Saray перевод на испанский
8,414 параллельный перевод
Bu defa, başkanlık sarayında Amin'in Pepsi kutusuna zehir koydular.
Esta vez pusieron veneno en la lata de Pepsi de Amin en el palacio presidencial.
Taliban Kabil'i ele geçirdiğinde Başkanlık Sarayı'na gittiler ve canlı varlıkların resimlerini parçaladılar hatta taş aslanların yüzlerini söktüler.
Cuando los talibanes entraron en Kabul, fueron al Palacio Presidencial y arrancaron todas las imágenes pintadas de seres vivos, incluso eliminando las caras de los estatuas de leones.
Adliye sarayında ne işin var?
Esta es la corte, así que ¿ qué tuvo que hacer?
Her ne kadar Beyaz Saray'da yaşama fikri hoşuma gitse de. bu daha mantıklı bir plan.
Por mucho que haya vivido lujosamente en la Casa Blanca, este es un plan más conveniente.
Beyaz Saray'a gidiyorum.
Voy a la Casa Blanca.
Beyaz Saray halkın paniğe kapılma riskini göze alamaz.
Bueno, la Casa Blanca no puede arriesgarse al pánico.
Fransa sarayında dostları olan birini bulmak cidden tuhaf.
Es raro encontrar a una joven para contratar con amigas tan altamente situadas en la Corte francesa.
Beyaz Saray dosyalarından çıkan bir görüntü.
Video de los archivos de la Casa Blanca.
Biliyorum, son gördüğünüzde Beyaz saray basın sözcüsüydüm.
lo último que escuchó, es que yo era la Presidente de la Cámara.
Hükümetten geriye kalanlar Beyaz Saray'ın 60 metre altında duruyor.
Lo que queda del Gobierno Federal... está a 61 metros por debajo de la Casa Blanca.
Biz de Beyaz Saray'a gidip Başkanlığa ait dosya ve talimatlara ulaştık.
Entonces fuimos a la Casa Blanca, y pudimos tener en nuestras manos... muchos de los archivos presidenciales y directivas.
- Beyaz Saray kayıtları elimde.
- ¡ Eso no es lo que pasó!
"Saray amı"
"La alfombra real."
'Ve saray bu feci olayda,... durumunu koruyor.
"Y el palacio mantiene un seguro, aunque trágico silencio."
Oğlumun sarayında olan biri için güzel konuşmaydı.
Maravilloso discurso. Considerando que estás en el palacio de mi hijo.
Kongreden sadece dört blok uzaktayız. Beyaz Saray'ın gölgesi de üzerimizde.
Estamos a cuatro manzanas del Capitolio, bajo la sombra de la Casa Blanca.
Ve bunların hepsi Beyaz Saray'ın sadece bir mil ötesinde yaşanıyor.
Todo esto, por supuesto, ocurriendo a un kilómetro y medio de la Casa Blanca.
Daha küçük bir yer olarak düşünmüştüm. Yapılan çalışmalara göre Beyaz Saray'ın yapıldığı dönemde insanlar daha küçükmüş.
Es más pequeño de lo que pensé que sería, aunque los estudios han demostrado que en realidad antes eran más pequeños cuando se construyó la Casa Blanca.
Bildiğim şey şu terbiyesiz kurbağa. Bir hizmetkâr, sarayımda benimle konuşmaya cüret etseydi, onu farelerle dolu, kenevir bezinden dikilmiş bir çuvala koyup, nehre atardım.
Lo que sí sé, sapo insolente, es que si un criado se atreviera a hablarme en mi palacio, haría que lo metieran en un saco de arpillera lleno de ratas, y lo tiraría en el río.
Şu an Seville'deki kraliyet sarayındayız. Bu sarayın adı Real Alcazar. Korkunç Peter tarafından 13. yüzyılda inşa edilmiş.
Estamos en el Real Alcázar de Sevilla, que fue construído por Pedro el Cruel, en el siglo 13.
Sarayın bazı yerlerine, mesela gördüğünüz balkonlara bazı cihazları çıkarmanın imkanı yok çünkü merdivenler çok dar. Eşyaları yukarı çıkarmak için bir vinç ve farklı platformlar gerekecek.
En algunos lugares, como el balcón, por ejemplo, no es posible llevar el equipo, porque las escaleras son muy estrechas, y necesitamos grúas y plataformas para llevar el material hasta allí.
Saray ile birlikte çalışacağımız bir anlaşma yapmamız gerekiyor.
