Ratio перевод на испанский
62 параллельный перевод
Girdi verilerini bağdaştırarak bağlantısız gibi görünen öğeleri bütünleştirip olasılık oranlarını maksimize etmeyi seviyorum.
Me gusta integrar antiguos elementos compatibles sin asociar para maximizar la ratio de probabilidad al entrecruzar información de entrada.
Çıktı sıvısı olduğunu belirleyecek LDH oranı nedir?
¿ Cuál es el ratio del ácido láctico para identificar líquido exudado?
The Washington Manual'a göre belirleyici LDH orantısı 0,5'e 1 değil, 0,6'ya.
Según The Washington Manual, el ratio de ácido láctico no es de 0,5 a 1, es de 0,6.
Bu oran etkilenmiş tarafın mıydı, etkilenmemiş tarafın mıydı?
Pero ¿ cuál fue el ratio entre el lado afectado y el no afectado?
Joy Division'daki enerji ve yetenek tartışılmazdı..... ama daha iyi kıyafetlere gerek vardı.
A Certain Ratio tenia el talento y la energia de Joy division con mejor ropa.
Ben A Certain Ratio'yu seçtim, çünkü benim grubumdular.
Y elegi a A Certain Ratio porque era mi banda.
Vurduklarının iki katını ıskaladın.
Su ratio de aciertos-fallos todavía está por debajo del 50 %.
Her şeyi yıllara ve gelir oranıma göre yazdım.
Al criarte, vestirte, alimentarte, etc., etc. Sí, lo detallé todo aquí por año y por ratio de salarios.
Hücre kopyalama ve hasta hücreleri öldürme oranı yüzde bir.
Ratio de eficacia en reproducción celular dentro del 1 %.
Onlar nüfuzumuzun % 3 ünü oluştururlar... ki bu da mükemmel bir orandır.
Ellos forman el 3 % de nuestra población lo cual parece ser un ratio perfecto.
Çekme ve kaldırma oranları!
El ratio de arrastre y elevación
Ratio haklı. Dün gece Yasak Oda'ya giren kişi Angel denen bu kediydi.
Ese Angel debe ser el que entro en la habitación prohibida la otra noche.
- Ne? - Ratio sistemi mükemmel hale getirdi.
Ratio ha perfeccionado nuestro pequeño sistema.
Şimdi de matematik uzmanlarından son dakika matematik haberleri. Ratio Hornblower ve Groofus.
Y ahora las noticias de mates con vuestros expertos en mates, Ratio Hornblower y Groofus!
Ratio yapıştırmak için iyi diş değil.
No es un buen diente para masticar.
Bu, Network TV'deki en düşük reytingli şov olacak.
Esa sería la serie de más bajo ratio en la televisión.
McKay'in sıkıştırma oranlarını geliştirmeye çalıştım, ama biz savaştayız, Elizabeth.
Intentaré mejorar el ratio de compresión de McKay, pero... Estamos en guerra, Elizabeth.
Nominal açı... Ruhun kadın-çocuk mağarası deniz manzarası resmi. Basınç altı ısı oranı...
Angulo nominal muestra el retrato de una caverna de almas de mujeres-niñas bajo el ratio de presión-calor los Idus de las evoluciones que han quemado sus miedos...
Sizi 7 kişinin ölümünden birinci dereceden sorumlu olarak tutuklamazsam, ne yazık ki, o zaman da benim Kaliforniya'daki verimlilik oranım düşer.
Creo que es una oferta muy generosa Sr.Whaley, pero me temo que el estado de California me reducirá mi ratio de eficacia.
Anatominin çok etkileyici olduğunu ekleyebilirim.
y a un ratio impresionante debo añadir.
İzotop oranını mı yoksa etrafındaki duvarları mı?
¿ Tu pared o un isótopo de ratio?
Karakolundaki en yüksek tutuklama oranı hala senin mi? - Evet.
¿ Sigues teniendo el ratio mas alto de arrestos en tu distrito?
Görünüşe göre bozulmanın hızı hastadan hastaya değişiklik gösteriyor,.. ... ama görülüyor ki, bütün vakalarda ilerlemeye niyetli,.. ... tedavi süresi uzadıkça, daha da kötüye gidiyor.
El ratio de deterioro parece variar de paciente a paciente... pero, en todos los casos, parece ser progresivo, lo que quiero decir es que... cuanto más tiempo pasen sin tratamiento, peor se ponen.
Uçak kazaları, yangınlar, bol olaylı aile yemekleri şüpheli ölümler ailenizde eksik olmuyor, sizce de öyle değil mi?
Accidente aéreo, incendios... el ratio entre alegres cenas familiares y muertes sospechosas es muy alta en su familia, ¿ no cree?
Kitt, 100 mil çapında tüm yollarda, bu değerlerde sızıntı yapan tüm araçları araştır.
Kitt, analiza las carreteras en un radio de 160 kilómetros... y busca un coche con escape de fluidos... en el mismo ratio de distancia.
