :
Recientemente he leído de pascal :
Sırasıyla okuyorum.
Dictado de marcas.
Sırasıyla okuyorum.
Dictado de las marcas...
Sırasıyla okuyorum.
Dictado de marcas...
Sırasıyla okuyorum.
Dictado de las marcas.
- Söyledim ya, sınavları okuyorum.
Ya te lo dije. Estaba calificando exámenes.
Bak okuyorum ben burada, araştırma falan yapıyorum.
Estoy leyendo. Investigando un poco.
Okuyorum, araştırıyorum ve dinliyorum.
Leyendo, investigando y escuchando.
Okuyorum ve bitirdiğim zaman da Eliza'nın günlüğünü "Siyahi İnsanlar Tarihi Ayı" sunumum için kullanacağım.
Bien, lo estoy leyendo y cuando haya terminado, voy a usar el diario de Eliza para mi presentacion de la "Historia Negra del Mes".
Affedersiniz çok fazla lanet okuyorum.
Perdón por ser tan mal hablado.
Haftada 92 saat artı mesailerle çalışıyoruz. Haftada eline 1300 dolar para geçiyor ve yüksek vergi iadesi var. Çünkü McGill Üniversitesi'nde Edebiyat okuyorum.
Trabajamos 92 horas semanales y con las horas extras te sacas 1.300 dólares semanales más una reducción de impuestos porque estudio literatura en McGill.
Geceleri beynimi çalıştırmak için kitap okuyorum.
Por las noches leo para ejercitar mi cerebro.
"Gossip Girl" mü okuyorsunuz? - Hayır, üniversite başvuruları okuyorum.
No, leo admisiones de universitarios.
Sana meydan okuyorum.
Atrévete
Sana meydan okuyorum. Hepinize meydan okuyorum.
Los desafío a todos.
Sana meydan okuyorum. Bak bana.
Venga, te reto a mirarme.
Bunu "Antropolojiyle ilgili bir kitap okuyorum" demeden önce söylemeliydin.
Debistes decirtelo al principio Cuando dijistes, "Leí un libro sobre antropología"
Burada okuyorum, unuttun mu?
- Tomo clases aquí ¿ Lo recuerdas?
Sana meydan okuyorum.
Dilo, te desafío.
Sadece burada yazanı okuyorum...
Estoy leyendo lo que escribió...
Hayır, demek istediğim... UFO ve komplo teorileri hakkında kitaplar okuyorum.
No, quiero decir que he leído libros de ovnis y teorías de conspiración.
Sana meydan okuyorum.
Te reto a un duelo.
Ben gazete okuyorum, Chulbul Pandey.
Leo el diario, Chulbul Pandey..
Sanırım senden daha yavaş okuyorum.
Supongo que es que leo más despacio que tú.
Kitabımı okuyorum ve meyve suyumu içiyorum.
Yo leo mi libro y me tomo mi jugo.
Şimdi o müzikleri ve o şiirleri tümüyle yeni ve muhteşem bir ışık içinde dinliyor ve okuyorum ki ;
Ahora lo entiendo. Y estoy escuchando... toda esa música y leyendo esa poesía... en una luz completamente nueva y gloriosa, que pienso tiene que significar que está enamorada.
Bunu okuyorum.
Estoy leyendo.
Sıkıntıyı engelleyen doğal bir hap aldım ve rahatlamak için "Britney Spears'in resmi olmayan biyografisini" okuyorum.
No, he estado tomando píldoras herbales anti-ansiedad y leyendo....... la biografía no autorizada de Britney Spears para calmarme.
Ona atalarımızın töresi olan rrmmr-mr-fr-mrh ile meydan okuyorum.
¡ Solicito el ritual ancestral de Rrrmrrrmrrrfrrrmrrr o Consecuencias!
- Beyinlerini mi okuyorum?
Que soy, un psíquico?
İlahi Komedya'yı İtalyancası'ndan ezbere okuyorum ve kimse osuruk sesi çıkarmıyor!
¡ Estoy recitando La divina comedia en el italiano original, y nadie hace ruidos extraños!
Okuyorum ben ya.
Leo.
Ve ben size bir bakalım, okuyorum... "Chicago polisinin sakladığı veya gizlediği deliller sundunuz, değil mi?" diye sordum.
Y le pregunté... veamos, cito "Usted presentó pruebas de que la Policía de Chicago había omitido u ocultado pruebas. ¿ Correcto?".
Kundaklama uzmanı Dr. Grossman'dan gelen yeni bir yeminli ifadeyi okuyorum ve yangının başka bir şeyden ötürü çıkma ihtimali olduğunu- -... bir bakalım...
Estoy leyendo la nueva declaración del experto en incendios, el Dr. Grossman y parece que ha dejado abierta la posibilidad de que fuera... a ver- -
Pekala. Koyduğun tabelayı okuyorum.
Ok, ya puedo leer el cartel que has puesto.
Elime geçen her şeyi okuyorum.
Estoy leyendo todo lo que encuentro.
Peki, okuyorum.
Bueno, ahí va.
35 Yaşından Sonra Randevulaşmak " adlı kitabı okuyorum.
Escondiendo tus brazos, escondiendo tu ira : Citas después de los 35.
Yüzler hakkında sayfa okuyorum, ve hala hiç bir fikrim yok
Llevo cien páginas y todavía no tengo idea.
Bir çocuk evlat edinelim, çünkü okadar çok makale okuyorum ki, ve dışarıda yardıma ihtiyacı olan o kadar çok çocuk var ki.
Creo que deberíamos adoptar un niño, porque leo estos archivos cada día, y hay tantos chicos ahí fuera que necesitan ayuda.
Bebeğim uyuyor, ve ben burda oturmuş magazin dergileri okuyorum.
¿ Mi niño está durmiendo, y yo estoy aquí leyendo revistas de cotilleo?
Vince için sana bilek güreşinde meydan okuyorum.
Te reto doblemente a un pulso por Vince.
- Ben altı aydır onun için çalışıyorum Eric buraya gelen her şeyi okuyorum onun için.
- Y he estado trabajando para él, Eric, como 6 meses, leyendo cada trozo de mierda que ha llegado aquí.
Kitap okuyorum.
Me levanté y me puse a leer.
Ben hâlâ kızımın e-postalarını okuyorum, bu yüzden... Bilemiyorum.
Si, bueno, aún leo los e-mail de mi hija, así que... No sé.
Doğru mu okuyorum Paul?
¿ Lo leo bien, Paul?
Paddington kitapları okuyorum.
Estoy leyendo un libro del oso Paddington.
İnsanları kitap gibi okuyorum ama makinelerimle.
Puedo leer a cualquiera como un libro con mis máquinas.
- Onun profilini okuyorum da.
Estoy leyendo su perfil.