Sevimli перевод на испанский
8,559 параллельный перевод
Evde sevimli bir surat görmek iyi oluyordu.
- Lo sé. Era agradable tener un rostro bonito en la casa.
Ne kadar sevimli bir küçük adam.
¡ Qué adorable hombrecito!
Şu küçük, sevimli fetüse baksana.
Mira a ese pequeño y mono feto.
Evet, o ve küçük sevimli esmer.
Sí... él y una pequeña morena.
Eğer tereddüt ederlerse bir arkadaşınızın, beceriksizlikleri yüzünden iki sevimli, masum liseli çocuğun hayatının tehlikeye girdiğiyle ilgili LA Times'a tweet atacağını ve bunun Coachella festivalindeki HPV virüsünden daha hızlı yayılacağını söyleyin.
Si dudan lo más mínimo, decidle que una amiga mandará un tweet al L.A. Times diciendo que su incompetencia está arruinando la vida... de dos dulces escolares inocentes. Y que la noticia viajará más rápido que el virus papilloma a Coachella.
Ölüm pek sevimli değildir, Rebecca.
La muerte no es bonita, Rebecca.
Business Insider beni sevimli gösterecek bir haber de yapacak.
Y Business Insider va a hacer una descripción mía en la que seré simpático.
Sadece o sevimli beyaz tuğlaların,... sevimli yeşil parkın tamamına yayıldığını görmek için.
Solo por ver todos esos... preciosos ladrillos blancos desparramados por toda la campiña.
Sevimli.
Es precioso.
Saçların çok sevimli ve siyah.
Tu cabello es tan oscuro y encantador.
Sana gerçek bir banyo yaptırmamız sonra da uyuman için sevimli kıyafetler bulmamız lazım.
En realidad deberíamos darte un buen baño y algunas mantas encantadoras para que duermas debajo.
Sevimli davranmaya çalışma dostum.
No te hagas el listo amigo.
Ona sevimli bir kızkardeşiniz olduğunu, ki doğru, ve sizinle
Bueno, le dices que tienes una adorable hermana, lo cual es verdad, y luego le dices
Oh, dokuz... Oraların sevimli olduğunu duydum!
El noveno... he oído que esos lugares son bonitos.
Akşamım en sevimli dönüşü kaptı.
Mi atardecer tomo un giro más encantador.
Çok sevimli.
Adorable.
Doğru ya, şu sevimli üniversiteli gençlerin olduğu.
- Ah sí, que estaban esos estudiantes tan guapos. - Sí.
Ben... Sevgi ve Adalet'in sevimli koruyucusu Ay Savaşçısı.
Soy la bella guardiana del amor y la justicia Sailor Moon.
Yani tamam, köpek sevimli. Ama bir düşünün.
Quiero decir, el perro es... bonito, pero aun así.
Ama yine de onu sevimli kılmam lazım.
No lo es. Pero tengo que hacerla fácil de querer ¿ sabes?
Kendimi edebiyat etkinliklerine katılırken sevimli çocuklarla kitaplar hakkında konuşurken kahve içip şakalaşırken görebiliyordum.
Podría verme ahora, asistiendo a eventos literarios, hablando de libros con chicos monos, bromeando sobre el café.
Yani yapmamız gereken sadece sevimli kostümler giymek... Ve erkeklerin içmesini sağlamak.
Lo que tenemos que hacer es usar ropa linda y hacer que los chicos beban.
Geçen gece olanları düşünerekten, Gabi, Cooper'dan özür dilemek için bu sevimli Star Wars kartını yaptı.
Con respecto a lo que pasó anoche, Gabi hizo estas linda galletas de disculpas de Star Wars para Cooper.
Bence sevimli ve eğlenceli...
Él es algo lindo y algo gracioso y como que quiero decir sí.
Fakat söylemek zorundayım ki bence bu oldukça sevimli.
Pero debo decir que creo que es muy lindo.
Çizmelerden bahsetmişken bu sevimli küçüğün yardımına ihtiyacım olacak.
Hablando de diversión, voy a necesitar un poco de ayuda de esta pequeña.
Çok sevimli tamam ama biraz fazla telaş yapıyor.
Es dulce pero se molesta demasiado.
Oh, sevimli bir kız.
Oh, ella es linda.
Anne, oturup güzel bir kadeh şarap içeceksin ve sevimli ailenin tatlı arkadaşlığının keyfini çıkaracaksın.
Mamá, vas a sentarte y tomar una copa de vino y disfrutar la encantadora compañía de tu espléndida familia.
Yoksa Cuyp, çimenlerdeki inekleri gösteren sevimli bir resim mi yapmış?
¿ Es el trabajo de Cuyp una metáfora, o solo una imagen bonita de una vaca y la hierba? No.
Onu ve dükkanimdaki o sevimli casusluklarini özleyecegimi söyle.
Dile a Henry que le echaré de menos... y a sus encantadores intentos de husmear por mi tienda.
R.N.C. başkanı, çok sık gelip gidiyorsun ama adını hiç bir zaman hatırlamıyorum, bu yüzden sana sevimli bir takma isim uydurdum.
Eres la presidente del Comité Nacional Republicano. Venís y os vais tan frecuentemente, nunca puedo recordar vuestros nombres, así que invento apodos para vosotros.
Sırf sevimli diye her istediğini verirsen,... gün gelir şımarır.
Si le das lo que quiere, porque es linda, entonces será una consentida.
Sevimli küçük vatan severler, değil mi?
Son unas patriotas, ¿ no lo cree?
- Sevimli yer.
- Bonito lugar.
Sevimli ve akıllıı.
Guapa y lista.
Sevimli bir kız.
Bueno, ella es guapa.
Ne kadarda sevimli, yapılmayacak bir hata.
Qué delicioso y adorable error.
- Sevimli.
- Es mono.
Evet, çok sevimli biri gibi, Derek.
Sí, parece encantadora, Derek.
- Sevimli bir kıza benziyor.
Lo sé, parecía encantadora. Sí, parecía simpática.
Baban çok sevimli biri.
Tu papá es encantador.
Üzücü durumu, zavallılığı ve uşaklığı sevimli görünmesine sebep oluyor.
Es como agradable en su triste, patética, y secuaz manera.
Ha, evet. Domuz rüyası. Sevimli çocuktu.
Oh, sí cerdo sueño Oh, él era lindo
Daha sert, daha sevimli daha yakışıklı, canına bir milyon kere okudu.
Olvídate de tu duro, relajado, bien formado, pateado culo un millón de veces...
Bunların hepsi orta yaş bunalımının çığlıkları eli kulağında bir boşanma, ve sevimli Wren'in kızaran yüzü bu rezil hikayenin geri kalanını anlatıyor.
Está gritando crisis de los cuarenta, divorcio inminente, y el encantador sonrojo de Wren nos cuenta el resto de la sórdida historia.
Sevgilimle beraber bir eve bakiyoruz ve Roosevelt'te sevimli bir yer gördük.
Mi novia y yo estamos buscando casa... y vimos una preciosa en Roosevelt.
Bence su aricilik kiyafetinin içinde çok sevimli olursun.
Bueno, creo que estarías muy mona... con uno de esos pequeños trajes de apicultor.
- Sevimli çocuk.
- Un niña muy bonita.
Sevimli Küçük Yalancılar'ı mı iptal ettiler?
¿ Cancelaron Pretty Little Liars?
- Sevimli bir şarkıydı.
Fue una linda canción.