Tendremos que encontrar un equilibrio para trabajar aquí.
Saray daha önce kimse için kapatılmadı.
Nunca fue cerrado para nadie.
Dorne'daki su bahçeleri, Sevilla'daki tarihi Alcazar Sarayı ile can buldu.
LOS JARDINES DE AGUA DE DORNE COBRAN VIDA
- Derdini Beyaz Saray'a anlat.
Háblelo con la Casa Blanca.
Beyaz Saray için aday olduğunda benim de seni destekleyeceğimi biliyorsun.
Sabes que te apoyaré cuando te postules a presidente.
Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı tüm dünyayı öfkeli bir anti-Sovyet kampanyaya teşvik etti.
La Casa Blanca y el Departamento de Estado norteamericano Instigan a una campaña furiosa antisoviética en el mundo.
Sarayın kralı gibi kral değil.
No "rey" como en "rey y castillo".
Saray denen bir güvenli evi kullanıyor.
Utiliza un refugio llamado El Palacio.
- Hayır, Saray'ı biliyorum.
No. Conozco El Palacio.
Beyaz Saray için çalışmıyorum.
No trabajaré para la Casa Blanca.
Beyaz Saray'a adım atmak zorunda değilsin.
Ni siquiera tienes que poner un pie en la Casa Blanca.
Ne yani gazeteciler Beyaz Saray'ın basın odasında bu konu hakkında soru sorunca mı öğrenecektim?
Qué, ¡ ¿ se supone que iba a descubrirlo cuando un periodista me preguntara sobre ello en la sala de prensa de la Casa Blanca?
Hayatımdaki olumsuzluğun Beyaz Saray'ı etkilemesine izin veremem.
No puedo dejar que mi vida afecte negativamente a la Casa Blanca.
Beyaz Saray'da garip zamanlar yaşanıyor Liv.
Tiempos extraños en la Casa Blanca, Liv.
Fitz, Jake, Mellie, Beyaz Saray. Hepsini arkamda bıraktım.
Fitz, Jake, Mellie, la Casa Blanca... está todo en el pasado para mí.
Beyaz Saray yanıyor mu yoksa?
¿ Está ardiendo la Casa Blanca?
Fotoğraflar sabahın erken saatlerinde Instagramda paylaşıldı Fotoğraflarda eski seks işçisi Michael Ambruso ve Nişanlısı Beyaz Saray özel kalemi Cyrus Beene görülüyor...
Unas fotos en Instagram de esta madrugada muestran a Michel Ambruso, el ex trabajador sexual prometido al jefe de personal de la Casa Blanca, Cyrus Beene...
Bize Beyaz Saray lazım.
Necesitamos la Casa Blanca.
Beyaz Saray düğünü?
¿ Una boda en la Casa Blanca?
Evlenecek miyiz şimdi? Beyaz Sarayın dışında
Nosotros... Nos vamos a casar.
Tüm Beyaz Saray tarihinde 17 evlilik gördüm. İkisi Gül Bahçesi'nde üçüncüsü sizin ki olacak.
Solo ha habido 17 bodas en toda la historia de la Casa Blanca... las dos en el Jardín de Rosas...
Beyaz Saray toplantıları hakkındada bilgi sahibi
Sabe de las reuniones en la Casa Blanca.
Beyaz Saray'ın içinden biri.
alguien de la Casa Blanca.
Beyaz Saray'ın içinden kim Sally'e bilgi sızdırır ki?
¿ Quién en la Casa Blanca le daría información a Sally?
Benimle olmayı istemediğini bilsem bile. Anlamıyorum. Beyaz Saray'ı neden terkettin
Incluso si no querías estar conmigo, no entiendo por qué dejaste la Casa Blanca.
Beyaz Saray sensin!
¡ Tú eres la Casa Blanca!
St.Barts'a Beyaz Sarayı temsil etmeye gitmiyorum.
No vas a St. Barts a representar a la Casa Blanca.
Kraliyet sarayının onlarla dolu olduğuna eminim.
Así que en vez de tratar de socavar la misión...
Benim sarayım olsaydı asla...
¿ Qué te dije, descocada?
Tarihi Beyaz Saray düğününe ev sahipliği yapmak Mükemmel bir platform olacak Adayımızın yerine geçişle kim ilgileniyor
Auspiciar una boda histórica en la Casa Blanca sería el programa perfecto para una candidata que busca la transición desde una figura de paja a alguien que se compromete al frente de uno de los asuntos más controvertidos de nuestro tiempo.