Ortağız перевод на испанский
2,135 параллельный перевод
Ama biz ortağız, değil mi?
Pero somos compañeros, ¿ Verdad?
Biz ortağız.
¿ De acuerdo? Somos compañeros.
Biz ortağız, bir takımız.
Somos compañeros, un equipo.
Biz ortak-sessiz ortağız.
Somos socio-socio callado.
Yıllardır ortağız.
Hemos sido compañeros por años.
Neredeyse beş yıldır ortağız.
Hemos sido compañeros por casi cinco años.
Biliyor musunuz Carl ve ben nerdeyse beş yıldır ortağız, 8 Kasım'da beş yıl.
Sabes, em, Carl y yo hemos sido compañeros. Cinco años el proximo 8 de Noviembre.
İşte ortağız.
Compañeros de trabajo.
Ebeveyn olarak ortağız.
Compañeros como padres.
Hayatta ortağız.
Compañeros de vida.
Sen çok değiştin artık. Biz ortağız.
Contigo es distinto, tú eres mi socio...
Bay Simon'un 4. dönem İngilizce dersindeki bir projede ortağız.
El Sr. Simon nos puso en el mismo equipo para el proyecto de inglés.
Ben ve sen, ortağız.
Muy bien, así es como esto va a funcionar.
İşimiz bu. Biz ortağız. Tamam mı?
Tú y yo somos compañeros.
- Ortağız.
- Somos compañeros.
Ölçümlere göre Ortağımın ve benim bugün yaptığımız,
Bueno, según las lecturas que tomamos hoy mi compañero y yo,
Ben de üstelik ağabeyimle ikimiz iş ortağıyız.
Yo, tampoco y mi hermano y yo éramos socios.
Ortağını yalnız bırakmak. Nereye gideceğini kimseye söylememek.
Dejar a su compañero, no decirle a nadie adónde iba ;
Nasıl olduysa, bu sabah bir kızı kaçırıp ortağına teslim ettin.
De alguna manera, secuestró a una chica esta mañana... Y se la pasó a su compañero.
O senin ortağın, kız arkadaşın değil.
- Ella es tu compañera. No tu novia.
Evet, aslına bakarsanız, yeni bir ortağım var.
Sí, tengo un nuevo compañero.
Ne de olsa altı yıldır koalisyon ortağıyız. Tabii ki.
Después de todo, hemos sido compañeros de coalición por seis años.
Bana eski ortağım Brian'i hatırlattınız.
Hubieras hecho muy feliz a mi viejo compañero Brian.
Ortağınızı kaybetmek zor olmalı.
Es duro perder a un compañero.
Beşinci ceset ise ortağıymış. Anlıyacağınız paylaşmayı sevmiyor.
Y a su socio, no le gusta compartir.
Kız kardeşimin ortağı.
El compañero de mi hermana.
Lafı açılmışken, davacı olduğunuz eski ortağınız Brad Webb bu sabah az kalsın öldürülüyordu.
Hablando de eso, su antiguo socio de negocios, Brad Webb... al quien por casualidad está demandando por un dineral, casi es asesinado esta mañana. ¿ No me digas?
Ortağım ve ben, yakaladığımız her pisliğin, "Ben bir şey yapmadım" diyeceği üzerine, birbirimize hayali olarak verdiğimiz 100 dolarına bahse gireriz.
Mi compañero y yo nos damos el uno al otro cien dólares imaginarios cada vez que un delincuente dice que no ha hecho nada.
Ortağım Alex, aralarına gizlice sızmış birisi ve birlikte yapabildiğimiz kadar çoğunu serbest bırakacağız.
Mi compañera Alex se ha inflintrado en sus fílas, y juntas liberáremos a tantos como sea posible.
Kız arkadaşın değil, ortağımızdı ve o plajdan sadece bir izle çıkabildiğin için şanslısın.
No fue tu novia, fue nuestra compañera. Tienes suerte de haber salido con una marca.
Sen ve ortağın duvarı aşmalısınız.
Tú y tu compañero herido deben atravesar el muro.
Hizmetçi kız, suç ortağın mı?
La muchacha... ¿ Es tu cómplice?
Bay Morelli, zaten randevuma geç kaldım. Üstelik ortağınız yüzünden Bir günde birinizi çektiğim yeter.
Sr. Morelli, ya estoy atrasado para una cita, gracias a su socio.
Dinle beni. Birkaç ortağımla birlikte Meksika'da zırhlı bir araç soyduk.
Escucha, yo y dos chicos más robamos un carro blindado.
Bay Tex Richman'le tanışmışsınız bakıyorum. Yeni ortağımız olur.
Y veo que conocieron al Sr. Richman, nuestro nuevo socio de negocios.
Merkez, ortağıma ulaşmanız gerekiyor.
Base, necesito que se comuniquen con mi compañero.
Sentinel artık sizin ortağınız oldu efendim.
Así que ahora es su compañero, maestro?
Bu gece burada, saygın firmamızın yeni ortağını kutlamak için toplandık.
Estamos aquí reunidos esta noche para celebrar nuestro nuevo socio, en nuestra empresa,
Yeni ortağımız David Lockwood'u sizlere tanıtmaktan onur duyarım.
Es un honor... presentarles a nuestro nuevo socio, David Lockwood.
İngiliz ortağımız bizi kazıkladı.
Incluso nuestros socios británicos nos engañan.
Ama babanızın ortağı yaşlı bir adam, kirlenmiş yaşlı bir adam kirli sırlarla dolu yaşlı bir adam ve onun mirasını bitireceğim.
Pero su ex compañero ahora es un anciano. Un viejo sucio lleno de viejos secretos sucios.
Çıkmazsanız, oradaki her pisliği suç ortağı kabul ederim.
Si no, entonces considero a todos los hijos de puta ahí dentro como cómplices.
- Ortağı mısınız?
- Su socio?
Michael Weiss ortağınız mıydı?
Es su socio, Michael Weiss?
Biz iş ortağıyız.
Somos socios de negocios.
Ortağınız nerede?
¿ Dónde está su compañero?
Jamal, Amir ile iş ortağı mıydınız?
Jamal, ¿ Amir y usted eran socios?
O rozet gerçek olsa iyi olur,... aksi taktirde, ortağım canınızı fena okuyacaktır.
Espero que esta placa sea de verdad, o mi compañera le pateará directo a las pelotas del FBI.
44 sermaye ortağımız var.
Hay 44 socios paritarios.
Ortağınız Bay Canning'e yaptığımız teklifi gerçek değerinin altında bir teklif olarak değerlendirmiyoruz.
No consideramos que la oferta hecha a su codefensor, el Sr. Canning, sea baja.
- Oyuna gel o zaman. Sıçtınız beyler. Oyuna ortağım da girdi.
Chicos tengo un nuevo compañero que sabe como jugar.