Şimdiki gibi, iki oyuncunun da doğru bir tahmin yaptığı durumda yanlış yere koyulan fişler, doğru yere koyulan fişlerin oranına göre bölüştürülecek.
En este caso, ambos jugadores apostaron en el número correcto, y las fichas... incorrectas se dan a cada jugador según hay sido la ratio de fichas correctas. Por tanto, éste sería el resultado de la ronda.
Şu sıra faiz oranları çok düşük günde sadece bir dolar.
El ratio del intrrés es bastante bajo ahora, sólo un dólar al día.
O cüsse ile o tekmeyi atması sanki büyüleyici.
Su ratio de circunferencia-flexibilidad de cadera es cautivador.
Toplanan mevduat ile bankanın öz kaynağı arasındaki orana kaldıraç denir.
El ratio entre dinero prestado y del banco se llama apalancamiento.
Bu resmin çözünürlüğü düşük ama sanırım kontrast oranını arttırabilirim.
Esta foto es de baja resolución, pero supongo que puedo aumentar el ratio de contraste.
Herhalde senin kilona göre kaldırabileceğin ağırlık oranı karıncalarınkinden de fazla.
Creo que tu ratio de levantar peso debe ser mayor que el de una hormiga.
Böylece sizin kar payınıza piramitdeki yerinize, her ortağa kazandırdığınız gelire, ve müşteri yönünden etkinize bakabileceğiz.
Buscaremos su ratio de apalancamiento, pirámide del personal ingreso promedio por socio, impacto al cliente... Hijo de puta.
Onlar var olmasıdır bir 1-to - 3 doktor hasta oranı.
Eso es porque tienen tienen un ratio de 3 pacientes por médico. Nosotros no.
Kemoterapi görürsen 5 yıl hayatta kalma şansın % 2.
El ratio de supervivencia superior a los 5 años es del 2 por ciento con quimio.
Şu anda proje halindeki kek işimizin büyüme oranı hiç de istediğim gibi değil, ama sonbaharda yeni bal kabağı tadını sunacağımız için çok umutluyuz.
Bueno, nuestro ratio de crecimiento del negocio de magdalenas no está donde quería, pero con el otoño aquí, tenemos un montón de esperanzas en el lanzamiento de nuestro nuevo sabor de calabaza picante.
İyileşme oranı neredeyse % 100.
El ratio de cura es casi del 100 %.
Normalde de sevişmelerimiz çok güzel ama bu sabah yeterince yatırım analizi için öngörülen büyüme oranı...
Es decir, teníamos un sexo inreíble, pero esta mañana, no me cansaba de su... análisis de la la previsión de la ratio de crecimiento de inversiones.
Onun Pıhtılaşma kapalı, Onun trombositler, düşük ve onun INR 1.7 - olmasıdır.
Su coagulación es muy baja, tiene bajas las plaquetas... y su ratio de coagulación es de 1,7.
Tüketici yorumlarını, veri hızını batarya ömrünü analiz ettim.
Analicé informes de consumidores, ratio de datos, duración de la batería.
Daha detaya inecek olursak, karbon-14'ün karbon-12'ye oranı üzümlerden şaraba geçişini mümkün kılıyor.
Específicamente, con el ratio de carbono 14 a carbono 12, lo que se mete en el vino a través de las uvas.
Çemberin çevresinin kendi çapına olan oranıdır.
El ratio de la circunferencia de un círculo en relación a su diámetro.
Bu oran doğru değil.
Bueno, este no es el ratio adecuado.
Bilgilerine gömülü, bit oranı, formatı...
Contienen su intel, ratio de bits, formato...
Yani şiddetli titremelerin başladığı noktayı işaretlersek vücut ısısının düşüş hızı hakkında kaba bir tahminde bulunabiliriz.
Así que si marcamos cuando comienza a tiritar con fuerza, podemos tener una idea del ratio de descenso de la temperatura.
Onayın 6 puanın üzerinde, Twitter'da tt oldun, ve radyo "Mustang Sally." çalıyor.
Tu ratio de aprobación ha subido seis puntos, eres tendencia en Twitter, y la radio está poniendo "Mustang Sally".
- Herkes sıkıştırma oranınızdan bahsediyor, artık gına gelmiştir.
Todo el mundo ha estado hablando sobre vuestro ratio de compresión. Quiero decir, se supone que va a ser la leche. Sí.
Kaçtı, çöküş oranı kaçtı?
¿ Y cuál me has dicho que ha sido... el ratio del colapso?
Fritz ve Meeks Baratol'un yanma hızını ölçelilirler.
Fritz y Meeks pueden medir el ratio de ignición del Baratol.
Ne demek biz değildik?
Ratio tiene razón.
Ratio, hayat enerjisi deposuna.
Ratio — el huevo!
Bak, devir hızımız çok yüksektir.
Oye, nuestro ratio de facturación es enorme.