Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ S ] / Sed

Sed перевод на испанский

4,382 параллельный перевод
Çok susadım.
Tengo mucha sed.
Ağzınızı açın.
Debes tener sed.
Ama çok susadım.
Tengo tanta sed.
Bir öpücük yardım eder mi?
¿ Si te beso tendrás menos sed?
Susadın mı?
¿ Tienes sed?
Susuzluktan ölmek üzere su arayan bir adam gibi Şahın idaresinde, İsfahan şehri çölde başıboş... ahlaksızlık ve dinsizlikten çürüyor.
Como un hombre que muere de sed está ávido de agua. Con el sah, la ciudad de Isfahán va a la deriva en el desierto, pudriéndose en el vicio y la apostasía.
Daha çok susadım.
- Principalmente tengo sed.
O kadar da susamamıştım, aslında.
- Sabe, tampoco tengo tanta sed.
Yapmayın beyler, susamış göründüğünüz için su şişesine bir şey demedim ama biraz yardımcı olun. Kalpateşi?
Vamos, no dije nada sobre la botella de agua porque parecía que tenían sed pero tienen que colaborar un poco. ¿ Heartfire?
Bu cinayet olayı görevi Pritam Singh'in devralmasından sonra oldu. Bu da polis sorununu gündeme getirmiş oldu.
Este asesinato nc dent, que tuvo lugar, después de que el nuevo encargado Pr tam Singh se hizo cargo, tiene ra ons quest de sed en la línea de la policía de la acción,
# Susuzluğumu benzinle dindiriyorum #
Calmando mi sed con nafta
Şerefli misafirlerim çatıma ve masama hepiniz hoş geldiniz.
Mis honrados huéspedes... sed bienvenidos a mis muros y a mi mesa.
Eğer bitirirsen ne kadar susarsan susa deniz suyu içme.
Si se te acaba, no importa la sed que tengas, no bebas agua de mar.
şerefli misafirlerim çatıma ve masama hepiniz hoş geldiniz.
Mis honorables invitados... sed bienvenidos a mi hogar y a mi mesa.
Susamaya mı başladın?
¿ Le está dando sed?
Susamış olmalısın.
Debes tener sed.
Susadım.
Tengo sed.
Herkes susuz mu?
¿ Alguien tiene sed?
Eğer Jacob ve Levi görürseniz onlara kalplerinin seslerini dinlemesine söyleyin ve biraz da su verin. Aşırı derecede susadıklarına eminim.
Si logra ver a Jacob y Levi... por favor busque en su corazón y ofrézcales un poco de agua... que estoy seguro que estarán con una sed terrible.
Titreme, hızlı nabız, yoğun susama hissi, kalp ağrıları.
Escalofríos, pulso acelerado, sed intensa, dolor de corazón.
Biz de susadık.
Tenemos sed.
Hanemizde kimsenin aç ya da susuz kalmasını istemeyiz.
No nos gusta que los que viven en casa pasen hambre o tengan sed.
- Susadın mı?
- ¿ Tienes sed?
Hayır ama çalıştığını gördüm ve susamıştır diye düşündüm.
No, estaba viendo como hacía ejercicio, y pensé que podría tener sed.
İçecek bir şey alır mısın?
¿ Tienes sed?
Üstüne gitmeyin.
Sed comprensivos.
Açım, susuzum, yorgunum.
Yo hambre, sed y cansado!
- Susadık.
- - Sed.
Kan tutkun geçene kadar sandalyede kalacaksın.
Quédate en la silla hasta que pierdas la sed de sangre.
Bir vampirin kan tutkusunu yenmesi ne kadar sürüyor?
¿ Cuánto le toma a un vampiro perder la sed de sangre?
Korktum ve aşağılandım, bu beni çok susatıyor.
Tengo miedo y me siento humillado y eso me da sed.
Kan tutkun arada sırada artacak, bu çok normal.
La sed de sangre resurgirá ocasionalmente, es perfectamente normal.
Susamış olabileceğinizin düşündüm.
- Pensé que podría tener sed.
Susadım.
Oye, tengo sed.
Bu işler bana bir susuzluk hissi getirdi.
¿ Sabe qué? Todo este trabajo manual me está dando sed.
Soğan halkalarına hasret kaldın heralde?
Uy, tenías sed de aros de cebolla.
Heisuke çok susadım.
Dios, Tengo mucha sed.
Susadım da.
Y también de sed.
Ben çok eski bir susamış.
Yo soy como una antigua sed.
- Üniformalının Gururu
¡ Tengo sed!
Eğer susarsa elini kaldırmayacaktır öylece ayaklanıp dışarıya çıkabilir.
Y no sabrá que tiene que levantar su mano si tiene sed, solo se levantará - y saldrá.
- Susamış olmalısın?
- Debes tener sed. ¿ Eh?
Onları bir araya getiren senin atalarına karşı besledikleri ortak kana susamışlıktı.
Es la misma sed de sangre que tu familia ha traído a si misma.
Susadığım için.
Tengo sed, es por eso.
Kadın, tamamen dolu küvette üç gün boyunca yıkanırken susuzluktan öldü.
La mujer murió de sed mientras se empapa en una bañera llena durante tres días.
"Bana yemem için safra ve susadığım zaman içmem için sirke verdiler." Ne?
" Ellos me dieron hiel para comer, y cuando tuve sed, me dieron a beber vinagre.
Çıkın ve şahane olun.
Id adelante y sed fabulosos.
Susamışlar sanırım.
¡ Tiene sed!
"İçimde ki ateşi söndürmek için."
Una sed se despertó desde hace muchas noches.
"Uzun zamandır bekliyorum."
Calmemos esta sed con estas emociones embriagadoras.
"Nefes alamıyorum."
Calmemos esta sed con estas emociones embriagadoras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]