Süleyman перевод на испанский
586 параллельный перевод
Kral Süleyman - Eski kral hikayelerini boşver. Hepsinin sonu hüsranla bitti.
Basta con esos reyes del Antiguo Testamento, todos terminaron mal.
Kral Süleyman'ın.
Fueron las palabras del Rey Salomón.
Bizim Kral Süleyman'ımız olursun, bize ilim irfan öğretirsin.
Usted será nuestro rey Salomón y nos enseñará su sabiduría.
Keyfinize bakın ve Kral Süleyman'ı unutmayın.
Diviértanse. Y recuerden al rey Salomón.
Süleyman için yeterli olan şeyler Johnson ilçesinden bir Johnson için de yeter demişti.
Decía que si valía para Salomón, también valía para un Johnson, del condado de Johnson.
Şarkıların Şarkısı Süleyman'ın Şarkısı.
CANTAR DE LOS CANTARES DE SALOMÓN ILUSTRADO E ILUMINADO
Sonunda, Kral Süleyman'ın Hazineleri'nin gizemini çözme maceram... neredeyse sona erdi.
Tras una larga espera, mi aparentemente eterna búsqueda por descubrir... el misterio de las minas de Salomón, ya casi termina.
- Eminim, Kral Süleyman'ın Hazineleri'ni duymuşsunuzdur.
Estoy segura que has escuchado de "Las minas del Rey Salomón"
Kral Süleyman'ın Hazineleri yok.
"Las minas del Rey Salomón" no existen.
Kral Süleyman'ın Hazinelerinin Gizemi.
"El misterio del tesoro del Rey Salomón"
Kral Süleyman'on Hazineleri, antik tarihin bir parçasıdır.
La mente del Rey Salomón es parte de la historia antigua.
Pekala, yazılanlara göre... Kral Süleyman, 40 yıl ülkesinin başındaydı.
Según los acontecimientos bíblicos... el Rey Salomón reinó en Judea, por 40 años.
Ve dönüşte, bu hazineler Kral Süleyman'ın Tapınağı'na getirildi.
Y en cambio esta riqueza fue usada para hacer el templo del Rey Salomón.
Son birkaç yıldır... babamın Kral Süleyman'ın Hazineleri araştırmasını, Rus Çarı finanse etti.
Durante los últimos años, la búsqueda de mi padre por las Minas del Rey Salomón... ha sido financiada por el Zar de Rusia.
- Ne anahtarı? - Kral Süleyman'ın Hazineleri'nin anahtarı.
La llave para las Minas del Rey Salomón.
Sence neden Afrika kabileleri, Kral Süleyman'ın Hazineleri'yle ilgileniyorlar?
¿ Por qué crees que las tribus africanas están tras las Minas del Rey Salomón?
Ne taşı? Efsaneye göre Kral Süleyman'da hazineden fazlası var.
La leyenda dice que las Minas del Rey Salomón, contiene una reliquia antigua.
Bu kitap, Kral Süleyman'ın anhatrı neden bir çölün ortasına sakladığını anlatıyor.
Este libro explica por qué el Rey Salomón... escondió la llave en una Mina, en el medio del desierto.
Görünen o ki... Kral Süleyman, bir kraliçeye aşık olduğu için öyle büyük bir yapı inşa etmiş.
En la despedida... el Rey Salomón estaba construyendo un increíble templo... porque se había enamorado de cierta reina.
O da Süleyman'ı görmek için geldiğinde... tamamen aşık olmuşlar.
Así que ella viajó a Jerusalén para conocer a Salomón. Ellos se enamoraron completamente... apasionadamente.
Süleyman da anahtarı saklamış.
Así que Salomón selló la llave y la tumba para siempre.
Sana Kral Süleyman'ın Hazinesi'nden çok değer verir, değil mi?
Te cambiará por las riquezas de las Minas del Rey Salomón sin pensarlo.
Hz. Süleyman'dan da daha fazla karım var.
Tengo más esposas que el mismísimo Salomón.
avucundaki "süleyman yüzüğü" bölgeniz bana sizin bir kontun kızı... olduğunuzu söylüyor.
