Sahiden перевод на испанский
6,336 параллельный перевод
Sahiden soru bu mu?
¿ En serio, esa es la pregunta?
Ama ben Avatarken, bazı sahiden kötü insanları bazı sahiden kötü şeyler yapmadan durdurmuşluğum var.
Pero mientras he sido la Avatar he parado los pies a gente terrible que quería hacer cosas terribles.
Sahiden de babanın oğlusun.
Se nota que eres hijo de Ging...
Sahiden mi?
- ¿ En serio?
Sahiden yanında İspanyolca çevirmen götürmüyor musun?
¿ De verdad no te vas a llevar a la hispano parlante?
Plasenta sahiden Hugo'nun arka bahçesine gömülüyse yalnız başıma bulabilirim.
Si la placenta está enterrada... en el jardín de Hugo, la puedo encontrar por mí mismo.
Sahiden Manny'nin sevgilisi olsaydı...
Si era realmente su novia...
- Babama güveniyor musun sahiden?
- Ten un poco de fe. ¿ De verdad confías en papá para que haga esto?
Sahiden soruyorum.
Te lo estoy preguntando.
- Sahiden muhteşemsin.
Eres increíble.
Sahiden Richard'ı öldürmekle suçlayacaklar beni, değil mi?
¿ En verdad van a acusarme... del asesinato de Richard?
Onun ailesine ihtiyacı var. Bu sözlü iltifatların Charlie'yi sahiden konuşturacağını düşünüyor musun?
Necesita a su familia. ¿ De verdad crees que el cariño es todo lo que va a hacer falta para sacar a Charlie del coma?
Sahiden mi?
¿ De verdad?
Son bulsun artık Edward, sahiden.
Tiene que detenerse, Edward, de verdad.
Oha falan oldum, sahiden ya!
¡ Sorpresa radiante, de verdad!
O kişi bana daha iyi davrandıkça ve benim için daha çok çaba sarf ettikçe endişem daha da artıyor ondan daha fazlasını bekleyeceğimden benden sahiden de hoşlanıyor diye düşünmeye başlayacağımdan sözleştiğimiz o günde de o insanın gitmesine izin veremeyeceğimden korkuyorum.
Mientras más bueno es conmigo... y más se esfuerza por mí... más me preocupo... de que esperaré demasiado de él... de que podría empezar a pensar que de hecho le gusto... y de que podría no dejarlo ir... el día que prometimos.
Ama bana göre o kız sahiden çok ama çok güzeldi.
Pero para mí... ella era muy, muy hermosa.
Bu proje sahiden de bitiyor mu ne?
El proyecto está realmente terminado ahora.
Reklam taslağı son hâlini alınca sahiden de bitecek.
Una vez que tengamos el boceto del anuncio final... -... habrá terminado de verdad. - Sí.
- Sahiden de harikasınız.
Es de verdad grandiosa.
Şimdi sahiden de bitti.
Ahora de verdad se acabó.
Bu sahiden de son seferimizdi.
Realmente es nuestro último momento.
Yine de, bugün annen sahiden, sahiden de çok iyi görünüyordu.
Aun así, mamá se veía realmente bien hoy.
Şöyle bakıyorum da sahiden de birbirinize benziyorsunuz.
Es verdad que ustedes dos se parecen.
Leo, sahiden yardım etmek istiyorsan bu adamı bulur ve kellesini alırsın!
Leo, si de verdad quieres ayudar, debes encontrar a este hombre, y cortarle la cabeza.
Sahiden sahtekarmışsın.
Realmente eres un ladrón.
- Ne? Sahiden mi? - Hazır.
- ¿ Por qué tienes tantas cámaras?
- Öyle sahiden, değil mi?
- Sí, lo parece, ¿ no?
Evet, çok işe yaramış sahiden.
Sí, parece que te está dando resultado.
Sahiden gerginsin demek?
Estas muy nervioso, ¿ no?
Sahiden minnettarım ama şu anda ailemin yalnız kalmaya ihtiyacı var.
En verdad, Pero por ahora, mi familia necesita un tiempo a solas. Talvez despues de algo de tiempo- -
- "Sahiden mi?" diye sorma.
No digas "¿ de verdad?"
Sahiden sahi?
En serio.
Sahiden. Fakat bu kasabada yalnızca ikiniz yoksunuz.
En serio pero tú y ella no son los únicos en este pueblo.
Ancak sizin adınıza sahiden utandım efendim.
Pero me siento... ¡ profundamente avergonzado por usted, señor!
Baba, sahiden ters giden bir şey yok.
Papi, yo te prometo que no pasa nada. No.
- Bu bok püsürü dinlemek istiyor musun sahiden?
¿ Realmente quieres escuchar toda esta mierda?
Hadi ama, sahiden yazıyor mu?
Vamos, ¿ realmente dice eso?
Sahiden kafamı attırıyor.
De verdad me enoja.
- Sahiden öyle mi dedi?
- Fin de la cita. - ¿ De verdad dijo eso? - Si.
Victor, eğer bana bir bilim adamı olarak sahiden saygı duyuyorsan, eğer bana arkadaşın olarak saygı duyuyorsan endişelerimi dinlemelisin.
Víctor, si en verdad me respetas como científico... si en verdad me respetas como amigo... debes escuchar mis inquietudes.
Adam sahiden kendini Elvis sanıyor.
De verdad se cree Elvis.
Sahiden de orada mı?
¿ Eso existe realmente ahí afuera?
- Sahiden mi?
¿ En serio?
Sahiden ölecek miyim?
¿ Realmente voy a morir?
- Sahiden bu yolu izlediğini nasıl bileceğiz?
- ¿ Qué nos demuestra que lo hizo?
Sahiden mi?
¿ En serio?
- Sahiden mi?
- ¿ De verdad?
- Çıkardığı iş sahiden de güzel.
Su trabajo es realmente bueno.
- Sahiden?
- ¿ De verdad?
- Sahiden mi?
- ¿ En serio?