Sahil перевод на испанский
2,831 параллельный перевод
Geçmişte bilinmeyen birçok sahil birkaç aramadan sonra yakın zamanda keşfedilmiştir.
Muchas costas que fueron una vez desconocidas... Recientemente han sido descubiertas después de varias búsquedas.
Sahil ıssızdı.
Las costas están desiertas.
Ufak siyahi sorununuzun icabına baktık. Sahil güvenliğe para yedirdik.
Nos encargamos de su pequeño problema con los de color, sobornamos a la guardia costera.
Mar del Plata dışında ufak bir sahil kasabasında arkadaşlarım var İtalyan.
Tengo unos amigos en un pueblo pequeño de la costa, - a las afueras de Mar del Plata... - Italianos.
İki yatak odalı bir sahil evi.
Casa de playa con dos habitaciones.
Peki, sahil güvenlik açısından güvende miyiz?
¿ Y estamos a salvo de la guardia costera?
Sahil güvenlik de bizimle. Ve Nucky'de sonbahara kadar hapiste olacak.
Tenemos a la guardia costera en el bolsillo y Nucky estará en la cárcel para el otoño.
Sahil güvenlik gemilerine el koyuyormuş.
La guardia costera está confiscando sus barcos.
Sahil Güvenlikteki arkadaşların sağolsun.
Puedes agradecerles a tus amigos de la Guardia Costera por eso.
Sahil güvenlik beni engelledi.
La Guardia Costera me bloqueó.
Sahil evimizdeler.
Están en nuestra casa de la playa.
- Eski sahil kasabasında mı?
- ¿ En la vieja ciudad costera?
- Bay Thapar, Goa'nın sahil kralı.
- El señor Thapar, el rey de la playa de Goa.
sahil kralı, kradi kartı taktiği işe yaramadı da çiçek göndereyim mi dedin?
Señor Beach King, ¿ como anoche no funcionó el truco de la tarjeta hoy me envías flores?
Yardım gerekirse sahil güvenliği ararız Memur Bey.
Llamaremos a la Guardia Costera si necesitamos más ayuda, oficiales.
Okul, hastahane, sahil, tapınak ya da market mi?
Escuela, hospital, playa, templo o mercado donde?
Ama bilirsin, sahil trafiği gerçekten çok kötü olabiliyor, ve bu beni manyak oda arkadaşımdan daha fazla delirtebiliyor, bu yüzden...
Pero, ya sabes, el... tráfico en la playa puede ser realmente malo, y eso me deprime aún más que mi compañero de piso loco, así que...
Sahil güvenlik, uçağın imdat çağrısı gönderdikten sonra radarın dışına çıktığı bölgeyi tarıyor.
La guardia costera está investigando el área donde el avión desapareció del radar después de enviar una señal de emergencia.
Hayatımın tamamını bir mil karelik çentikli sahil şeridinde yaşamak zorunda kalmadığım için çok rahatladım.
Estoy tan aliviada de no tener que vivir toda mi vida de lado a lado de la costa.
Michael eğer batı yakasındaki evden vazgeçmezsem beni sahil evini satmakla tehdit ediyor.
Michael amenaza con vender la casa de la playa si no abandono mi reclamación del edificio del West Side.
Bunun yanında, Lydia benden kocasıyla paylaştığı sahil evinin satılık olduğunu duyurmamı istedi. - Bayan Davis.
Y ya que estamos, Lydia me ha pedido que anuncie que la casa de la playa que compartía con su marido está oficialmente en el mercado.
"Halası Alexa ile Ilena, sahil evinde."
"llena con la tía Alexa en la casa de la playa".
Belki de sahil evinde ilk kez bulunmuyor.
Quizás no es la primera vez que va a la casa de la playa.
Karadeniz'de bir sahil evinde.
Está bien, está en una casa de la playa en el Mar Negro.
Sahil evinin sahibi kim Eric?
¿ A quién pertenece esa casa de la playa, Eric?
Sahilden buraya merdiven var ama sahil tarafı ağır bir şekilde korunuyor.
Hay unas escaleras que suben desde la playa, pero todos los accesos de la playa están fuertemente custodiados, así que...
Sahil evinin sahibi Comescu aile şirketine ait gibi görünüyor.
Parece un teléfono móvil registrado a la misma empresa familiar Comescu que es dueña de la casa de la playa.
Onu bağlayıp, sahil evine girdiğimiz zaman ambulans çağırabiliriz.
Podríamos atarle, llamar a una ambulancia, en cuanto estemos lejos de la casa de la playa.
Bizden birkaç blok ötede bir sahil evinde.
Está en la casa de la playa a unas manzanas de donde estamos.
Sahil evine geldiğini görecek kadar yakında.
Lo bastante cerca para verte llegar a la casa de la playa.
Buck'ın senin gibi sahil güvenlikte bağlantıları yok, değil mi?
Buck no tiene los contactos de los guardacostas que tú tienes, ¿ no?
Benden ve 20'ye yakın sahil güvenlik ajanından. Onları gün bitmeden buraya getirebilirim.
Yo y los 20 guardacostas que podría tener aquí al final del día.
Şimdi de sahil kertenkelelerini etkilemeye başladın.
Está llamando la atención de los lagartos de playa.
Şu an itibarıyla Atlantic City sahil güvenliği arka cebimde.
En este momento, la guardia costera de Atlantic City está en mi bolsillo.
Evet, sahil kenarında yaşamak biraz pahalı.
Si, vivir cerca de la playa es caro.
Sahil 2 km uzakta,... ve Diana'ya seni getireceğime söz verdim.
La playa está a dos millas y le prometí a Diana que te llevaría.
Sahil yolunun oradaki antikacı dükkânına.
Sólo a las tiendas de antigüedades del paseo marítimo.
Sahil gayet güzeldi, Frank.
Jersey Shore no apestó, Frank.
Sahil'e gitmek isterseniz o şeye de girebilirim. - Evet.
Podría solucionar eso, si ustedes chicos quisieran bajar a la costa.
- Hep beraber Sahil'e gidelim.
Si! Deberíamos todos ir a la costa juntos.
- Hatta kendi kendimi bayıltırım sonra da Sahil'e doğru yol alırız.
Te diré que. Qué tal si me noqueo y vamos todos a la costa?
Sahil'deki tüm havalı kızlar saçlarını ördürüyor.
Todas las chicas con onda se trenzan el pelo en la costa.
Dee ile benim Sahil'de bir sürü güzel anımız oldu.
Mmmm. Verán, Yo y Dee tenemos muy buenos recuerdos de la costa.
Sahil işinde ben yokum.
Nada de pavoneos en la playa para mi.
- Sahil şırınga dolu. Niye?
La playa está llena de jeringas.
Sahil nerede?
¿ Dónde está la playa?
Jersey Sahil'ine bayıldım.
Me gusta Jersey Shore.
O yüzden uydunun doğu sahil şeridine doğru yeniden yönlendirilmesini istiyorum.
Voy a necesitar un satélite redireccionado en el litoral este.
Sahil evi başka birine satıldı.
La casa de la playa ha sido vendida a otra persona.
- Sahil'e gidiyoruz, bebek.
¡ Si, vamos a la costa, bebé!
- Sahil nerede?
¿ Dónde está la playa?