Polina перевод на испанский
158 параллельный перевод
Polya, koş Sonya'yı getir!
¡ Polina, ve corriendo en busca de Sonia!
Polya, yakala şunları!
¡ Polina, detenlos!
Geri getirdin onları, değil mi Polya?
¿ Los trajiste, Polina?
Polya, Lyonya, Kolya, buraya gelin.
Polina, Elena, Nicolás, venid aquí.
Kendinden utanmalısın, Polina!
¡ Polina, ten vergüenza!
Kızlar Polina'nın pikabını almış eğlence yapıyor.
Las chicas le pidieron la gramola a Polina, van a andar de parranda.
Polina, gitme.
Polina, no te vayas.
Teşekkür ederim.
Gracias. ¡ Polina!
Defol! Allah bilir neden bu eve geliyoruz? Polina!
¡ Fuera!
Polina'yla ne yaptığınızı gördük.
Vimos lo que hacían con Polina.
Polina mı?
¿ Paulina?
- La Perla'da olduğuna inanıyoruz. O gece Polina Valera adında bir genç kız tecavüz edilerek öldürülüp bir çöplüğe atıldı.
Tenemos motivos para creer que estuvo en La Perla... dónde una joven llamada Paulina Valera fue encontrada... violada y asesinada y luego abandonada en un basurero.
Polina Valera kadar zevk aldın mı?
¿ Fue tan excitante como Paulina Valera?
Ve Polina Valera'yı?
¿ Y a Paulina Valera?
Birinciyi, Polina'yı kapı eşiğinde gördüm.
Yo la vi en un umbral.
- Polina dosyalarınız.
Aquí está la carpeta de Polina.
- Ve annelerinin adı... - Polina Delacroix?
- El nombre de la madre es- - - ¿ Polina Delacroix?
Çünkü şu anda kendi hesabımdan çektiğim bir banka çekini ona götürüyorum. Bu miktar Polina'nın yaz boyunca masraflarını karşılamaya yetecektir.
Porque estoy regresando con unos cheques de mi cuenta personal... que le proveerán lo suficiente para cubrir sus gastos durante el verano.
Shaw masraflarını karşılamak için Polina'ya borç vermeyi kabul edebilirdi.
¿ Y si Shaw acordaba prestar dinero a Polina para sus gastos?
Polina Delacroix.
Polina Delacroix.
- Lütfen, bana Polina deyin.
- Por favor, llámeme Polina.
Bu Polina'nın parfümü, ve elbette onu büyük göğüslerine sürüşüydü.
Era el perfume de Polina y la aplicación del mismo en su generosos senos.
Yani, eğer Polina'nın parası olsaydı... Shaw'la evlenmek zorunda da kalmazdı.
Entonces, si Polina tuviera dinero... no tendría que casarse con Shaw.
Adam ve Shaw'ın ikisinin de Polina'yı sevdiğini biliyorum.
Ya sabemos que a Adam y a Shaw les gusta Polina.
Polina etraftayken odaklanması imkansızdı.
No puede haber concentración con Polina en el lugar.
Polina gibi bir gerçekten onun gibi sıradan bir erkekle ilgilenebilir miydi?
¿ Podría una mujer como Polina interesarse, en realidad,... en un hombre común como él?
İşte Adam o anda Polina'yı kollarının arasına... almakla arasında aklın alamayacağı bir zenginliğin durduğunu anladı.
Fue ahí cuando Adam se dio cuenta... que lo que se interponía entre él y los perfectos brazos de Polina... era una inagotable fortuna.
Polina gibi kadınlar tarafından baştan çıkarılmak gerçekten hoşlarına mı gidiyor?
¿ Realmente los vuelven locos mujeres como Polina?
Belki de Polina'yı benim hayal ettiğim gibi hayal etmiyorsun?
Quizás no ves a Polina de la forma en que yo la veo.
Polina, Adam, Elsa.
Polina, Adam, Elsa.
Param olduğu zaman, yazgım, Polina, benim olacak...
Y cuando tenga dinero, mi afortunada... Polina, será mía.
Bu yazı geçirmesine yetecek bir miktardı... ama Polina gibi bir kadını elde etmesine yetmeyeceği kesindi.
Suficiente para pasar el verano... pero ciertamente no lo suficiente para ganar a una mujer como Polina.
Bu Polina'yla geçirilecek bir hayat demekti.
Éste juego significaba una vida de amor con Polina.
Adam'ın Polina'nın kalbine giden başka bir yol bulması gerekiyordu.
Adam tenía que encontrar otra ruta al corazón de Polina.
Polina içinde sahip olmadığı duygular olduğunu keşfediyordu.
Polina se encontró con sentimientos que nunca pensó que tendría.
Polina çocukluğunda onu defalarca kollarına alıp bilgeliği, sıcaklığı... ve sevgisiyle teselli eden bu kadını kaybetmenin... büyük üzüntüsünü yaşıyordu.
Polina estaba aturdida con la pérdida de la mujer... que tan a menudo la sostuvo en brazos... y consoló con su calidez y sabiduría.
" Adam Polina'dan hoşlanıyordu. Ama biraz garip biri olduğunu biliyordu.
A Adam le gusta Polina, aunque sabe que es un poco extraña.
Polina sevgili büyükannesi için yas tutup... aile konularıyla ilgilenirken...
Mientras Polina vivía el luto por su amada abuela... y atendía cuestiones familiares...
Adam Polina için olan duygularını kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Adam luchaba por mantener sus sentimientos hacia Polina controlados.
Elsa'yla dostluğu da ilerlemeye başlamıştı. Kendisi için olan duygularından habersiz ona Polina'yla ne harika bir... hayatları olacağına dair hikayeler anlatmaya devam etti.
La amistad de Adam con Elsa seguía creciendo... inconsciente del profundo sentimiento que ella sentía por él... él la obsequiaba con excitantes historias de vida compartida con Polina.
Sen en başından beri Polina'dan hiç hoşlanmadın.
Estás con Polina desde el principio.
Adam ve Polina tutkuyla birbirlerine sarıldılar.
Adam y Polina saltaron apasionadamente a la cama.
Polina parasına kavuştu.
Polina tiene su dinero.
Polina parasını aldı.
Polina tiene el dinero.
Adam Polina'ya sahip oldu. Ve benim yazacak şeyim kalmadı.
Adam tiene a Polina, y yo no sé cómo seguir.
Polina'nın kendini yeniden rakibinin... varlıklı John Shaw'ın kollarına atmasının artık... an meselesi olduğunu biliyordu.
Él sabía que era cuestión de tiempo... hasta que Polina se encuentre de nuevo en brazos de su rival... el odioso John Shaw.
Belki onu Polina'dan uzak tutacak başka bir engel gereklidir.
Tal vez necesita algún otro obstáculo que lo aleje de Polina.
Anna'nın gözlerinde Adam'ın o güne kadar Polina'ya olan... aşkı yüzünden görmediği bir şey vardı.
Había algo en los ojos de Anna que Adam, hasta ahora... ciego por su amor a Polina, no había visto.
Polina!
¡ Polina!
Polina'yla.
Paulina.
Adam Polina'yı elde etti.
Adam tiene a Polina.