Sanki bilmiyorsun перевод на испанский
121 параллельный перевод
- Sanki bilmiyorsun.
- Como si no lo supiera.
- Sanki bilmiyorsun.
Cómo si no supieras adónde vas.
Ne dediklerini sanki bilmiyorsun.
Si de veras lo necesitas no me opongo.
Sanki bilmiyorsun.
Como si no lo supieras.
Sanki bilmiyorsun.
No sabes?
Sanki bilmiyorsun!
Como si no lo supierais...
Sanki bilmiyorsun.
Lo sabes muy bien.
Sanki bilmiyorsun.
No me digas que no lo sabes.
- Ya tabii, sanki bilmiyorsun.
- Claro. Como si no lo supieras.
O benim babam, sanki bilmiyorsun.
Es mi padre. ¡ Como si no lo supieras!
- Oh, sanki bilmiyorsun.
Oh, como si no supieras.
- Oh, tabii sanki bilmiyorsun?
- Ya, como si no lo supieras.
- Sanki bilmiyorsun.
- Como si no lo supieras.
Sanki bilmiyorsun?
- No me digas que aún no lo sabes.
- Sanki bilmiyorsun. - Bilmiyorum.
- Como si no supiera
Sanki bilmiyorsun.
Como si no supieras.
Sanki bilmiyorsun, Lindsay.
- Como si no lo supieras, Lindsay.
- Kötü bir gün mü geçirdin? Sanki bilmiyorsun!
Como si no lo supieras.
Sanki bilmiyorsun!
¡ Hace 2 meses! ¿ Cómo si no lo supieras?
Sanki bilmiyorsun meşhur olduğunu...
Como si no supieras que tienes una ligera fama de...
- Sanki bilmiyorsun.
- No me engañes.
- Kitabı okumadın, değil mi? - Sanki bilmiyorsun.
No leíste el libro, ¿ verdad?
Sanki bilmiyorsun.
No digas que no lo sabías.
Sanki bilmiyorsun.
Como si no lo hubieras notado.
Sanki bilmiyorsun.
Como si tú no lo supieras, joder.
Sanki bilmiyorsun.
Como si no lo supieses.
Sanki bilmiyorsun.
Sí, como si no lo supiera.
Sanki bilmiyorsun, sürtük!
¡ No te hagas el que no sabe, perra!
Boş ver, sanki bilmiyorsun.
Olvídalo. Como si no lo supieras...
Sanki bilmiyorsun, Komiser Şimşek McQueen.
Como que no sabes, Teniente Rayo McQueen.
Sanki bilmiyorsun.
Como si no lo supiese.
Sanki bilmiyorsun.
- ¿ Qué pasa? - Como si no lo supieras.
Sanki Frederick Lemaitre'nin her gece gösterisi olduğunu bilmiyorsun.
Pero parece que ignoras que Frédérick Lemaître también actúa todos los días.
Sanki herkes tıpkı senin gibiymiş gibi insanların hisleriyle oynuyorsun ama hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyorsun.
Juegas con los demás, como si todos fueran como tú. Ni sabes lo que son los sentimientos.
- Sanki bunu bilmiyorsun.
- No sé, quizás.
Bilmiyorsun sanki.
Como si no lo supieras.
Beklemeyi sevmediğimi bilmiyorsun sanki lan.
Ya sabes que no me gusta esperar.
Sanki, belki bir sonraki yapacağın şeyi biliyorsun ama ondan önce ne yapmış olduğunu bilmiyorsun.
Sabes lo que quieres hacer a continuación pero no recuerdas lo que acabas de hacer.
- Bilmiyorsun sanki.
- Tú hazte el tonto.
Senle alakasi yok. Sanki bunu bilmiyorsun.
He sido un basura, y... soy yo, no eres tú.
diye niye sordun o zaman? Soruymus gibi, sanki vizildayip vizildamadigini bilmiyorsun.
¿ Entonces porqué preguntarías "lo era"?
Bilmiyorsun sanki.
- Como si no lo supiera.
Benim hakkında bunu bilmiyorsun, sanki 13 babam var gibi.
Tu no sabes esto, pero tengo como 13 papas.
Bilmiyorsun sanki.
Es una locura alla afuera, lo sabes
Ben, hotel ve minibar. Bu üçlüden ne çıkar bilmiyorsun sanki?
Yo en un hotel con un mini bar, ¿ cómo acabaría la historia?
- Tabi, bilmiyorsun sanki, sen de onun peşindesin.
No lo se. Oh vamos, no lo sabes.
Buranın erzak bırakma yeri olduğunu bilmiyorsun sanki.
Como vos no sabréis, este es un punto de reparto. ¡ Ahora iros!
Bana sanki kendi duygularını bilmiyorsun gibi geliyor Fanny.
Casi me inclino a pensar, Fanny, que tu no conoces tus propios sentimientos.
Sanki burasının hangi cadde olduğunu bilmiyorsun.
Como si usted no supiera en qué calle era esto.
Sanki kim olduğumu bilmiyorsun!
- Obviamente Ud. sabe quién soy.
Yavaş ol, hamile olduğumu bilmiyorsun sanki.
iEspera, me oyes? iNo ves que estoy gestando?