Tu Anillo de Salomón me dice... que eres hija de un conde.
Ve Kral Süleyman'ın bütün o ihtişamına rağmen kırlardaki zambaklar kadar güzel olmadığını söylemişti. "Yargılanmamak için yargılama," sözlerinizi de hatırlayacağınıza eminim çünkü size açıklamıştım.
Y sé que no lo olvidaréis, "No juzgues y no serás juzgado"... porque yo os lo expliqué.
Kral Süleyman'ın Hazineleri mi?
¿ Las minas del rey Salomón?
Kral Süleyman'ın Hazineleri filminin eleştirisi.
Una crítica de la película Las minas del rey Salomón.
Kral Süleyman'ın madenleri yada teyzem Minnie'nin altın mezarı!
¡ Las minas del rey Salomón o la tumba de oro de mi tía Minnie!
Kadını Paris'e götürecekmiş ve orada Süleyman ve Bathsheba gibi yaşayacaklarmış Mutlu günler ve geceler boyunca birbirlerinin kollarında.
Dice que la llevará a París y vivirán como Salomón y Betsabé, viviendo días felices y pasando las noches en sus brazos.
Süleyman'ın ihtişamı bitti. Dönmeyecek.
La gloria de Salomón está muerta.
Süleyman'ın eski, akil günlerinde eğer köleleri arasında gözünü dolduran bir kız varsa diğerleri arasından onu seçip kendine alabilirmiş.
, en los antiguos, sabios días de Salomón si entre sus esclavos había una muchacha que saciaba sus ojos podía escogerla entre las demás y llevársela consigo.
Süleyman'ın akil günleri.
Los sabios días de Salomón.
- Prens Süleyman.
- Príncipe Salomón.
Süleyman! Burada ne işin var,?
¿ Qué haces tú aquí?
- O zaman zafer kılıcını kaldır, Süleyman.
- Sea, por la espada de la victoria.
Bırak Ölümle Süleyman ilgilensin.
Que Salomón sufra por los muertos.
Süleyman, Tanrının huzuru.
La paz del Señor.
Süleyman'ın yetersiz olduğunu yakında anlayacaklar.
¿ Cuánto tiempo tardarán en ver su incompetencia?
Kral Süleyman, ha?
¿ Salomón, rey?
Gihon'un suyunu buraya getirin. Ve tanrının emrettiği gibi,... İsrail'in Kralı Süleyman'ı kutsayın.
Traedme las aguas del Gihón y aquí, tal como ordena Dios, nombraré a Salomón rey de Israel.
Çok yaşa Süleyman,... tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomón, rey de Israel por la gracia de Dios.
Çok yaşa Süleyman, tanrının lütfu İsrail'in Kralı.
Salve, Salomón, rey de Israel por la gracia de Dios.
Kardeşine sırt çevirme, Süleyman.
No te enemistes con tu hermano.
Süleyman'ın evinde de aynı sevinçle kalacağım.
Con ese mismo gozo, permaneceré en la casa de Salomón.
Böylece Süleyman Tanrının yolunu izledi, İsrail uzun zaman barış içinde yaşadı büyüdü ve gelişti.
Salomón no se apartó del camino de su Dios, y en una larga era de paz, Israel creció y prosperó.
Süleyman babasına verdiği,... kutsal sözü yerine getirdi ve tapınağın yapımını tamamladı.
Al terminar la construcción del templo, Salomón cumplió la sagrada promesa que había hecho a su padre.
Süleyman, İsrail'in Kralı.
Salomón, rey de Israel.
Neredeyse, fanatik bir şekilde, kralları Süleyman'ı destekliyorlar
La devoción por su rey roza el fanatismo.
Süleyman sadece ordusuyla değil, tanrısıyla da tehdit ediyor.
La amenaza de Salomón no es su ejército, sino su dios.
Belki Süleyman sorununu, Firavun'un çözmesini sağlarız,... ve böylece bir taşla iki kuş vururuz.
Tal vez podamos ayudar al faraón a solucionar el problema de Salomón y matar dos pájaros de una pedrada.
Süleyman bırakmamış.
Salomón no se dio por vencido.