Stereo перевод на испанский
208 параллельный перевод
- Stereo. Oldukça iyi, hah? - Evet.
- Estéreo. ¿ Bueno, no?
Mono-kantor yerine stereo kantorlar düşüncesi bana cazip gelir.
Tener cantores en estéreo es buena idea antes que oirlo en Mono te lo aseguro.
- Herkes kocaman evlerde oturuyor. - Stereo plakları var mı? Tabii, TV'leri ve buzdolapları da var.
No importa : aquí todo es gratis.
Bir yıI önce Stereo Heaven'da tanıştık. Benim çalıştığım plakçı dükkanı.
Le conocí hace un año en Stereo Heaven, la tienda de música donde trabajo.
- Şehirde Stereo Heaven'da çalışıyor.
- Trabaja en Stereo Heaven en el Village.
Ve şimdi de stereo.
Y ahora en estereo
Stereo izleyebilirsiniz.
Y ahora, en stereo.
Stereo durdu. Onu izleyen kısa bir sessizlikte birden, şarkı söylemeye başladı.
En ese momento se paró el disco en el estéreo y en el silencio, mientras ponían otro ella se puso a cantar.
- Daytona Speedway... Stereo.
- La autopista de Daytona en estéreo.
Sizin anlatımlarınızdan, belirli bir yapıyı sınıflandırmayı başarabiliriz. - Bunlara stereo tip diyebiliriz.
Basada en tu narrativa, uno podría dibujar una línea de clasificación de este género de la narración, casi arquitectónico
Bu stereo tipler bilinçaltlarında yer alan suçluluk duygusundan hareket ederek, popüler edebiyata bir hareket kazandırıyor.
No, preferiría el Martini El estereotipo del culpable individual inserto en la colectividad
Bu stereo.
Este es el equipo de audio.
"Stereo müzik çalar"'ı icat ettim.
He inventado el "reproductor estéreo".
Bu mükemmel yıldızları, gözlerinizin önünde, hem de reklam kesintileri olmadan, stereo ve renkli olarak, hayran kalacak ilk siz olun.
Sea el primero de su casa en maravillarse con las magníficas estrellas a través de la magia del sonido estereofónico y las vívidas imágenes ante sus ojos, sin interrupciones publicitarias.
ITC, stereo, zaman ve direnç.
ITC, hora y resistencia.
Burası King Stereo 92, KKNG Oklahoma City.
Sintonizan la KNG Estéreo 92, de Oklahoma City.
Şu stereo'yu dinle. Hayatında bunun gibi bir ses duydun mu sen?
Escucha la radio. ¿ Alguna vez habías oído un sonido estéreo mejor?
- Arabamdan haber var mı? - Hayır, ama teybi ve telefonu bulduk.
pero recuperamos el stereo y el teléfono.
Linda, bak, stereo mağazasındaki oğlan burada.
Linda, ahí está el muchacho de la tienda de estéreos.
O bir stereo satıcı parçası.
Es un vendedor de estéreos.
Yakasında da o küçük Pacific Stereo rozeti?
¿ Y que lleve ese cartelito de "Pacific Stereo"?
Belki stereo kulaklık tarzı bir şey olabilir.
Algo así como audífonos estereofónicos.
Bilirsin stereo sistemi gibi.
Tú sabes, como equipos de sonido.
... eğer iyi ses kalitesi arıyorsan, civardaki en iyisi için, 2500 Sepulveda'da Bob'un stereo'suna gelin.
.. si lo que le va es el sonido, y sólo busca lo mejor, venga a la tienda de Bob, 2500 Sepúlveda.
Çünkü Bonzo Barry'de kaliteli stereo fiyatlarını zıpkınlıyoruz.
Aquí y ahora, el equipo necesario al precio justo... porque Bonzo Barry arponeó el costo elevado de los estéreos de calidad.
Stereo ve video ihtiyaçlarınız için, stereo-video ihtiyaçlarınız için...
Venga por su estéreo, por su video, por su video estéreo.
Ben kazıklanmasın diye buradayım.
Candy vino a comprar un stereo, y yo para vigilar lo que gasta.
Bana müzik seti satmak ister misin?
¿ Quieres venderme un stereo?
Evet, sana bir müzik seti satarım.
- Si, te venderé un stereo. - Muy bien.
Harika bir müzik setinde, büyük hoparlör olmalı.
- ¡ Si! Cuando buscas un gran stereo, no pueden faltar grandes parlantes.
Stereo ölüm yayını.
¡ Muerte estereofónica!
Pillerden hiç başlama bile, çünkü pillerden sonra radyo geliyor ve sonra radyo yerine stereo hoparlör geliyor, ve hiç havamda değilim.
No empieces con lo de las pilas, porque después vienen a la radio, Y después la radio va con altavoces, y no estoy de humor.
Stereo bozuk mu?
¿ Se rompió el equipo de música?
Yepyeni Radio Shack stereo.
Es el nuevo estéreo de radio Shack.
Görüşürüz Rambo. Müzik setin için özür dilerim.
Me gusta Rambo, me gusta por el stereo.
Peki. Bedava! O zaman radyo isterim!
Ok, pero quiero que le agregue una radio stereo.
Bak Ben, bu stereo.
Esto es estéreo, Ben.
Yürüyüşü bile stereo.
- Incluso camina en estéreo.
Bir sürü halı, sanat eseri, stereo cihaz var mı?
¿ Hay muchas alfombras, piezas de arte, equipos de estéreo?
Her tip ve büyüklükteki satılan eşyalar kaykaylardan stereo sistemlere kadar hepsi mağazalardan bir anda kayboluveriyor ve birçok depoda alarmlar sürekli çalmaya başladı.
Mercancía de todos tamaños y tipos, desde skateboards a equipos de música, han desaparecido rápidamente de negocios y depósitos.
Bu denizaltıyı kişisel stereo müzik seti gibi görür.
Cree que todo el barco es su propia cadena musical.
Yatak, HI-FI stereo, radyo içeriyor,
Televisión, radio y teléfono no son necesarios nombrar.
Uzakta aramayın ve sakın bunu ispatlamak için benim stereo sistemimi mahvetmeyin!
No sigas buscando en otro lado. Y no arruines mi estéreo para probar un puto punto.
Şeytan, pikap iğnelerinin yok edicisi, stereo sistemlerin mahvedicisi!
"Satanás, destructor de púas, arruinador de estereos."
Teybimi çaldilar ve koltuklari yirttilar.
Me robaron el stereo y acuchillaron los asientos.
Stereo hi-fi.
Es estéreo y de alta fidelidad.
- Ve de eve stereo düzeni.
Un sistema estereofónico que pueda oírse en cada cuarto.
Sezon biletleri, stereo, Mazda GL6?
Pues, ¿ qué he dicho? Un pase de temporada, un estéreo, un Mazda GL6.
Arabanım radyosu var. Kaset çalarıda mevcut. Dolby Stereo
Mi coche tiene radio con grabador de cassettes Dolby Stereo
Hepimizin bildiği basit bir stereo sistemi işte.
Y todos sabemos que un estéreo es así.
... 3 renkli ekran, stereo hoparlörler... ve sana maliyetine veririm.
Y te la doy al costo.