Rockın перевод на испанский
2,702 параллельный перевод
Neyse, karım şu yardım etkinliklerinden birini düzenliyor ve oğlum, orada klasik müzik ile modern rockı karıştırmak gibi çılgın bir fikre kapılmış.
De todas formas, mi esposa hará uno de sus eventos de caridad y mi hijo tiene la loca idea.. de combinar música clásica con rock moderno.
Sözüm ona rock yıldızlarını kiralayan biri gelmeyecekleri ihtimalini de göz önünde bulundurur.
Supongo que si uno emplea a una estrella de rock.... seguramente la imprevisibilidad viene con el paquete.
Şaka gibi, Tamara gerçek bir Rock Yıldızını kafeslemiş.
Imagina a Tamara acostándose con una genuina estrella de rock.
"Rock Piliçi Winnard'ların Çiftliğinde ölü bulundu."
Chica roquera muerta en la granja Winnards.
Grupi olup rock yıldızı egonu mu tatmin edeyim bundan hoşlanırdın değil mi?
Como una fanática para tu ego estrella de rock. que le gustaría que no lo harías?
Rock efsanesi Trevor Evans bizimle olacak bize çok özel bir hikaye anlatacak "On and On" u kendisinin yazmadığını söyleyecek.
Estará la leyenda del rock Trevor Evans... que vino a contarnos... que no escribió su éxito "Una y Otra vez".
20 yıl kadar sonra, şişman kel ve soft rock müzikaller yazan bir adam olacaksın.
En 20 años estarás gordo, calvo y escribiendo musicales de rock blando.
Hadi, sen bir rock yıldızısın Finn.
Vamos, Finn, eres un Rock Star,
Rock yıldızı ismi. Kızımıza "Jack Daniels" adını mı takmak istiyorsun?
¿ Quieres ponerle a nuestra hija Jack Daniels?
Evet, jazz, country, rock, tejano tüm bu çılgın şeylerden çalmıştı.
Yeah, el tocaba jazz, country, rock, Tejano, todo tipo de cosas locas.
Rakın roll yapmasını istiyorum!
¡ Quiero rock and roll!
Sarah'ın eski kocası Seth'in rock grubu için yaptığı işi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas el trabajo que hizo tu hermana Sarah para la banda de rock de su ex-marido, Seth?
Ned ve Noah programını dinliyorsunuz gece yarısına kadar Rock'n Roll.
Estás escuchando el "show de Ned y Noah", Rockin'rock, hasta la medianoche.
İğneyi plaktaki en uzun kesiğe getirdiğimi hatırlıyorum, çünkü o günlerde rock albümlerinde, her zaman "tuvalet şarkıları" denen şeyi arardınız.
Recuerdo que puse la aguja en la canción más larga, porque en ese entonces, en los discos de rock, siempre buscabas lo que se llamaban "canciones de baño".
# Do you wanna rock'n'roll? # ( Geddy ) Kiss hakkında müzikal olarak veya diğer türlü, söyleyecekleriniz ne olursa olsun, onlardan daha çalışkan bir grup yoktu.
Independientemente de lo que opines de Kiss, desde lo musical o no, no había otra banda que trabajara más, ni otra banda dispuesta a dar un concierto espectacular y hacer que valga la pena pagar la entrada.
Tüm müzik endüstrisi basit, new wave, minimal rock-n-roll'a doğru yol alıyor. Bunu umursuyor musunuz?
La industria musical se está volviendo más primitiva, rock and roll new wave, minimal, ¿ qué opinan?
Orada bir yerde, havalı olmak için yaptığın şeyleri ve havalı olmadığında dışlanma endişeni anlatan bir rock şarkısı olduğunu bilmek güzel bir histi.
Me hacía sentir bien saber que había una canción de rock que contaba mi experiencia de intentar ser popular y de la preocupación de no ser aislado de un grupo por no tener onda.
İnsanların söylediği değişmez şey onların rocktan uzaklaştıkları ve yaptıkları şeyin ortasından biraz daha ileride olduklarıydı
Al final la gente comenzó a decir que se habían alejado del rock y que se habían posicionado más bien en el medio.
Moving Pictures bize daha geniş bir rock hayran kitlesi kazandırdı ve değişim olduğunda bu insanların bir kısmını kaybettik ama zamanla fark ettik ki nereye gittiğimiz konusunda bizim kadar meraklı olan bir çekirdek kitle var.
Moving Pictures nos introdujo en un mundo de fans mucho más amplio, y cuando hicimos un cambio, perdimos a algunas de esas personas. Pero con el tiempo nos dimos cuenta de que a algunos seguidores les interesaba el camino que estábamos tomando.
( Geddy ) Albüm Rush'ın rocknroll malzemesiyle yeniden bağlantıya geçtiği büyük bir dönüm noktasıydı.
Ese disco supuso un gran punto de inflexión al reconectarse con el instinto rock and roll de Rush.
Hiç çok uzun bir şarkı yazıp şarkının sonlarına doğru, şarkının başından ilham aldığınız oldu mu...... sonuç olarak kariyerinizin oldukça başıydı daha? Rock and Roll Şöhretler Bulvarı'na henüz kabul edildiniz.
