Paramparça перевод на испанский
2,590 параллельный перевод
Şimdi de gelmiş sakin olmamı istiyorsun. O hasta ruhlu orospu evladını paramparça etmediğime şükret!
Y usted quiere que me quede aquí cuando debería estar ahí arrancándole la cabeza a ese enfermo hijo de puta.
Buradan düşersen, kellen paramparça olur.
Si caes desde aquí, tu cabeza seguramente se aplaste.
Paramparça oldu.
Lo quebraron.
Jotunheim'ı paramparça edene kadar Gökkuşağı Köprüsü inşa olacak.
El Bifrost continuará hasta destruir Jötunheim.
Paramparça.
Pedazo a pedazo.
20 dakika içinde, burası paramparça olacak.
Esto se va a venir abajo.
Yüzünü paramparça edecektim!
¡ Iba a aplastarle la cabeza!
Çünkü yemek yapmazdım, temizlik yapmazdım. Ve ben paramparça oluyordum.
Porque no cocinaba y no limpiaba y me estaba cayendo a pedazos.
Paramparça olursak seni suçladığımı bil.
Pero si nos hacen pedazos, te culparé a ti.
Sonra Jean geldi ve her şey paramparça oldu.
Y a continuación, Jean llega y destroza todo.
Soluk borusu paramparça. Boğazı çoktan gitmişti.
La traquea está despedazada Ya no tenía garganta
Onun kapanını paramparça et.
Rompe sus trampas.
EDİTÖR FELTRİNELLİ, MİLANO TRİNOL YAKINLARINDA PARAMPARÇA BİR ŞEKİLDE BULUNDU
EL EDITOR FELTRINELLI EL HOMBRE DESMEMBRADO POR EL TRINOL EN MILÁN
Her yerden 500 tane merminin gelip ortaligi paramparça ettigini hayal et.
Imagina 500 balas disparadas en todas las direcciones y luego perseguidas por una explosión masiva.
Seni hissiz bırakır, paramparça eder. ... ve seni o kadar derin, öylesine karanlık bir yere iter ki orada olmak istemezsin.
Te noquea, te destroza y te sumerge a un lugar tan hondo y oscuro al que no querrás ir.
Onu 2 saniyede paramparça ederdim.
Se lo rompería en dos segundos.
Onu paramparça etmek istiyorlar.
quieren hacerla pedazos.
Kalbim paramparça oldu.
Siento que el corazón se me rompió.
Bizi orada, cephede paramparça edebilirsiniz ama bizi durduramayacaksınız.
Puede hacernos estallar en la primera línea frontal, pero no nos detendrá.
Bütün dünya da benim gibiler yüzünden paramparça olmak üzere.
Y todo el mundo está a punto de ser destrozado por la gente como yo.
O olmasaydı kafatasım paramparça olur, kaşlarım yukarı doğru çıkardı. Kafam parçalanır, beynim çıkardı, mahvolurdum.
Si no hubiera sido por él, me habría cortado el cráneo arriba de las cejas, me habría sacado los sesos y los habría reventado.
Çünkü seni paramparça edecekler.
Porque te van a partir en dos.
Bir Aralık gecesi paramparça oldum
Me hice trizas una noche de diciembre
Evet, paramparça edeceğim.
Sí, voy a terminar esta mierda.
Yüzü paramparça olmuş.
Mierda hombre, su rostro es todo fracturado.
Paramparça ettin!
¡ Lo volaste!
- Paramparça ettim.
- Lo volé.
Onu paramparça olduğu zaman bulabildiniz anca.
Sólo la encontraste cuando apareció en pedazos.
İki bacağım paramparça Kalçam kırık
Mis piernas est � n aplastadas, mi pelvis, rota.
Telefonum paramparça oldu, ahbap.
El hijoputa de los cojones se ha cargado mi teléfono.
Buraya gelip yerimizi paramparça ettiklerinde de bunu hatırla. Beni anlıyor musun?
Recuérdalo cuando vengan y destrocen el lugar ¡ madera a madera!
- Kalbim paramparça biliyorsun, değil mi?
¿ Sabes que tengo roto el maldito corazón? Sí, lo sé.
Babam buradaki pencere camlarını paramparça etti.
Y mi padre rompió en pedazos... este local de aquí.
Paramparça olacağım. Sen olmazsan ben ne yaparım?
Voy a desmoronarme. ¿ Qué haré si mi vida desaparece?
Adamın kalbini paramparça edecek.
Va a romper su corazón en mil pedazos.
Şu an bu telefonu zeminde paramparça etmemem için tek bir neden söyle.
Dame una buena razón por la que no debería simplemente hacer pedazos este móvil contra el suelo.
Benim hayatım paramparça olurken Keith benim lise aşkım ve terk ettiğim çocuğumla yeni bir hayata başlıyordu.
Mi vida iba hacía abajo como una espiral, y mientras tanto Keith estaba construyendo una nueva vida con mi novia del instituto y el niño que abandoné.
Nefes boruna oturup hayallerini paramparça ederler.
Se ubican en la tráquea y destrozan tus sueños.
Dün itibariyle paramparça olmuş bir şekilde 3 vampir öldürülmüştür.
Mataron a tres vampiros anoche, los descuartizaron.
Yüzü paramparça edilmişti.
Su rostro fue desgarrado en pedazos.
... şüphelilerden biri canavara dönüşürse onu paramparça edeceğiz.
... si uno de los sospechosos se convierte en bestia, lo haremos pedazos.
- paramparça evler...
-... casas astilladas...
O tabut Klaus'u bizi paramparça etmekten alıkoyan tek şeydi.
Ese ataúd era lo único que evitaba que Klaus nos hiciera añicos.
Bilmiyoruz ama eğer değillerse Rebekah Elena'yı paramparça etmeden önce 10 dakikamız var.
No lo sabemos pero si no están, tenemos cerca de diez minutos hasta que Rebekah despedace a Elena.
Hayatımı elimden alan o kutuyu paramparça etmek. Toprağı havaya uçurmak. Kutu beni boğuyordu ve korkum beni kurtardı.
Destruir la caja que me estaba absorbiendo la vida, hacer volar en pedazos a la Tierra que me asfixiaba, y dejar que mi miedo me salvara.
Evini paramparça eden şey değil mi o?
¿ No es esa es la cosa que destrozó tu casa?
* Paramparça ettik bütün hayallerimizi *
# Pusimos nuestros sueños a través de la trituradora #
Sırf bu işi almak için birini paramparça etmeni görmek istiyorlar.
Ellos quieren verte vencer a un hombre por partes sólo para conseguirlo.
Kepçe cesedi paramparça etmiş. Şimdiye dek yedi parça bulduk.
El cubo rompió el cuerpo en pedazos, hemos encontrado 7 piezas por ahora.
KAC BENDEN... SENI BULDUGUMDA PARAMPARCA EDECEGIM! CEHENNEME KADAR PESINDEYIM!
Huye de mi, y destrozaré montañas para encontrarte, te perseguiré hasta el infierno.
PARAMPARÇA EDİLMİŞ
MUTILADA
param 46
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62
paramount 22
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62