Qaeda перевод на испанский
926 параллельный перевод
El-Kaide bu savaşın ilk raundunu kaybetti. Onlar da bunun farkında. Yani şimdi sıfırdan yeni bir raunt başladı :
Dejenme ponerlo de otra manera, Al Qaeda perdió la primera fase de esta guerra y lo saben así que comienzan las nuevas fases :...
El Kaide buradan militan toplayabiliyor.
Al Qaeda recluta de ahí.
Osama bin Laden, Al Qaeda, ve bütün aşağılıkların canı cehenneme.
Que se joda Osama bin Laden, Al Qaeda, and backward-ass cave-dwelling idiotas fundamentalistas por todos lados.
Baker kırmış. 1.99 km'den bir El Kaide askerini vurmuş.
Baker lo rompió, mató un guardia de Al Qaeda a 2000 m.
Asabiyah, El-Kaide kökenli, Sudan'da gizlenen köktendinci bir örgüt.
Asabiyah es una célula ultra-extremista que se esconde en Sudan. Es una escisión de Al Qaeda.
El-Kaide'nin kitabında uzun mesafeden öldürme yoktur.
El asesinato de largo alcance es una página sacada del libro de Al-Qaeda.
El-Kaide'nin eğitimli nişancıları Amerikan devlet görevlilerini vuracaklar.
Los francotiradores entrenados de Al-Qaeda para disparar a los oficiales de gobierno de U.S.A.
Al Qaeda Kuzey Korelilerden 10 kat daha fazla ödüyor.
Los norcoreanos también. Hice todas las llamadas.
Köy hakkında verdiği tarif uydu ve hava keşif verileri tarafından doğrulandı. - Ama... - Ayrıca ele geçirilen...
Su descripción de la villa ha sido verificada por satélite y reconocimiento aéreo... información independiente de fuentes capturadas de Al Qaeda indican que el objetivo fue visto recientemente en esa región.
Farklı yerler, aynı dekorlar. Kapalı kapılar, tıbbi ekipman... - El Kaide'nin bilinen şahsiyetleri.
Puede haber lo mismo en diferentes lugares, el mismo equipo médico, personajes de Al Qaeda transmisión de celulares rastreables.
- Bir El Kaide ajanı da öyle.
Sí, también un operativo de Al-Qaeda.
Bu, El Kaide'nin işine benziyor.
Esto tiene todas las características de Al-Qaeda.
Kuru temizleyici üniformalarına zehir sıkmış El Kaide ajanı olmalı.
Alguien de la tintorería puso veneno en sus uniformes. Debe ser un espía de Al-Qaeda.
El Kaide mutlaka uçağa bir şey koymuş olmalı.
Al-Qaeda tiene que haber puesto algo en este avión.
- Suikast girişimini El Kaide mi yaptı?
¿ Fue Al-Qaeda? Sí, ¿ tuvo alguna relación con Al-Qaeda? Es todo lo que sabemos por el momento.
Ajanlar 4 tane şüpheli El-Kaide teröristini izlemiyorlar.
Agentes que no están siguiendo a terroristas de Al-Qaeda.
Londra'daki CIA bürosu, bize Kabil'de buldukları bir belgede Rachid'in El-Kaide'ye sızmış bir Afganlı istihbaratçı olduğu yazdığını söylediler.
La CIA de Londres nos ha dicho que encontraron documentos en Kabul que citan a Rachid como agente de la inteligencia afganesa vinculado a Al Qaeda.
El Kaide'nin bir resminin oluşması için onun hesabı hammadde olarak kullanıldı.
Su relato fue usado como materia prima para desarrollar una imagen de Al Qaeda.
İkisini birlikte koyup Bin Ladin'in mi El Kaide'nin mi ilk efsane olduğunu görmek.
Juntas las dos cosas y lo que obtienes es el primer mito de bin Laden, el primer mito de Al Qaeda.
Ayrıca Bin Ladin'in bu örgüte verdiği ismi de söyledi : El Kaide.
También dijo que bin Laden le había dado un nombre a esta red : "Al Qaeda."
Ayrıca Bin Ladin, 11 Eylül sonrasında Amerikalıların El Kaide terimini kullanmaya başladıklarını fark edene kadar grubun adını belirtmek için bu terimi kullandığına dair de bir kanıt yoktu.
Tampoco existe evidencia de que bin Laden usara el término "Al Qaeda" para referirse al nombre de un grupo hasta después del 11 de septiembre, cuando se dio cuenta de que ese era el nombre que los americanos le habían dado.
