Rollo перевод на испанский
3,487 параллельный перевод
Bu boku sahada çözelim.
Vamos a sacar este rollo de visita guiada. Venga.
Evet, şu eşcinsellik olayı mı?
Sí, ¿ un rollo gay?
Saman altından su yürüttüğünü biliyorum.
Solo sé que te traes algún rollo raro con esto.
Art niyetsizim.
No tengo ningún rollo raro.
Saçmalık bu, hepimiz sikinin eğri olduğunu biliyoruz.
Eso es una puta mentira, porque todos sabemos que tu polla es un rollo raro.
O psikopatlarla takılan senden daha vahşi değilimdir.
No más que tú, siguiéndole el rollo a ese psicópata.
Ben sadece adet, etiklik ve tüm saçmalıklarla ilgili eski usul aptallıklara hasta oluyorum.
Sólo me molesta el rollo de lo tradicional la etiqueta y lo apropiado para una relación.
Bekle. Yanlış telefonu kullanıyorsak sıçarız.
Un momento, utilizando el teléfono equivocado sería un rollo.
Yattığı o çıt kırıldım, asil ayaklar gerçek değil.
Todo ese rollo de pijilla es falso.
Çıkıp maceralar yaşıyorum ve "Asil Lord Harry," için zamanında döndüğümden emin oluyorum.
Me iré y tendré aventuras, asegurándome solamente de volver a tiempo para el rollo de "Os lo ruego, Lord Harry".
Downton Abbey'den çıkmış gibi giyinmene bayıldım.
Me encanta ese rollo Downton Abbey que llevas.
Juliet'in adamının seri katil olmadığı anlaşıldı, yani iş olmadı.
El chico de Juliet resultó no ser un asesino en serie, así que fue un poco rollo.
Ortağımı kurtardığın ne kadar teşekkür etsem azdır. Burada oyunbozan birisi gibi görünmekten nefret ediyorum, ama hala kayıp üç ceset var.
No puedo agradecerte lo suficiente el que salvaras a mi compañero, y odio romper el buen rollo, pero aún nos faltan tres cadáveres.
Ama iyi bir gece uykusundan sonra eminim ki, ilişkiyi bitirme konusunu aşacaktır.
Pero sabes, que luego de una buena noche de sueño, ella estará con el rollo de cortarme.
- Bilirsiniz, yıl ortasında nakil lanet bir iş, ama...
Sabes, es un rollo trasladarse a mitad de curso, pero...
Kes sacmalamayi artik!
¡ Corta el rollo!
Saçmalamayı bırak dostum.
Corta el rollo, amigo.
Avustralyalı sertliğine ne oldu ya da İngiliz soğukluğuna?
¿ Y la insensibilidad? Tu rollo británico o lo que sea.
Hayır, cidden Chuck Norris gibiyim.
No, en serio, soy rollo Chuck Norris.
Bu ajan işleri müthiş, ve eminim ben de de bu işte müthiş olurdum. Yani, ISIS işe alıyor mu, ya da...?
Tío, este rollo espía es impresionante, y apuesto a que se me daría genial, así que, ¿ está ISIS contratando o...?
Sanırım konuşma kötü geçti.
Piensa en un rollo primavera.
- Kes artık.
- Corta el rollo.
- "Kes artık" mı?
- ¿ "Corta el rollo"?
Filmler Kodak Tri-X, çok hassas bir film.
¿ Verdad? Es un rollo de película muy sensible.
- Hı? Tek gecelik?
- ¿ Un rollo de una noche?
Bak burnunun dikine gitmekten hoşlandığını biliyorum ama önemi yok.
Sé que vas a tu rollo y todo, y, oye, está bien.
Gömleği alıyorsun, Recep abini yanına gidiyorsun.
Ve adonde Recep. Enséñale esta camisa y tráete un rollo de tela.
İşte bu!
¡ Maldito rollo!
Rollo birlikte birçok kez savaştık.
Rollo, tú y yo hemos luchado juntos muchas veces.
Onu Rollo öldürdü.
Rollo lo mató.
Ben yaptım, Rollo da öyle.
Yo elegí, y Rollo eligió.
Bunları da başımıza onun seçimi getirdi!
¡ Y la elección de Rollo nos ha llevado a todo esto!
Peki Rollo'ya ne olacak?
¿ Y qué le pasará a Rollo?
Rollo'yu Yasa Kayası'na götüreceğiz ve kaderi orada tayin edilecek.
Llevaremos a Rollo a la Roca de la Ley y allí es donde se decidirá su destino.
Rollo...
Rollo...
Rollo, benim.
Rollo, soy yo...
Kendi tarzımı konuştururdum işte.
Ya sabes, mi propio rollo. ¿ Entiendes? Sí.
Kendi işim, kendi zamanım, kendi yerim var ve her şey çok iyi durumda.
Yo tengo mi rollo, mi momento, en su propio espacio, y todo es hermoso.
Uçmanın eşiğine gelmek de gerçeği söyletmek için bir seçenek değil.
Y verse metido en un mal rollo no es forma de descubrir que digo la verdad.
Çaydaki olay nedir?
¿ Qué rollo os traéis con el té, tío?
- Çok duygusuz oldu dostum.
Pues qué rollo, tío.
Tüm bu şiddet benim olayım değil dostum.
Ya sabes, toda esa violencia. Y no es mi rollo, tío.
- Harika söylüyorsun.
- Sí, me encanta tu rollo, tío.
- Böyle iyi tutalım.
Con un buen rollo.
Bu kadar yeter. İyice dil hocasına bağladın.
Mira, se acabó el rollo políglota.
Dinleyin. İş ortamında kadınlarla çalışma fikrine itirazım yok.
Mirad, el rollo de las mujeres profesionales en el trabajo me parece bien.
İyi polis, kötü polis yapıyorum.
Es rollo poli bueno, poli malo.
Kendimizi nasıl affettireceğimizi bulana dek soruşturmayı bırakmanı istiyorum.
Déjelo estar. Quiero que lo deje mientras veo cómo arreglo el mal rollo con la DEA.
Ağzını topla, Linda.
Corta el rollo, Linda.
Neymiş olayın?
¿ Cuál es tu "rollo", entonces?
Beni deli ediyor.
Vaya rollo.