Shogun перевод на испанский
525 параллельный перевод
Muzaffer Komutan Yoshitsune Kyoto'ya yürümeye hazırlanmaktaydı ama kuşkulu Shogun Yoritomo öz kardeşinden bile rahatsız olmaktaydı. ve Yoshitsune'yi öldürmek için uşak Kagetoki Kajiwara tutulmuştu.
El victorioso Yoshitsune debía de haber estado desfilando por todo Kyoto pero el receloso Shogun Yorimoto desconfiaba incluso de su propio hermano y fue aconsejado por Kagetoki Kajiwara para intentar matar a Yoshitsune.
Bizler gibi sıradan insanlar buna anlayış gösteremezler.
Yo creo que cuando eres Shogun, luchar con tu hermano es absurdo.
Yakışıklı asker olan Hideyoshi shogun olmuştu.
Hideyoshi, el soldado humilde que llegó a Shogun.
Bu aile, doğrudan kan bağıyla Tokugawa Shogunu'na bağlıdır.
Esta familia está emparentada con el shogun Tokugawa.
Rica etmek için hepimiz generalin makamına çıkalım!
- ¡ Vayamos todos ante el Shogun! - ¡ Esperad!
İşte bu yüzden sahip, generalin daha fazla asker ve pirinç vergisinin artırılması talebine karşı çıktı.
Por eso mismo, se ha opuesto a la voluntad del Shogun, porque sabe que os explota y que no podéis darle el arroz que os reclama.
Eğer şimdi yanlış bir adım atarsanız siz de cezalandırılırsınız!
Él hará todo lo que pueda para evitar que el Shogun sea injusto y que abuse de vosotros.
Efendi Shogun'un öğretmeni mi?
¿ Cómo? ¿ El maestro del Shogun?
Shogun'un hocasını ne zaman göreceksiniz?
¿ Cuándo os reuniréis con el profesor del Shogun?
Lord Yagyu, seni Shogun'a tavsiye edebilirdi.
Lord Yagyu podría haberos recomendado al Shogun.
Miyamoto, bu okul
Miyamoto, enseño al Shogun.
Shogun'a hizmet etmiş onurlu bir okuldur.
Y provengo de una familia muy respetable.
Ama yine de, ustaları, Efendi Shogun'un öğretmeni.
Sin embargo, su maestro es el profesor del Shogun.
Beni ele alın : Şogun'un hizmetinde eski köklü bir ailede bambaşka bir dünyada doğdum...
Yo nací en una familia respetable, al servicio del shogun.
İki yıl önce Shogun'ları ile Amiral Perry arasında imzalanan antlaşma uyarınca burada bulunduğumu söyle.
Dile que estoy aquí de acuerdo con un tratado firmado... por su Shogun y el oficial Perry hace dos años.
O mantıklı kişilerin okuyacağı umuduyla Ekselansları Shogun'a iletilmek üzere buradaki pozisyonumun konsolos olarak kabul edilmesi talebimi içeren bu resmi mektubu size veriyorum.
Y esperando que lleguen a verla, le hago entrega de una carta oficial... para que la transmita a Su Alteza el Shogun... exigiendo respetuosamente que se confirme mi posición como cónsul.
- İmparator değil Shogun.
- El Shogun, no el emperador.
"Japon Shogun'u ile... "... özgür milletler topluluğuna katılmaları konusunda görüşmek. "
"Tratar con el Shogun de Japón... sobre el tema de su ingreso en la comunidad libre de naciones."
" Şu ana kadar Shogun ile temas kurmayı başaramadık.
De momento, he sido incapaz de establecer contacto con el Shogun.
Korkarım Edo'ya girdiğimizde Shogun biraz hayal kırıklığına uğrayacak.
Me temo que el Shogun estará un poco decepcionado... cuando los dos lleguemos a Edo.
Siz Shogun'umuz adına karşılıyorum.
Le saludo en nombre de nuestro Shogun.
Yarın Ejder Saati'nde size Shogun'un huzuruna çıkmak üzere eşlik edeceğim.
Mañana, a la Hora del Dragón, le escoltaré hasta la presencia del Shogun.
Uzak ülkeden gelen konuğun Shogun'a takdim edilmesi ve şükranlarını sunması.
Presentación al Shogun... y expresión de gratitud al visitante de tierras lejanas.
Shogun herkese tatlı rüyalar diler.
El Shogun les desea a todos dulces sueños.
Shogun'un evini yüzyıllardır yalnızca Japonlar görmüştü.
Durante siglos, sólo ojos japoneses habían visto la casa del Shogun.
Hiroshima Kalesi üzerinde yapılan tamirat çalışmaları sebep gösterilerek Tokugawa monokrasisinin verdiği mantıksız ve tek taraflı bir hüküm neticesinde 1619 yılının haziran ayında efendim Masanori Fukushima, hiç bir kabahatleri olmamasına rağmen açlığa ve sefalete terk edilen 12.000 hizmetlisini arkasında bırakarak Kawanakajima'ya sürgüne gönderildi.