Bu El Kaide'yi yeni mafya ya da yeni komünistler yaptı.
Convirtió a Al Qaeda en la nueva Mafia o los nuevos comunistas.
Bu onları bir grup olarak tanımlatabildi ve bu nedenle çok konuşan Bin Ladin tarafından yapılan herhangi bir eylem veya ifadeler için El Kaide'yle bağlantısı bulunan kişilerin yargılanmasını kolaylaştırdı.
Los hizo identificables como un grupo y así hizo más fácil enjuiciar a cualquier persona relacionada con Al Qaeda por cualquier acto o declaración hecha por bin Laden... que habla mucho.
El Kaide örgütü yok.
No hay ninguna organización Al Qaeda.
Ancak saldırıların yarattığı paniğin ardından politikacılar bu yıl, önceki duruşmada yaratılan modele ulaştı Hava korsanları, El Kaide olarak adlandırılan geniş bir uluslararası terör ağının sadece görünen ucuydu.
Pero luego del pánico creado por los ataques, los políticos echaron mano del modelo creado ese mismo año para el juicio : los secuestradores eran sólo la punta de una vasta red terrorista internacional que fue llamada "Al Qaeda".
El Kaide, mafyanın terörizmdeki karşılığıdır.
Al Qaeda es al terror lo que la Mafia es al crimen.
Pek çok tartışmaya konu olan ve iyi bilinen bu şebeke ; El Kaide ABD'de dahil, 50 ila 60 ülkede aktivitelerini sürdürüyor olabilir.
Esta única red, Al Qaeda, que ha sido objeto de tanta discusión y publicidad, puede tener actividades en 50 a 60 países, incluyendo los Estados Unidos.
Amerikalılar, bu adamların El Kaide'nin teröristleri olduğunu sanıyordu. Kuzey İttifakı da onları uyarmıyordu çünkü teslim ettikleri her tutsak için Amerikalılardan para alıyorlardı.
Los americanos creían que estos hombres eran terroristas de Al Qaeda, y la Alianza del Norte no hizo nada por desengañarlos, porque los americanos les pagaban por cada prisionero que entregaran.
Ama yok olurken onun yerini, El Kaide ağının gücü ve uzantıları ile ilgili daha bile abartılı fanteziler aldı.
Pero cuando desapareció, fue reemplazado por fantasías aún más extravagantes acerca del poder y el alcance de la red Al Qaeda.
Kuzey İttifakı'na istihbarat ve yardım için bir milyon dolardan fazla para ödenmişti. Şimdi onun savaşçıları Bin Ladin'in kalesine saldırmak, El Kaide teröristlerini ve liderlerini getirmek için dağlara doğru harekete geçmişlerdi.
A la Alianza del Norte se le pagó más de un millón de dólares por su ayuda e información, y ahora sus combatientes partían hacia las montañas a asaltar la fortaleza de bin Laden y regresar con los terroristas de Al Qaeda y sus líderes.
Kuzey İttifakı'nın El Kaide savaşçısı olduğunu iddia ettiği mahkûmlar vardı ama bunun kanıtı yoktu ve Kuzey İttifakı'nın biraz da olsa Arap gibi görünen herhangi birini kaçırıp Amerikalılara sattığı söylentileri vardı.
La Alianza del Norte sí presentó algunos prisioneros que afirmaron eran combatientes de Al Qaeda, pero no había ninguna prueba de esto, y existía el rumor de que la Alianza del Norte simplemente estaba raptando a cualquiera que pareciera un árabe y los vendían a los americanos por más dinero.
Şimdi Amerikalılar, gizli El Kaide ağını bulmak için Doğu Afganistan'daki tüm dağları mağara mağara aramaya başlamıştı.
Ahora los americanos empezaron a registrar todas las cuevas en todas las montañas del este de Afganistán en busca de la red oculta de Al Qaeda.
El Kaide tamamen yok olmuş gibiydi.
Parecía que Al Qaeda había desaparecido completamente.
El Kaideyi, kendilerinin deyimiyle, Kuzey İrlanda'da terörizmle savaşırken kazandıkları eşsiz deneyimle ele geçirebileceklerine inanıyorlardı.
Estaban convencidos de que ellos podían dar caza a Al Qaeda debido a su experiencia única, según decían, enfrentando al terrorismo en Irlanda del Norte.
El Kaide ve Taliban için av devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri ve diğer müttefiklerimizle terörizme karşı omuz omuza küresel bir savaş veriyoruz.
