Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ S ] / Sylvie

Sylvie перевод на испанский

573 параллельный перевод
Gidebilirsin Sylvie.
Puede irse, Sylvie.
- Selam, Sylvie.
- Hola, Sylvie.
- Sylvie! Jack gece kalmak istiyorsa, kalsın.
Sylvie, si Jack quiere quedarse una noche es bienvenido.
- Kalıyor, Sylvie.
- Se queda.
Sylvie'nin benim hakkında böyle düşündüğünü hiç bilmiyordum.
No sabía que Sylvie pensará eso de mí.
Sende ve bende olan onda yok, Sylvie.
No tiene lo que tú y yo tenemos, Sylvie.
Rue de Monceau'daki bir galeride çalışan Sylvie de aynı zamanda parkın karşısından evine giderdi.
A esa hora Sylvie, que trabajaba en una galería de la calle Monceau, volvía a casa por el parque.
Âşık olmama rağmen sınavlara çalışmayıp Sylvie'yi arayayım gibi bir şey aklımdan hiç geçmedi.
Estaba enamorado, pero no pensé en estudiar menos para buscar a Sylvie. Cuando comía, no estudiaba.
Gençtim, belki de saçma bir şekilde onu aniden bir pencerede görmeyi veya bir dükkândan çıkarken yakalamayı sonuçta yüz yüze görüşmeyi umuyordum.
Era joven. Quizá tenía la esperanza de ver a Sylvie asomarse a la ventana. O salir de pronto de una tienda y toparse conmigo como el otro día.
Ancak burada yiyerek, kalabalık pazarda her an karşıma çıkabilecek olan Sylvie'yi görme şansım oluyordu.
Pero en la calle vacía, podía comer sin que me viera Sylvie. En la calle del mercado, podía aparecer de golpe.
Sylvie'den hâlâ bir iz yoktu.
Y Sylvie sin aparecer.
Benim tipim olmadığından sadece Sylvie ilgimi çektiği için ona karşı ilgisiz kalıyordum.
Además, no era mi tipo. Sylvie era muy superior y ocupaba mi pensamiento.
Evet, sürekli Sylvie'yi düşündüğüm için pastaneci kızla olan iletişimimin ilerlemesine göz yumuyordum. Başkasını sevebilmek için, daha farklı bir ruh haline bürünmeliydim.
Y fue porque pensaba en Sylvie que acepté el coqueteo de la panadera de buen talante porque estaba enamorado.
Ayrıca Sylvie'nin yokluğunda, onunla ödeşmek için oldukça iyi bir yöntem gibi geliyordu.
Además, era una manera no sólo de pasar el tiempo sino también de vengarme de Sylvie.
Sylvie'yi erteleyip pastaneci kızla buluşmama gidebilirdim.
Habría podido quedar para otro día y salir hoy con la panadera.
Sylvie'yi tekrar bulmuştum pastaneci kızla görüşmek çapkınlık, hatta ahlaksızlık olurdu.
Encontrada Sylvie, ir detrás de la panadera era una aberración.
Sylvie'yi kazanmaya gelince, onu zaten kazanmıştım.
La conquista de Sylvie era cosa hecha.
- Sylvie!
¡ Sylvie!
Sylvie, boşanıyorum.
Sylvie, he pedido el divorcio.
Tüm bu boşanma fikrinden nefret ediyorum, Sylvie.
Detesto la idea del divorcio, de veras, Sylvie.
Benden bir şey saklıyor, Sylvie... Korkunç bir şey... ve bu beni korkutuyor.
Estoy segura de que me oculta algo que debe de ser terrible y eso me asusta.
Hoşçakalın, Sylvie, Teşekkürler.
Adiós, Sylvie, y gracias.
- Ben de Sylvie gibi simultane çevirmenim.
- Soy traductora simultánea. Igual que Sylvie.
Hemen Sylvie'i aramalıyım.
He de llamar a Sylvie inmediatamente.
Onun bir şeyi yok, Sylvie. Gerçekten.
Sí, el niño está bien, Sylvie.
Sylvie! Burada ne yapıyorsun?
Sylvie, ¿ qué estás haciendo aquí?
Sylvie Vartan.
Sylvie Vartan.
Stüdyoda Sylvie ile karşılaştım. Bana imzalı bir albümünü verdi.
Me encontré a Silvia en el estudio y me dedicó su disco.
Diğer gün Sylvie ondan "bayan dinozor" diye bahsediyordu.
- ¿ La patrona? - Sí, la patrona. El otro día, Celine dijo riendo...
Bu Mireille. Bu da Sylvie. - İyi akşamlar.
Te presento a Mireille, a Sylvie...
Şimdi, küçük Sylvie,.. ... bizim değerli öğrencimiz size cevapları verecek.
Ahora, la pequeña Silvia, premio de honor, les dará la respuesta.
Peki bu nerede söylenmişti, Sylvie?
¿ Dónde se dijo eso, Silvia?
- Selam Abby teyze.
Sylvie. -.
Kapa çeneni Sylvie.
Toma a tu hermano Cállate, Sylvie
Aslında Sylvie... Tamam.
Ya sabes, Sylvie, que podríamos -
Bu Sylvie.
Es Sylvie.
Eğer Sylvie yeteri kadar hızlı nefes alırsa vücudundaki karbondioksit düzeyi artar ve ve asidozlu hale gelir.
Si Sylvie respiró rápidamente el tiempo suficiente el anhídrido carbónico se hubiese acumulado en su organismo, y se hubiese vuelto acidótica.
- Sylvie!
- ¿ Sylvie?
Evet?
- Oye, Sylvie. - ¿ Qué?
Söyle bana, Sylvie... Eğer birileri mutluluğumuza engel olmak isterse ya da, bir şeyler ayrılmamıza zemin hazırlarsa...
- Óyeme, si hubiese alguien que intentará enturbiar nuestra felicidad, o algo susceptible de separarnos...
Ölene kadar, birlikte el ele olacağımıza bana söz ver, Sylvie.
Prométeme que lucharíamos juntos codo con codo, ¿ me lo prometes, Sylvie?
Makyajımı yapmayı unutmuşum. - Sylvie!
Se me había olvidado el maquillaje.
- Ne var? Seni, biraz önce öptüm mü?
Sylvie, ¿ nos habíamos dado un beso?
Birkaç yıl önce, korkunç biri, Sylvie'yi korkutmayı denedi.
Luego, hace unos años, un despreciable canalla intentó atemorizar a Sylvie.
Sylvie, buraya gel!
Ahora verá si yo me dejo gobernar por mi mujer. ¡ Sylvie!
Sylvie.
-.
Selam.
Sylvie -.
Kyle Tobler ve Sylvie Ritter arasında bir bağlantı var, biliyorum.
Sé que hay un enlace entre Kyle Tobler y Sylvie Ritter.
- Söyle bana, Sylvie...
Hasta luego.
Sylvie, buraya gel hemen!
- ¡ Ah!
Burada kimin sözü geçiyormuş, göreceksiniz.
¡ Sylvie, ven aquí enseguida!
sylvia 186

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]