¿ Alguna vez escribieron una canción tan épica que al final de la canción estaban siendo influenciados por ustedes mismos al comienzo de la canción, porque fue algo que sucedió hace tiempo en su carrera? Todavía no están en el Salón de la Fama del Rock.
Rolling Stone'ta bir adamın buna karar vermesi tamamen yersiz çünkü günün sonunda, rock insanlar için var insanlar genelde ve istikrarlı biçimde bu grubu seçiyorlar.
Ahora, si alguien de la revista Rolling Stone decide que no lo es, es totalmente irrelevante, porque, en definitiva, en el rock la gente elige, y la gente ha, en general, y a través del tiempo apoyado a esta banda.
Bunun benim kareoke rock yeteneğimden ve çılgın özelliklerimden kaynaklandığını düşünüyordum.
Mira, yo pensaba que eso eran mis habilidades locas y mi cubierta de cinta de rock.
Little Rock'ta saçlarım nasıldı, hatırladın mı?
Como... ¿ Recuerdas cómo lo llevaba en Little Rock?
Buna Rock "n" Roll derler, arkadaşım.
- Es Rock and Roll, amigo.
Aslında bu şarkı da normalde çaldığınız şarkılar gibi sadece modern rock yerine 40'ların gerektirdiği standartlar var.
Estas canciones son iguales a las canciones que tocas usualmente, excepto que en lugar de rock moderno, es típico jazz clásico de los años 40. Bien.
Şehirden şehire Rock'n'Roll.
Era rock'n'roll de ciudad en ciudad, ¿ saben?
Bu akşamki partimin ortalığı yıkacağını anlamışlar ki gelmişler.
Ellos deberían estar aquí porque saben que el partido de rock!
Görünsün diye, burnunu, The Rock'ın bacakları arasına güzel sokmuşsun.
tienes que poner tu nariz en medio de las piernas de the rock para verlo.
Plymouth Kayalıkları Mars'ın üstüne indi!
Plymouth Rock aterrizó en Marte!
Hip-hop müziğin ya da punk rock'ın doğuşundan esinlenildi.
Con el nacimiento del hip-hop, del punk rock, ¿ sabe?
Sen film yapımcısısın rock yıldızı değil.
Oye, eres director de cine, no estrella de rock.
Sen bir rock yıldızısın.
Eres una estrella de rock.
Adam bir Rock'n Roll efsanesi.
Una leyenda del rock and roll.
Rock Creek'teki bayiini geçen ay kapatmışsın.
Encontre que perdiste tu franquicia en Rock Creek el mes pasado.
Rock Creek metro istasyonun yakınında olmuş olma şansın var mı?
¿ Cerca de la estación de metro de Rock Creek?
Bir rock tanrısı olacaksın.
- Métete bajo la cama. No hagas ruido.
Sen rock tanrısısın küçük kardeş. Seni serseri!
Hizo todo lo necesario para ayudar a los Otros a proteger a la isla de intrusos como los de la Iniciativa Dharma.
Tanıdığım diğer bütün çocuklar bir gün ailelerinin gelip onları alacağını ve rock yıldızı olacaklarını hayal ederdi.
Sabes, cualquier otra chica soñaría que sus padres vendrían a reclamarla y entonces resultaría que eran estrellas de rock.
Sonra da bir bakarsın ilaç mümessili kızlar Albuquerque - Little Rock seferini yapan ekibe dönmüş.
Y antes de que te des cuentas las chicas farmacéuticas lucen como la tripulación en un vuelo del sudoeste de Albuquerque a Little Rock.
Red Rock'ın batısında terk edilmiş bir binada olacakmış.
Es un edificio abandonado justo al oeste de Red Rock.
Eski Rock yıldızlarının, bu yaşta böyle bir şans elde edeceğini düşünmezdim.
No sabía que tenían groupies tan viejos.
"Lima Fasulyesi Rock'n'Roll'da daha kötü yetişiyor."
"¿ Crecen peor los frijoles con Rock'n'Roll?"
Rock'n'roll zamanı.
es hora.
Rock'n Roll, bebek!
Eso es rock and roll, cariño.
Bu tam olarak benim Rock'n Roll fantezim sayılmaz.
Ésta no es mi fantasía de rock and roll.
Rock'n roll seminer demek değildir yahu.
Vamos, gente.
Peki, bu adamın kaç tane ufuk açıcı Rock konseri gerçekleştirdiğini biliyor musun?
Vale. ¿ Sabes cuántas giras de conciertos de rock cruciales ha dirigido?
Bu Rock'n Roll fantezi kampı.
Es un campamento de fantasía de rock and roll.
Vay canına, rock'n roll starlarının ölümlerini iyi biliyorsun.
Joder. Si que sabes de muertes en el rock and roll.
Ne oldu? Cole bana onun kamptaki bütün kadınlarla yatmayı planladığını söyledi kendi "Rock and roll fantezi" sinin bir parçası olarak.
Cole me dijo que estaba planeando en acostarse con todas las mujeres del campamento como parte de su propia "fantasía de rock and roll".