Orpheus перевод на испанский
274 параллельный перевод
Orpheus oldukça iyi bilinen bir efsanedir.
Es bien conocida la leyenda de Orfeo.
Yunan mitolojisine göre, Orpheus Thraceli bir ozandı.
En la Mitología Griega, Orfeo era un trovador de Tracia.
Orpheus!
¡ Orfeo!
Orpheus, senin en büyük kusurun fazla ileri gittiğinde yanına kâr kalacağını bilmendir.
Orfeo, tu mayor fallo... es saber como escapar yendo demasiado lejos.
Orpheus'u tanıyorsunuz!
¡ Usted conoce bien a Orfeo!
Sizi uyumanız için bırakacağım, Orpheus.
Le dejaré que siga durmiendo, Orfeo.
Orpheus, karını bırakıp gidersen, onu sevenleri araması gayet normal.
Orfeo, si tú abandonas a tu mujer, es algo simplemente normal, que ella llame a quienes la quieren.
Orpheus, sen hiç içki içmezsin!
¡ Orfeo, nunca bebes!
Ve o ilk gece Orpheus'un ölümü odasına geldi ve onun uyuyuşunu izledi.
Y aquella primera noche... la muerte de Orfeo entró en su dormitorio y le vio dormir.
Orpheus, bu küçük cümleler çocuklarımızı beslemez.
Orfeo, nuestra familia no va a vivir de esas frasecitas.
Orpheus'a hayranım.
Yo admiro a Orfeo.
Orpheus, varsa yoksa bu araba.
Orfeo, lo único que te importa es este coche.
Orpheus korkunçtu.
Orfeo estaba atroz.
Evet, burası Orpheus'un evi.
Sí, ésta es la casa de Orfeo.
Hayır, Orpheus değilim.
No, no soy Orfeo.
Merhaba, Orpheus. Kızgın gibisin?
Hola, Orfeo. ¿ Hace calor, eh?
Kızları mı kovalıyorsun, Orpheus?
¿ Persiguiendo a las chicas, Orfeo?
- Orpheus, imzalar mısınız?
- Orfeo, un autógrafo por favor.
Orpheus dün sabah bana bu metinleri gönderdi.
Orfeo me mandó los textos ayer por la mañana.
Orpheus, Cegeste'yi tanımıyordu.
Orfeo no conocía a Cegeste.
Delikanlı trajik olaylar arasında ortadan kayboldu, ve şiir, arabada olan ve Cegeste'nin kim olduğunu bilmediğini iddia eden Orpheus aracılığıyla elimize ulaştı.
El joven desaparece en trágicas circunstancias... y su poema vuelve a nosotros por medio de Orfeo, que estaba en el coche y que insiste en que no sabe qué fue de Cegeste.
Orpheus eski garson kızlarımızdan biriyle evlendi.
Orfeo se casó con una de mis antiguas sirvientas.
Ama bu delil, ulusal bir kahramanı suçlamak için çok yetersiz Orpheus!
Pero esta prueba es demasiado débil para acusar a un héroe nacional... ¡ Orfeo!
Unutmayın ki "Orpheus Nağmesi" ni trompet fanfarı olarak çalıyoruz.
No olviden, por ejemplo, cómo llamamos a una fanfarría municipal... "un orfeón".
Her an Orpheus gelebilir.
Estoy esperando que llegue Orfeo en cualquier momento.
Her gece, Orpheus'un ölümü onun odasına geldi.
Cada noche, la muerte de Orfeo volvía a su dormitorio.
Bu Orpheus'un hiç hoşuna gitmeyecek!
¡ A Orfeo no le gustaría!
Orpheus garajda mı?
¿ Está Orfeo en el garaje?
Orpheus'u seviyorsunuz ve bunun üstesinden nasıl geleceğinizi bilmiyorsunuz.
Está enamorada de Orfeo y no sabe cómo controlarlo.
Orpheus, karın ölüyor!
¡ Orfeo, su mujer se está muriendo!
Orpheus peşinden gelmeyi reddetmiş olmalı.
Orfeo debe haberse a negado a seguirle.
Orpheus, dinle beni.
Orfeo, escúcheme.
Beni dinle, Orpheus!
¿ Me quiere escuchar, Orfeo?
Orpheus, Ölüm'ü tanıyorsun.
Orfeo, usted conoce a la Muerte.
"Biz, bu mahkeme,..." "... Orpheus'un Ölümü'nü ve onun yardımcılarını... "
" Nosotros, este tribunal, decidimos poner a la muerte de Orfeo y a sus ayudantes en libertad bajo fianza.
"Orpheus gördüğü şeyleri..." "... asla anlatmamak şartıyla serbesttir. "
Orfeo es libre... con la condición de que nunca hable de lo que ha visto.
"Eurydice, Orpheus'un ona asla bakmaması şartıyla..." "... öteki dünyadaki hayata dönmek için özgürdür. "
Eurídice es libre para volver vivir en el otro mundo... con la condición de que Orfeo nunca la mire.
Evine dek Orpheus'a eşlik etmeme izin verir misiniz?
¿ Se me puede permitir que acompañe a Orfeo hasta su casa?
Orpheus içeri gelirse seni aynada görebilir.
Si Orfeo vuelve, podría verla en el espejo.
Orpheus içeri geldiğinde masanın altına saklan.
Cuando Orfeo vuelva, escóndase bajo la mesa.
Dikkat et, Orpheus.
Cuidado, Orfeo.
Orpheus kırışıklıklarımı görmeyecek.
Orfeo no verá mis arrugas.
- Hadi ama, Orpheus.
- Vamos, Orfeo.
Eurydice, Orpheus'u kaybetmişti.
Para Eurídice, Orfeo estaba perdido.
Orpheus beni göremez ama ben ona dokunabilirim.
Orfeo no puede verme, pero puedo tocar sus mejillas.
Ona yol göstermemesi gereken yerde Heurtebise, Orpheus'a yol gösteriyor.
Heurtebise conduce a Orfeo a donde no debería llevarle.
Orpheus ve rehberi, zorunlu öne ve arkaya dönüşlerle, derin ve tuhaf soluklarla güçlükle yürüyor.
Orfeo y su guía caminan con dificultad, forzados a retroceder y luego atraídos por un gran soplo, inexplicable.
Sarıl bana, Orpheus.
Abrázame, Orfeo.
Orpheus, kıpırdama.
Orfeo, no te muevas.
- Orpheus ve Eurydice.
- Orpheus and Eurydice.
Ama o her zaman Orpheus, her zaman Oedipus.
Pero otra vez ese Orfeo y otra vez ese Edipo.