Pide перевод на испанский
8,215 параллельный перевод
Birisi randevu teklif ettiğinde ben evet demeden önce yığınla şey yapıyorum.
Cuando un hombre me pide una cita... Es como si tuviera que hacer una lista de pros y contras antes de decir que sí.
Yani, geri dön, Gazilik Kurumu'na git ve hakkın olanı al!
Así que date la vuelta, vuelve a la Asociación de Veteranos, ¡ y pide lo que te corresponde!
Bazen duble süt.
Algunas veces pide repetir.
Bir dilek tut.
Pide un deseo.
İfade vermesi istenen konu hakkında ilk ağızdan bilgi sahibi değil.
No conoce de primera mano los hechos... por los que se le pide que testifique.
Alkol ısmarlarsa, randevu.
Si pide alcohol, cita.
- Ben biraz bakayım, sen sipariş ver.
No, yo miraré, pide tú.
Öyle. Zaten kimsede senden istemez.
Por eso y porque nadie te lo pide.
Teklif ettiğinizin 1 milyon fazlasını versem?
¿ Y si le ofrezco un millón más de lo que pide?
- Öyleyse neden benimkini istiyorsunuz?
Entonces, ¿ por qué me pide la mía?
İçinizden geliyorsa şarkı da söyleyebilirsiniz.
Deja un mensaje y no temas cantarlo si te lo pide el cuerpo.
Bunu öğrenirsin. Büyükannen bir şey söylüyorsa, yapacaksındır. Yoksa..
Sí, bueno, verás que cuando tu abuela te pide hacer algo, lo haces o no.
Adam tek kızlarını kaçırıyor ve sadece 1.6 milyon istiyor. Neden?
El secuestrador piensa... que tiene a su única hija y pide 1,6 millones. ¿ Por qué?
Eyalet yasaları onu Potter mezarlığına gömmemi söylüyor.
Y el estado me pide que la entierre en una fosa común.
Sen ve senin gibi light peynirini, sağlıksız kebabında isteyenler perşembe günü uyanıp, hep birlikte başınızdan bir deneyim geçireceksiniz.
Bueno, eres la única persona que pide queso ligero... para el Jueves de tu estúpido kebab que es poco sano... necesitas despertar y pasar la experiencia con todos.
Makine artık onu aramaktan vazgeçmemiz gerektiğini söylüyor.
La Máquina nos pide que dejemos de buscarla.
Ne yapıyorsun?
¿ Qué estás haciendo? ¡ Pide refuerzos!
21 Haziran 2013'de, ABD hükümeti, Snowden'ı ikisi casusluk olmak üzere üç suçtan itham etti ve Hong Kong'dan, Snowden'ın iadesini talep etli.
El 21 de junio de 2013, el gobierno de EE.UU. acusa a Snowden de tres delitos, dos contra la Ley de Espionaje, y pide a Hong Kong que le extradite.
"Brezilya, Birleşik Krallık hükümetinden açıklama talep ediyor"
BRASIL PIDE EXPLICACIONES AL GOBIERNO DEL REINO UNIDO
Can, hücrelerin nasıl değiştiğini anlamak için DNA paneli çıkarsın.
Pide a Cam que haga una prueba de ADN para determinar cómo fueron alteradas las células.
Devriyedekiler birine suç üstü yapmış, seni tanıdığını iddia ediyor kendisi.
Gordon, una unidad trajo a un delincuente. Pide verte.
Basın açıklama yapmanızı istiyor.
La prensa pide una declaración.
Kimileri yalvarır, kimileri de tepesinde bir silahla dikilir işte.
Alguien pide, y alguien está por encima de él con un arma de fuego.
Bir arkadaşım benden iyilik istediğinde onu geri çeviremem.
Cuando un amigo me pide un favor, no puedo negarme.
Edemem, bu benim uğurlu yemeğim.
- Pide otra cosa. - Mitchell, hoy es día de partido.
Tanıdığım herkesten daha çok arkadaşım var ve her geçen gün, daha çok insan benimle arkadaş olmak istiyor.
Tengo más amigos que cualquier persona que conozco, y todos los días, más gente me pide ser su amiga.
İnsanlar bize, en iyi yemeklerini ve şaraplarını veriyorlar, ve hiçbir şey sormuyorlar.
La gente nos da su mejor comida y bebida y no pide nada a cambio.
- Dansın provasında.
George siempre me pide que grabe el ensayo... para que pueda... - En el ensayo para el baile.
Eve, süt ve kurabiye getirmemi istiyor.
Me pide que compre leches y galletas.
Başbakan dönmemi istiyor.
Es el Primer Ministro que me pide volver.
Onu açmamı hiç kimse istemedi hem de hiç.
Nadie la pide desde... nunca.
Vali Pryce selamlarını gönderdi fakat kendisi Coruscant'a İmparator Palpatine ile kutlamalara davet edildi.
La gobernadora Pryce les pide disculpas ya que ha sido invitada a Coruscant a celebrar ¡ con el Emperador Palpatine en persona!
"Erin Wilson'ın hapisten serbest kalmasını talep et ardından telefonu kapat."
"Pide que liberen a Erin Wilson, luego cuelga".
Önce serbest kalmasını istedi... -... sonra Maldivler'e gitmesini istedi.
Primero, pide su liberación, y luego dijo lo de Maldivas.
Yardım çağır!
¡ Pide ayuda!
FBI'a gidip koruma iste!
Ve al FBI y pide protección.
Şimdi, iddia makamı,... bu kanıtı duruşmada kullanmamıza izin vermenizi istemektedir.
La fiscalía sólo pide que se le permita usar esta evidencia en el juicio.
Ve çabucak konuşmak isteyebilirsiniz, çünkü şirketim yanlış tutuklama nedeniyle Los Angeles Emniyeti'ne karşı açılmış bir kamu davasında Maurice'i temsil ediyor. - 3 milyon dolar isteniyor.
Y querrás apresurarte porque mi bufete representa a Maurice... por un falso arresto contra la policía y pide tres millones.
Benden yapmamı istediğiniz şeyi şu anda yamam mümkün değil.
No puedo hacer lo que me pide.
Önce özür dile.
Primero pide disculpas.
Tamam ama vajinamın etrafını süsleyemem hiç.
Vale, no estoy por peder mi virginidad en la fundación Pide-un-Deseo.
Birşey yapabilmem için bana şans tanı.
Pide un día por enfermedad.
İste, verirler.
Pide y se te dará.
Hizmetçiler sana banyo hazırlasın.
Pide a las criadas que te den un baño.
Her cumartesi gecesi barbekü tavuklu pizza sipariş ediyor.
- no lo sé. pide un pollo a la barbacoa - pizza cada sábado por la noche.
Bir şeyler sipariş edelim.
Pide algo.
- Sipariş edin.
Pide.
- Sen istiyorsan yaparım.
Bueno, si eres tu quien lo pide, lo haré.
Arkadaşın senden yardım istiyor.
Tu amigo te pide ayuda.
Bekle.
¿ Daisy no es de las que pide anestesia general
Hadi.
Pide.