La búsqueda de los talibán de Al Qaeda continua, y nosotros permaneceremos hombro a hombro junto a los Estados Unidos y nuestros otros aliados, en la guerra global contra el terrorismo.
El Kaide'den kaç kişi yakalandı?
¿ Pero cuántos Al Qaeda han capturado?
El Kaide'den kimseyi yakalayamadık ancak...
No hemos capturado ningún Al Qaeda, pero...
Korkunç gerçek ise burada, hiçbir şey olmamasıydı çünkü El Kaide, var olmayan bir örgüttü.
La terrible verdad era que allí no había nadie porque Al Qaeda, como organización, no existía.
Sözde El Kaide veya Taliban'a ait bir üsse her seferinde baskına gidildiğinde ya hiç kimse olmazdı ya da bir kaç çoban olurdu.
Cada vez que obtenían la ubicación de un supuesto elemento o base de Al Qaeda o Talibán, se aparecían allí y no había nadie o había unos pocos pastores sobresaltados, y entonces se me ocurrió que esa era una imagen estupenda
Amerikan hükümeti kendi ülkesi içinde El Kaide örgütünü aramak için yola çıktı.
El gobierno americano salió a buscar a la organización Al Qaeda dentro de su propio país.
Dört Arap erkeği, bir El Kaide Örgüt Hücresi olduğu şüphesiyle tutuklandılar.
Cuatro árabes fueron arrestados bajo sospecha de ser una célula dormida de Al Qaeda.
Geçtiğimiz 24 saatte yürürlüğe konan Birleşik Devletler yasası Amerika'da El-Kaide eğitimli bir teröristi hücre olarak tanımladı.
En las pasadas 24 horas, las fuerzas de la ley de EE.UU. han identificado y desbaratado una célula terrorista entrenada por Al Qaeda, en suelo americano.
Hükümet, Lackwanna, New York'daki genç hücre üyeleriyle ilgili iyi bir noktaya parmak bastı evet, onlar Afganistan'a El-Kaide'nin eğitim kamplarında eğitim görmeye gittiler ama bu hareketlerin hiçbirinin temelinde kasıt yoktu.
Y lo mejor que el gobierno puede señalar como una célula dormida son, ya sabe, estos jóvenes en Lackawanna, en Nueva York, que, sí, fueron a Afganistán, entrenaron en un campo de entrenamiento de Al Qaeda, pero todo indica que no tenían intención de emprender ninguna acción.
Hükümetin dediğine göre tüm bu gruplar gizli ve korkunç El-Kaide şebekesinin bir parçasıydı.
Todos estos grupos, dijo el gobierno, eran parte de una oculta y terrorífica red Al-Qaeda.
Britanya'da da hükümette ve çoğu medyada, El-Kaide'nin saldırı için bekleyen gizlenmiş uyuyan hücreler şebekesi, büyük bir etki yarattı.
En Gran Bretaña, el gobierno y la mayor parte de los medios también crearon la abrumadora impresión de que hay una red oculta de células dormidas de Al Qaeda, esperando atacar.
11 Eylül'de 664 kişi Terörizm faaliyetlerinden dolayı tutuklandı hiçbirinin El-Kaide'ye mensup olduğu kanıtlanamadı.
De las 664 personas arrestadas bajo cargo de acto terrorista desde el 11 de septiembre, ninguno de ellos ha sido condenado por pertenecer a Al Qaeda.
Birçok tutuklama gizli El-Kaide şebekesinin parçası olarak çarpıcı bir şekilde duyuruldu gerçekte ise Amerika'da saçmalık olarak nitelendirildi.
Y muchos de los arrestos que fueron dramáticamente anunciados como partes de una oculta red de Al Qaeda, en realidad, fueron tan absurdos como los casos en América.
El-Kaide, her yerde kolları olan küresel bir örgüt.
Al Qaeda es una red mundial con alcance mundial.
Sorgulayıcısına, El Kaide'nin bazı filmler hazırladığını ve bunların Afganistan'da izledikleri Godzilla filminin kopyası olduğu gibi korkutucu şeyler söyledi.
Él comenzó a hablarle a sus interrogadores de los aterradores planes que estaba preparando Al Qaeda. Algunos de los cuales, dijo, habían copiado de películas de Hollywood, como Godzilla, que habían visto en Afganistán.
Bize El Kaide'nin Brooklyn Köprüsü'nü yok etmek istediğini söyledi.
Al Qaeda estaba interesada en destruir el puente de Brooklyn,
Yüz milyon.
Al Qaeda nos pagará diez veces eso.