Se hicieron modificaciones en el castillo de Hiroshima que tenían que ser una amenaza para el Shogun de Tokugawa. Pero en junio de 1619 el dominio de nuestro señor quedó bruscamente abolido y 12.000 empleados inocentes que estaban a su servicio se vieron privados de su medio de vida.
Mutlak idarenin, savaş ağalarına karşı güttüğü tavır beni tamamen aşar.
Sí, la política del Shogun hacia los señores de la guerra está siendo realmente muy dura.
Mutlak idarenin taşra lordlarını ortadan kaldırmak yönünde güttüğü acımasız politika sebebiyle sayısız samuray efendisini kaybetti ve cehennemin derinliklerinde başıboş dolanmaları için sürüldü. Yemeğe ve kıyafete hiç ihtiyaç duymamış kişiler onların acılarını nasıl anlayabilir?
La despiadada política de los shogun que acaba con los señores provinciales lleva a la ruina a miles de inocentes aunque los que comen bien siempre y no han pasado miseria nunca quizás no se den cuenta.
Ama Shogun'un adamları ve bu Kikui eğer tepkilerinizi yargılarlarsa... dinlemeyi bilin!
Pero este superintendente Kikui... Dices que es auténtico, "como era de esperar."'
İmza Kikui, Shogun'un büyük müfettişi.
El superintendente Kikui. "
Kızıma yalakalık yaparak Shogun'un gözüne girmeye çalışıyorsun.
Quieres que ella gane favores del Shogun en tu lugar.
Namiji yüzünden Shogun her dediğimi yapıyor.
Gracias a Namiji, el Shogun hace todo lo que le pido.
Shogun acımasız bir adam.
El Shogun tiene un corazón como el hielo.
Shogun'nun Namiji'ye olan ilgisinden ötürü gurur duruyor.
Es así de orgulloso debido al interés del Shogun por Namiji.
Shogun'a hizmet etmekten mutluymuşum gibi konuşuyorsun.
Hace que suene como si yo estuviera feliz de servir al Shogun.
Shogun'un nasıl biri olduğunu tahmin edemezsin.
Usted no sabe cómo es el Shogun.
Burası Lord Dobé'nin evi, Shogun bile ondan korkar.
Esta es la casa de Lord Dobé ; incluso el Shogun le teme.
Ancak niye Dobé'ye karşı böyle mütevazi davranıyor? Ya Shogun'un Namiji'sine karşı?
Pero, ¿ por qué se humilla ante Dobé y ante esa tal Namiji del Shogun?
Shogun'un metresiymiş, çok güzel olduğu söyleniyor.
Es la amante del Shogun ; dicen que es la más bella.
Er ya da geç benim için Shogun'u terk edecek.
Tarde o temprano, abandonará al Shogun por mí.
Shogun beni övdü, insanlar bana saygı duydular.
El Shogun me ha elogiado, y la gente me respeta.
Dün itibariyle Shogun'un hanımı değilsin artık.
Ayer dejaste de ser la damita del Shogun...
Paniğe kapılan Şogunluk, İmparator Komei'nin kız kardeşi, Prenses Kazu ile Şogun Lemochi arasında anlaşmalı bir evlilik plânı ortaya çıkardı. Kraliyet ailesi olan bu bağ sayesinde Şogunluk bu krizi atlatabilmeyi umuyordu.
Desconcertados por el impacto el Shogunato intentó reinstaurar su autoridad casando a la Princesa Kazunomiya, hija del Emperador Kohmyo, con el Shogun Iemochi y así fortaleciendo sus lazos con la Corte Real de Kyoto, y sobreviviendo a los tiempos de cambio.
Onu devirmeye yönelik bir bakış açısıyla Şogunluk'u tenkit ettiğini.
Sí, se dice que es un rebelde que critica duramente la hegemonía del Shogun y conspira para derrocar al Shogunato.
"Şogun ailesinin Kyoto gezisi için muhafızlık yapacak istidatlı Ronin'ler davet ediliyor."
Para la próxima visita de la familia del Shogun a Kyoto estamos reclutando hombres como guardias de entre el público en general.
İtaat etmeyenlerin Şogun'un adıyla öldürülmelerini emretti.
"Ringi" significa matar a alguien en nombre del Shogun. Les dijo que les mataran.
Arima, bir asi olarak infaz edilmeye de mi aldırmıyorsun?
Arima... ¿ No te importa ser asesinado en el nombre del Shogun?
Haddini bil!
¡ No! ¡ En el nombre del Shogun!
Hem birbirinize hem de Efendi Şogun'a sadakat sözü verip şehri istilâ eden İmparatora Tapanlara karşı savaşacaksınız.
Confirmad vuestra lealtad a la Familia del Shogun y a vuestros colegas... Y esforzaos en erradicar el movimiento del Culto al Emperador que causa problemas en esta ciudad de Kyoto.
Hazine dolabı Shogun'dan gelen hediyelerle dolu olmalı.
Su casa de los tesoros.
Hâkimken aldığı rüşvetlerle de doludur mutlaka.
Debe de estar repleta de regalos del Shogun y de dinero de sobornos que aceptaría cuando era magistrado.