Pense перевод на испанский
93,943 параллельный перевод
Bu hafta sonu olmamış gibi davranabileceğimi sandım, ama "Sana istediğin cevabı veremem." bana söylediğin buydu.
Pensé que podía fingir que este fin de semana no ha pasado pero... "No puedo darte la respuesta que quieres". Eso fue lo que me dijiste.
Ben de yardım edebileceğimi düşündüm.
Y pensé que podría echar una mano. ¿ Ayudar?
Bu günü göreceğimi hiç sanmazdım.
Nunca pensé que viviría para ver este día.
Gitar çalarken seni özlediğimi söyleyeceğimi hiç sanmazdım ama...
¿ Sabes? , nunca pensé que echaría de menos que toques la guitarra, pero...
Dünyayı turistmiş gibi geziyoruz.
Pensé que recorreríamos el mundo como turistas.
- Gezintiye çıkmıştır dedim.
- Pensé que había salido.
İki yüzlü olduğunu öğrenene kadar sevimli buluyordum.
Pensé que era una chica adorable hasta que me di cuenta que era una hipócrita.
İlginç buldum.
Pensé que era algo curioso.
Temkinli olacağını sanıyordum, öfkeli hayaletleri döndürmeyeceğini falan.
Pensé que te mantendrías tranquilo, sin conjurar fantasmas enojados.
Beni görmezden geldiğini sanmıştım.
Pensé que estabas evitándome.
Bu duyuruyu bugün ben yapmak istedim çünkü bunu bir öğrenciden, ders dışı programların ve kulüplerin Dennington Koleji'nin kalbi olduğuna en az sizin kadar inanan birinden duymayı tercih edersiniz diye düşündüm.
Pedí hacer este anuncio hoy porque pensé que les gustaría oír de la boca de una alumna, alguien que cree, tanto como ustedes, que los cursos extracurriculares y clubes son la esencia de Dennington.
Onlara haksız olduklarını göstermek istersin diye düşündüm.
Pensé que querrías demostrarles que se equivocan.
Ama bilmelisiniz ki müdürünüz, yani eski müdürünüz yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşecek.
Pero pensé que deberían saber que su director su antiguo director, enfrentará consecuencias por sus acciones.
Komik, tüm bu şeyin ardından... iyi bir şey çıkacak sanıyordum.
Es curioso, pensé que todo esto se trataba de terminar algo bueno.
Bilmeniz gerekir diye düşündüm.
Pensé que deberías saberlo.
Hani eşinize haber veren siz olmak istersiniz dedim.
Pensé... que querrías ser tú quien se lo cuente a tu mujer.
Eşinize haber veren olmak istersiniz dedim.
Pensé que querrías ser tú quien se lo cuente a tu mujer.
Ve bence oldukça ikna ediciydi.
Y pensé que era muy persuasivo.
Hayır, gittiğini düşündüğüm diğer Holden,
No, ese otro Holden, el que yo pensé se había ido?
Burada yalnızım sanıyordum.
Pensé que estaba solo aquí.
Ben neden düşünemedim bunu?
Oh. ¿ Por qué no pensé en eso?
Yardım lazımdı. Onun, bunun için uygun olduğunu düşündüm.
Necesitábamos ayuda y pensé que él era un candidato especial.
Oh, özür dilerim hanımefendi. İşbirliği teklifimizin kabul göreceğini sanıyordum.
Oh, perdone, señora, pensé que el enlace lo había acordado.
Seni hep yalnız kurt olarak gördüm.
Siempre pensé que eras más una loba solitaria.
Sadece, düşündüm ki doğrudan seninle konuşursam,
Yo solo... pensé que quizá si hablaba contigo directamente...
Belki de, senin Nolan'a yeterince baskı yaptığına inanmadım.
Quizás pensé que no ibas a empujar a Nolan lo suficiente.
Müfettiş mi? Herşeyi hallettik sanıyordum.
Pensé que habíamos solucionado todo eso.
Londra'da olduğunuzu söylediniz sanırım.
Pensé que usted había dicho que estaba en Londres.
Eğer pis değilse, bunu tam yapmadığını düşünürüm.
Pensé que eso salió bien.
Herşey yolunda mı? - Bizimle işiniz bitti sanmıştım.
- Pensé que habían terminado con nosotros.
- Adının Emma olduğunu sanıyordum?
- Pensé que se llamaba Emma. - Así es.
Bu münkün değil, ama imkansız da değil onu bir çok defa elledim.
Es improbable, pero no es imposible. La toqué mucho. Sí, pensé en eso.
Tanıdığımı sandığım adamı.
Al hombre que pensé que era.
Öyle sanıyordum.
Eso es lo que pensé.
Patronunu bir adam öldürmeye çalıştı demiştin.
Pensé que dijo que sólo un tipo trató de matar a su jefe.
Bunu hallettiğimizi sanıyordum.
Pensé que habíamos resuelto esto.
Daha yeni oradaydın sanıyordum.
Pensé que estabas allí.
Evet, kendisi... İzinin ona iyi geleceğini düşünmüştüm.
Sí... bueno realmente pensé que el año sabático le haría bien.
Üzgünüm, Whitney olduğunu sandım.
Disculpa, pensé que era Whitney.
Aslında öleceğini hiç düşünmemiştim.
No pensé que moriría.
- Siz de... Ben de kocamın hayatının çok görkemli olduğunu düşündüm.
Y yo pensé que esa vida suya era muy glamurosa...
"İşte gerçek aşk bu," demiştim kendi kendime.
Pensé "Eso es amor verdadero".
Sör Gregor'a Oberyn'e yaptığı gibi kafatasını parçalatsam mı diye düşündüm.
Pensé en hacer que Sir Gregor aplaste tu cráneo, como hizo con Oberyn.
Sonra kızının kafatasını parçalatsam mı diye düşündüm.
Pensé en hacer que le aplaste el cráneo a tu hija.
Tyrell Hanesi'nin güvenliği için gerekli olduğunu düşündüğüm ne varsa yaptım.
Hice lo que pensé necesario para la seguridad de la Casa Tyrell.
Ben ejderhaların yeniden yaşayacağına inanmazdım.
Jamás pensé que los dragones volvieran a existir.
Hayatımın bu noktaya geleceğini hiç düşünmezdim.
Nunca pensé que mi vida fuera a resultar así.
Pislikler tarafından yönetilen zayıf insanlar üzerinden geçinen bu şirketler var diye düşündüm.
Pensé : "Estas corporaciones manejadas por escorias abusan de los débiles".
Çocukken... Hayatımın bu noktaya geleceğini hiç düşünmezdim.
Cuando era niño... nunca pensé que mi vida fuera a resultar así.
Bu ironi Sidney'nin hoşuna gider dedim.
Pensé que Sidney apreciaría la ironía.
Hills'e doğru gidiyorsun sanıyordum.
Pensé que se dirigían a las colinas.