Reklamlar перевод на испанский
1,448 параллельный перевод
Lewis yenerse, Braddock'dan intikamını alırsın ve senin oğIan Lasky'den önce tüm reklamlarıyla birinci sınıf hazırlık yapmış olur, ve ne olur?
Si Lewis gana, usted se habrá vengado... y su muchacho habrá obtenido una buena práctica... con mucha publicidad antes de Lasky, ¿ y?
Anlaşmalar, ajanlar, reklamlar için endişelenmen gerekmeyecek.
Me ocuparé de los bolos, los agentes y publicistas.
Kedi bakıcıları reklamlarıyla mı?
¿ Avisos para cuidar gatos?
Tamam Arthur reklamlarını ve promosyonlarını yayına gir.
De acuerdo, Arthur, haz tu lista... y tu promoción y el sorteo. Ve directo al sorteo. ¿ Sabes qué, Denny?
Bence o maç kazanmaktan çok ürün reklamlarıyla ilgileniyor.
Yo creo que le interesan más los comerciales que el baloncesto.
Bütün reklamlarını bilirim.
He visto todos sus comerciales.
Yayınlanacak reklamlarımız yok muydu?
¿ No viene ahora un comercial? Por favor.
Reklamları seyretmek için TV programlarını ileri alıyorum.
- Adelantando este programa apestoso para ver los comerciales.
Siz çocuklar o TV reklamlarındaki sunucudan daha fazla rahatsız edicisiniz.
Son mas molestos que esos presentadores de los comerciales.
Reebok reklamlarındaki o yapılı, yakışıklı futbol oyucusu mu?
¿ Ese jugador tan guapo de los comerciales?
Tam sayfa reklamlar verdim.
Saqué avisos de prensa.
Bilirsin işte başkanların listesini çıkartıp reklamları saymak gibi şeyler.
¿ Cómo nombres de presidentes, contar los letreros publicitarios? Nosotros adorábamos eso.
Bunu neden reklamlarınıza koymuyorsunuz o zaman?
¿ Por qué no lo dicen en sus comerciales?
Gençlerin sigara içmesine karşı reklamlar.
¿ La campaña antitabaco para adolescentes?
Alcoa, reklamlar için ödeme yapmaz.
Alcoa no pagará el espacio.
TODD RICHARDS PROFESYONEL SNOWBOARDCU Birdenbire televizyonda snowboard reklamları görmeye başladık.
De pronto, se empezaron a ver comerciales de snowboard en TV. "Snowboarder Profesional"
Sponsor reklamlarından sonra tekrar burada olacağız.
Regresamos de nuevo después de unas palabras de nuestros patrocinadores.
Defterlerimde yalnızca dergi reklamları var.
Mis albums de recortes son como reportajes.
Dergi reklamları benim için çok değerlidir.
Los reportajes son mis tesoros.
Belki de firma bunu reklamlarında kullanmalı.
Quizá una una empresa lo use como publicidad.
Sokaklara aldatıcı reklamlar yapıştırmak için afişçi kiraladı.
La pelea tuvo una gran concurrencia.
Hepsi de Kiev'e heycan dolu gezi reklamları yapıyorlar.
Anuncian estos viajes emocionantes a Kiev.
Çözmem gereken lisans meseleleri, ortaklık anlaşmaları, ürün reklamları var.
Tengo que atender asuntos de licencias, asociaciones, patrocinantes.
Kızınızın internette seks reklamları verdiğini biliyor musunuz?
¿ Sabía usted que su hija ponía avisos para sexo en internet?
Hayır. DVD'lerde orijinal reklamlar yok.
No, los DVDs no tendrán los comerciales en ellos.
Sen tüm vaktimi alıyorsun. Ayrıca biz prezervatif reklamlarına bile çıkabiliriz.
Apenas puedo contigo y casi parecemos un comercial de condones.
Andy, onlar sadece reklamlar.
Andy, sólo son los anuncios.
Bazı reklamlar bile izlememe izin vermiyor.
Hay comerciales que no me deja ver.
Kızlar Çıldırdı'nın reklamlarını izledin mi?
¿ Has visto los anuncios de "Girls Gone Wild"?
Tv reklamları da haftaya başlıyacak.
El anuncio por Tv sale la semana que viene.
Reklamları izlediniz.
Han visto los comerciales.
Remson'un ereksiyon ilacının reklamları... Ne düşünüyorsun?
Mis anuncios revisados para Remson's Instant Wood
Evet, iddiasına girerim ki yaşılar genç gibi davranıyordur. Herkesin nefret ettiği şu cep telefonu reklamlarında olduğu gibi.
Apuesto que se comportan totalmente como jóvenes ahora, como en esos anuncios para celulares, que todo el mundo detesta.
Reklamlar!
¡ Comerciales!
20 dakikada yoksa reklamlar üzerinde dolanacaklar.
Veinte minutos, o estarán moviéndose sobre los avisos de empleo.
Postayla gelen reklamlar. Park cezaları falan.
Publicidad, multas de estacionamiento.
- 20 dakika kadar. - 20 dakika, ama tabii gelecek programları ve reklamları saymazsak.
Sí, claro, veinte minutos sin contar avances, ni anuncios las palomitas y el prétzel gigante dándose la mano el refresco grande bebiéndose al pequeño : canibalismo puro y el recordatorio de que apagues el celular y te calles.
Ne zaman duygularım ya da çocuklar hakkında Ray ile konuşmak istesem biliyorum ki reklamlar bitene kadar zamanım var. Bu da 30 saniye.
Sabes, cuando necesito hablar con Ray sobre mis sentimientos o nuestros niños sé que tengo hasta que acabe el comercial lo que me da 30 segundos.
Fakat son 10 yıldır ana çalışma konusu, babamın dünyaca ünlü mağazası Russeks'in The New York Times'te yayımlanan günlük reklamları oldu.
Pero su trabajo principal durante los últimos diez años han sido... ... los anuncios diarios de Russeks... ... para la renombrada tienda de mi padre, publicados en el New York Times.
Neden? Acele et, reklamlar bitmek üzere.
- Apúrate, casi acaba el comercial.
Müzikli korna reklamlarımızı gördünüz mü?
¿ Vieron los comerciales para nuestras bocinas musicales?
Önceki gece de söylediğim gibi film reklamları yapan bir şirketin sahibiyim.
Como dije tengo una compañía que hace publicidad para películas.
MTV reklamlarındaki sürtüklere benziyorsun, göğüslerini mi büyüttün?
Pareces un comercial de MTV. ¿ Te hiciste un implante de senos? ¡ Martín!
Reklamların kendisi...
Vea, los propios anuncios...
Elise, reklamların kendisi...
Vea, Elise, los propios anuncios...
Üzerlerindeki reklamlar olmasaydı böyle deli gibi pistte dolanabilirler miydi acaba?
Me pregunto si esos autos correrían en círculos como hacen si no tuvieran toda esa publicidad.
Şimdi de eskiden cumartesi sabahları verdikleri çizgi filmlerin arasındaki... saçma sapan reklamlar gibi konuşmaya başladın. Ne yani? Sen okulu sevmez miydin?
Bien, pareces uno de esos comerciales que salen los Sábados en la mañana.
Satman gereken reklamlar var. Tamam mı?
Tienes propagandas que vender, muchacho. ¿ Sí?
Bugün burada politik reklamlar hakkında konuşacağım.
Esta noche les hablaré de los comerciales políticos.
Reklamlar ne kadar tutuyor?
- ¿ Cuánto vale el espacio?
Şimdi reklamlar.
Vamos a unos comerciales.