Pesin перевод на испанский
1,171 параллельный перевод
Muhasebeyi ariyacaim ve senin isten ayrilma tazmintini pesin vermelerini isteyecegim.
Llamare a los de nomina para que te paguen lo trabajado hasta ahora.
O da "bundan sonra ödemeyi peşin yaparsın" dedi.
Le conté que tenía tendencias suicidas. Me dijo : "A partir de ahora me paga por adelantado".
Ayda 500. Peşin.
500 al mes.
Kızın parasını peşin ödeyin lütfen.
Bueno, la cuenta serán 4,000 yenes.
- Peşin mi?
- ¿ Por adelantado?
8 aylık kirayı da peşin ödedikleri için, ofis sahibi pek de şikâyetçi olmadı.
Habían pagado ocho meses adelantados...
- On beş bin liret, peşin.
- 15000 liras, por adelantado.
- Bunun için peşin para ödeyebilir misin?
- ¿ Puedes pagar en efectivo?
- Peşin mi yoksa bana güveniyor musun? - 2.5 dolar.
- ¿ Le pago por adelantado o confía en mí?
Burada peşin çalışıyoruz.
Aquí se paga por adelantado.
Burada peşin ödüyorsunuz.
Pagais aquí por adelantado.
Peşin ödeyebilir miyim?
¿ Puedo pagar ahora?
Assassinlere paraları peşin verilir.
Los asesinos cobramos por adelantado.
İlk önce, söylemeliyim ki, para peşin.
Le diré antes que nada que aquí los servicios se pagan.
Para peşin kırmızı meşin.
Se paga por adelantado.
Peşin hüküm veriyorsun.
Lo que no puede dar Un veredicto
- Hiçbir şeyi yok. Parayı peşin alın yeter. Ne yapmak isterlerse istesinler, canınızı yakarlarsa durdurun.
Sólo recordad tomar el dinero por adelantado y cualquier cosa que quieran hacer, si sale sangre, parad.
Roller böyle peşin sıra değişir.
Un papel sigue al otro.
Peşin bir miktarın yanında 10 ya da 20 yıl boyunca belirli bir yüzde olarak kendi yerel temsilcileri ve Knox'ın vekilleri aracılığıyla tesisin gelirlerinden pay alacak.
Una suma global, más un porcentaje de los beneficios sobre 10 o 20 años. Con algunos administradores locales y otros de Knox.
Olmazsa para peşin, olmaz Baytekin.
Sin pasta, no hay héroes.
Olmazsa para peşin... olmaz Baytekin.
Exactamente. Sin pasta. no hay héroes.
Odayı peşin ödememi ister misiniz?
¿ Quiere que pague por adelantado?
Peşin ödemeler ne oldu?
¿ Cuánto pagáis?
Hem de peşin verecekler.
Pagará en efectivo.
Çalışanlarıma maaşlarından peşin olarak bir miktar avans veririm. Bu onların gardıroplarını ve seyahat ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar.
Ha sido también mi costumbre adelantar a mis jóvenes señoritas una pequeña porción de su salario, para que puedan afrontar cualquier pequeño gasto de su viaje y su vestuario.
Peşin ödemeli.
No aceptan pago contra reembolso.
Ama şu anda işiniz 25 bin papel... peşin olarak.
Por lo pronto, son 25 mil dólares... por adelantado.
Ücret peşin.
Mañana a las 7.
- Çocuk bakacaksan parasını peşin al.
- Que te paguen en efectivo.
Cecilia, sana peşin para al dedim, değil mi?
Te dije que lo cobraras ayer.
Paranın yarısı peşin, yarısı orada.
La mitad ahora y la otra cuando lleguemos.
Fakat peşin bir hükme varmak feci bir hata olur.
Pero es un error capital teorizar sobre futuros sucesos.
Tamam, bekle, Amakarar vermeliyiz... peşin olarak. O anlamsız.
Ok, espere-espere-espere-espere-espere, si, pero debemos... acordar... de antemano que no tiene sentido.
Dale bu gece ödemesini peşin alacak.
A santo de Dale, y de cómo a partir de esta noche cobra directamente.
Her gece peşin herkes gibi
Directamente. Todas las noches, como todo el mundo.
Francis peşin!
¡ Directamente!
Şu an önceliğimiz kişisel özelliklerden dolayı peşin hükümlerde bulunduğunuz yargılarınız değil.
Es de principal importancia... no permitir que su juicio se base... en las cualidades personales.
Parayı peşin mi istiyorsun?
Bueno, ¿ quiere el dinero? ¿ Ahora mismo?
Savaş sırasında Londra'da olan tanıdık bir gazeteci diyor ki... turistler İngiltere'ye peşin hükümlerle gidermiş. Bu sayede de aradıklarını bulurlarmış.
Un reportero que conozco, que estuvo en Londres durante la guerra, dice que los turistas van a Inglaterra con ideas preconcebidas así que encuentran lo que fueron a buscar.
Yatış ücretini peşin ödemeniz lazım.
Tiene que pagar una noche por adelantado.
- Ödeme peşin.
- Tiene que pagar.
Odanın parasını peşin ödedin, değil mi?
pagaste por adelantado este cuarto, verdad?
Bence bir insan varlığına son vermeden ölebilir. Hayat ve ölüm peşin sıra giden bir basamak gibidir.
Creo que podemos morir, sin que por ello dejemos de existir, pues la vida y la muerte son como escamas que se enlazan entre sí.
Emlakçı ikazım için teşekkür etti ancak kira peşin ödenmişti.
El agente me agradeció que le avisara pero dijo que habían pagado el alquiler por anticipado.
- Karttan mı yoksa peşin mi olacak?
- ¿ En efectivo o con tarjeta?
İşte bir yüzlük... peşin.
Tenga este cheque... como anticipo.
Gıcır gıcır 200 bin dolarım... vardı, peşin. Bütün gece bekleyemem.
No tengo toda la noche.
Peşin 500 bine kadar çıkarlar.
Pagarían hasta media millón.
Parseli 100 frank. Ödeme peşin.
100 francos el lote.
Ödeme peşin.
El pago es por adelantado.
Emekliliğin için peşin ödeme bile yapmışlardı.
Te habían adelantado algo del retiro.