Sunuz перевод на испанский
463 параллельный перевод
Tanışıyor sunuz?
¿ Se conocen? - Sí.
- Neler yapıyor sunuz? - Balık avlıyoruz.
Sí, vendemos pescado fresco en el mercado.
- Demek Bayan Carleton Random'sunuz? - Elbette.
- ¿ Conque es la viuda de Carleton Random?
Tanrı aşkına siz neden bahsediyor sunuz?
¿ De qué habla?
Araziyi kimden satın alıyor sunuz?
Pero, ¿ a quién le compran las tierras?
Ne kadara satın alıyor sunuz?
¿ Cuánto costarán?
Ne diyor sunuz, Doktor?
¿ Qué piensa, Doctor?
- Mösyö Laszlo'sunuz, değil mi?
- Sr. Laszlo, ¿ verdad?
Siz Sherlock Holmes'sunuz değil mi?
Usted es el señor Sherlock Holmes, ¿ verdad?
düşündüğünüzde siz de yalnız olacaksınız bu denklemi bulan kişi gibi Newton gibi diyelim ki Galileo'sunuz.
Ustedes son ahora un centenar, pero cuando llegue la hora-- - de pensar, estarán ustedes solos. Como el autor de esta ecuación, como Newton, o como Galileo.
Bak hele, siz Sherlock Holmes'sunuz, değil mi?
¡ Caramba! ¿ No es Sherlock Holmes?
... burada postalïyormuºsunuz.
... y las entregaba al desembarcar.
... çïkmadan formülün parçalarïnï ezberliyormuºsunuz.
... que usted memorizaba partes de esa fórmula antes de salir de aquí.
- O zaman siz Bay Coombe'sunuz.
- Entonces, usted es el Sr. Coombe.
Baines'in beni yürüşüye götürmesine niye izin vermiyor sunuz?
¿ Por qué no puede llevarme de paseo Baines?
Neden hareket etmiyor sunuz?
¿ Por qué no se mueven?
Saatler konusunda nasıl bu kadar emin olabiliyor sunuz?
¿ Por qué está tan seguro de las horas?
Neden onunla bu kadar ilgileniyor sunuz?
¿ Por qué te interesas por él?
- Siz Bay Balestrero'sunuz tabii? - Evet.
- Usted es el Sr. Balestrero, claro.
Ben Eva, Eva Kent ve siz de Joe'sunuz, değil mi? Ortalık toparlandıktan sonra çıkıyoruz, siz de gelecek misiniz?
¿ Venís al Clarence?
Nereye gidiyor sunuz?
¿ A dónde vas?
Neden tüm bunları benim için yapıyor sunuz?
¿ Por que hacen todo esto por mí?
Nereye gidiyor sunuz?
¿ A dónde va usted?
Sizler Kont ve Kontes von Droste Schattenburg'sunuz.
Son el conde y la condesa von Droste-Schattenburg.
- Neden koşuşuyor sunuz?
- ¿ Por qué corréis?
- Ama nerede yaşamamı istiyor sunuz?
Pero ¿ a dónde me queréis llevar a vivir?
Paolino, annen ve sen bu akşam ne yapıyor sunuz?
Paolino, ¿ qué hacéis por la noche mamá y tú?
Siz muharip 29'sunuz!
¡ Muchachos, son el 29 en pie!
Siz Bay Dino'sunuz değil mi?
Es Vd. el Sr. Dino, ¿ verdad?
Siz şeye yazan Bay Scott'sunuz...
Ah, usted es el Sr. Scott que escribe en el...
Gerçek bir Robin Hood'sunuz.
Un verdadero Robin Hood.
Siz Bayan Vonbraun'sunuz.
Usted es la Srta. Vonbraun
Siz Alfonso'sunuz.
¿ Vos sois Alfonso?
- Siz Orvil Newton'sunuz değil mi?
- Usted es Orvil Newton, ¿ verdad?
Kendi insiyatifinizle ile hareket ediyor - sunuz.
Están actuando por propia iniciativa.
- Sırrın ne olduğunu bana niye söyleyemiyor sunuz?
- ¿ Y por qué no puedes?
Raimundo'sunuz değil mi?
Raimundo, ¿ no?
Siz James Bond'sunuz, değil mi?
Porque es James Bond, ¿ verdad?
- İmal ruhsatı mı istiyor sunuz?
- ¿ Desea una licencia de fabricación?
Albay Matthews'sunuz sanırım.
Coronel Matthews, supongo.
- Kesinlikle hayır. - Siz İspanyol'sunuz, değil mi?
- Es usted española, ¿ verdad?
Dr. Amundsen, siz neden bu sefer keşfe öncülük etmiyor sunuz?
Dr. Amundsen, ¿ por qué no lidera Ud. la expedición esta vez?
- Neden korkuyor sunuz?
¿ De qué tiene miedo? ¿ De los bandoleros?
- Siz de Bayan Westinghouse'sunuz.
- Si. - Usted es la Señora Westinghouse.
Onun kayıp olduğunu söylediğim halde nasıl şaka yapabiliyor sunuz?
¿ Como puede hacer bromas cuando le digo que esta desaparecida?
niçin bana çocuğu göstermiyor sunuz?
¿ Por qué no me lo estás enseñando?
- Nesini sevmiyor sunuz denizin?
Que quiere decir "infestado"...
Siz Miyako Saijo'sunuz!
¡ Oh, usted es Miyako Saijo!
Omi ilinden Efendi Genjuro'sunuz, öyle değil mi?
¿ Tu debes ser Genjuro del norte de Omi?
Ne düşünüyor sunuz?
¿ Qué piensas?
- Siz Bay Ramiro'sunuz.
- Es don Ramiro.