Seç перевод на испанский
4,569 параллельный перевод
Bir kazanan seç, Mueller.
Elige al ganador, Mueller.
- Birini seç dedim.
Dije que elijas.
Seç birini.
Ahora elige.
Dur. - Seç o zaman!
- Entonces elige.
İyi bir film seç.
Escoge una buena película.
Daha fazla çalış, hiç çalışma ya da oynamamayı seç.
¿ Más trabajo, nada de trabajo, o no jugar?
Seç çıkarmamaları olmadıkları anlamına gelmiyor.
Sólo porque no tienen voz, no quiere decir que no estén ahí.
Hangi yolu seçersen seç, hep iyiler ve kötüler olacak.
Te vistas como te vistas, hay tíos buenos y tíos malos.
Bir restoran seç.
Elige un restaurante.
Pekala sana yemek ısmalıyacağım, bir restoran seç.
De acuerdo. Te invito a comer. Elige un restaurante.
Ne yemek istersen seç, bana uyar.
Comas lo que comas, para mí está bien.
Sen seç zamanını.
- Escoge un momento. - ¿ Cuándo?
- Rastgele bir sayı seç ve onu dakika olarak al, o süre geçtiğinde bana telefonu konsoldan bağlamamı hatırlat.
Tan solo elige un número, expresa ese número en una cantidad de minutos, y cuando ese tiempo haya pasado recuérdame que vuelva a conectar el teléfono a la consola.
Tamam, öyleyse bir top seç.
De acuerdo, así que escoja su próximo rival.
Yeni bir tedarikçi seç.
Elige un nuevo proveedor.
Yüzüne baktıktan sonra tahta ulaşmak için başkalarının omuzlarını mı kullanan yoksa insanları öldürmekten utanç duymayan biriyle mi karşılacaksın seç bakalım.
Encuentra a quienes estén dispuesto a pisar a los demás y aquellos que estén dispuestos a matar por lo que quieren.
Beni seç.
Elígeme.
Eğer düşman kazanmak istiyorsan, bir dahakine polis amirimizden daha az dişli birini seç.
Si quieres crearte enemigos, deberías elegir a alguien menos severo que nuestro Jefe de Policía.
Bir gün seç.
Escoge una fecha.
Sen seç.
Elíjala usted.
Yeni liderleri seç. Sonrasında kuralları tekrardan gözden geçiririz.
Escoge nuevos líderes y reanudaremos las negociaciones.
İki seçeneğin var, ve hangisini seçersen seç seni destekleyeceğiz.
Tienes dos opciones, y elijas la que elijas, te apoyaremos.
Günü sen seç.
Te dejaré elegir el día..
Şimdi sen, onun hayat tarzının hangi yönlerini benimseyeceğini seç.
Así que, ya sabes, elige qué aspectos de su estilo de vida quieres adoptar.
Özel hayatından bir şeyler seç işte.
Sólo habla de tu propia vida.
- Sen seç. Benim her şeyle aram iyidir.
Estoy bien con lo que sea.
Sen seç.
Elige tú.
Benimle ilgili en parlak ve en iyi hatıraları seç, olur mu?
Elige el mejor y más brillante recuerdo de mi, ¿ de acuerdo?
Başka, güzel bir şey seç.
Así que... Elige algo, cualquier cosa bonita.
Sen seç..
Tú decides.
Sevgiyi seç ve oğlumu bulmama yardım et.
Elige amor y ayúdame a recuperar a mi hijo.
İstediğini seç.
Escoge una.
Nasıl olsa "Maceranı kendin seç ya da Yatakta Turta Ye" benim icadım.
Después de todo, soy el tipo que inventó "Elige tu Aventura o Cómete un Pastel en la Cama".
- Seç bir isim işte!
¡ Escoge un nombre!
Seç bir kıyafet gitsin.
Escoge un atuendo.
Dinle Robbie, bana bir iyilik yap ve oradaki hatunlardan herhangi birini seç. Ve sana garanti veriyorum, onu elde edeceğim.
Me tiro a cualquiera de ésas chicas por allá y te aseguro, que voy a conquistarla.
Bir tane seç.
Elije una ahora.
Başka bir tane seç.
Elija otra.
Başka bir tane seç, yine!
Sí, ¡ elije otra vez!
Ron, sen seç.
Ron, tu eliges.
Sevişmek, evlenmek, öldürmek için seç?
¿ Follar, matrimonio, asesinato?
Seninle konuşan yüzüğü seç gitsin.
Escoge algo que te llame la atención.
İşte anlaşma kurnaz ya da sorumsuz. Birini seç.
Mira... este es el trato, puedes ser raro o irresponsable... pero tienes que escoger una.
"Seç bakalım, seç bakalım, Bütün cebindekileri alalım." mı diyorsun?
¿ Estás pensando en "Coge-Coge-bolsillos, danos todo lo que haya en tu bolsillo"?
Sonuçta ben Maceranı Kendin Seç Ya Da Yatakta Turta Ye'yi icat eden adamım.
Después de todo, soy el tipo que inventó "Elige tu Aventura o Cómete un Pastel en la Cama".
Kırmızı mı beyaz mı? Sen seç.
¿ Tinto o blanco? - Sorpréndeme.
Karını seç.
Elige a tu esposa.
Her zaman karını seç.
Siempre elige a tu esposa.
Bir şehir seç herhangi bir şehir.
Elige una ciudad, cualquier ciudad, y coge este dinero,
- Bakan Reed ile görüşmem gerekiyor.
- Debo hablar con el Sec. Reed.
Şeç.
La decisión es tuya.