Tarık перевод на испанский
496 параллельный перевод
Katilin adı Tarık Ben Rabat.
La identidad del asesino es Tarik ben Rabat... de 37añosde edad.
Tarık'ı arıyorum. Tarık'ı tanıyan var mı?
Busco a Tariq. ¿ Alguien conoce a Tariq?
Şimdi Frank'in çıkmasını istiyorum. Tutsağım Tarık Husseini'yi görmek istiyorum.
Ahora quiero a Frank hijo fuera y quiero ver a mi prisionero Tariq Husseini.
Ama Tarık Husseini'nin yaşama hakkını elinden alma hakkına sahip değilsiniz.
Derechos que le quitó a Tariq Husseini.
Ben Joe. - Tarık.
- Me llamo Joe.
Tarık Akan.
Tarik Arkan
Shawnee Tarım ve Hayvancılık.
De la Shawnee Land y Cattle Company.
Kulak memelerinizin totaliter mastoid çıkıntısı erken dönemde paranoyak tarım ve...
La mastoides totalitaria... de sus lóbulos básicos prematuramente liberada de la agricultura paranoica...
Öncelikle zaman içinde bir tarım ülkesi olmaktan çıkıp sanayi ülkesine dönüşüyoruz, kolonileri ele geçiriyoruz.
Pasamos de ser un país básicamente agrícola a uno industrial al caer las colonias en nuestras manos,
Jimmy wheat küçük kırmızı boyunlu tarımcı kuduz bir vahşi kedi gibi kim savasabilir? ...... ama gereksiz bir köpek tasıdı 2000 mil.
Jimmy Wheat, el pequeño, que pelea como un gato pero le tiene miedo al agua, y que lleva consigo a su perro durante 3.000 Km.
Kaliforniya'nın kuzeyinde, karanlık ve kasvetli Santa Lucia Dağları, sakin tarım kasabası Salinas ile 15 mil ötedeki hareketli balıkçı limanı Monterey'i bir duvar gibi birbirinden ayırır.
AL ESTE DEL EDÉN se alzan como muro entre el pacífico pueblo de Salinas y el escabroso y escarpado puerto pesquero a veinticinco kilómetros.
Tarım Bakanı'ma sormam lazım. Öğleden sonra dönerim çünkü ikimiz... Çamlık koruda çay içeceğiz, Mac.
Voy a inspeccionar mi departamento de agricultura, pero volveré por la tarde porque usted y yo tenemos que ir a tomar el té en el pinar.
Tarım Bakanlığı'ndan şaraplık üzüm yetiştirme üstüne bir broşür.
Un folleto que enseña cómo cultivar la vid.
Belkide görevini tamamladığını düşündü ve artık ona ihtiyacın kalmadığına karar verdi.
Qu ¡ zás creyó que la m ¡ s ¡ ón hab ¡ a acabado. O que tú no le neces ¡ tar ¡ as más.
Köpeklerle şuradaki ovalık araziyi tarıyoruz.
Mandamos perros a rastrear los caminos.
Sanık, iki haftadır Engels Barajı'nın alanına giren ortak tarım alanlarını geziyordu.
Durante dos semanas, el acusado ha recorrido granjas comunales en el área de la presa de Engels.
Baranovitchi'de 400 dönümden fazla ormanlık arazisi var. 800 dönüm de tarım arazisi!
Posee en Ovinovitchi 500 hectáreas de bosque y 100 hectáreas de labor y otras tierras!
Kızkardeş Pinon, Bicetre kızkardeşlerinden saçımı tarıyordu yüzümü bacaklarının arasına sakladım. " 8 Şubat :
" 8 de febrero.
Parti yetkilisi topraklarımızı tarımsal ortaklık için incelemeye geldi.
El oficial del partido vino a tomar las medidas para la colectivización de nuestro terreno.
Karısı öldüğü zaman yıllık geliri 1100 pound'un biraz altındaymış, fakat, tarımsal ürünlerindeki değer kaybından dolayı şu anda 750 pound'dan fazla geliri yok.
La renta total en la época en que murió... era casi de 1.100 libras. pero, debido al descenso de los precios agrícolas... ahora no pasa de las 750 libras.
Baylar, burada 6 bin dolarlık bir tarım makinesi var.
Señores, tenemos 7.000 dólares de maquinaria agrícola aquí.
Nakliye gemisi Lalo'dan bir mesaj aldık. ve tarım kolonisi Coltar IV'den de.
Hemos recibido un comunicado de la nave Lalo y un mensaje de la colonia Coltar IV.
İçinde tarımsal üretim yapılan alanlar bir hayvan çiftliği,.. ... bir krematoryum bir patoloji laboratuvarı, bir hapishane elektrik üreten bir santral yüksek rütbeli subaylara ait bir kışla ve çeşitli deneysel projelerin gerçekleştirildiği, diğer başka bölümler vardı.
Dentro hubo muchas dependencias, una granja de animales, un crematorio, un laboratorio, una prisión, una planta eléctrica, los cuarteles generales, y otras secciones de proyectos experimentales.
Dışarıda karanlık köşeleri tarıyorlar.
Hay muchos bandidos por esos caminos.
Birincisi, sıradaki tarım fuarının Yonville'de yapılması çok büyük olasılık. - Sahi mi?
Primero, tenemos muchas posibilidades... de hacer aquí la Feria agrícola.
Mektubunda, hayalet kılığına girmekten hoşlandığım konusunda oldukça net.
... tar, camaradas pioneros. En su carta... afirma que me gusta disfrazarme de fantasma.
Tarım programlarını yönetim altına aldık.
Hemos organizado programas agrícolas.
Mass Tar Wong, kız öğrencileri acemi bulur.
Estamos en un burdel?
Amerika'daki belgelerimiz de aynı şeyi söylüyor. Biz de Irak'a...'tarım araçları'sattık Iraklıların sonradan dönüştürdükleri.
Los diarios en los EE.UU. dicen lo mismo, le vendimos a Irak "equipos para granjas", que luego Irak convirtió.
Bu istenmeyen misafirler tarım, sağlık ve hatta "çalıyanların"...
Estos huéspedes indeseables desaparecen tan rápido como aparece...
İşlenmiş tek toprak güney kıtasında. Tarımla çok az insan ilgileniyor.
La única tierra de cultivo se encuentra en el continente sur y muy poca gente se dedica a labores agrícolas.
Bu bölge, bu tip bir istila için, resmen tarımsal bir açık büfe gibi.
Esta zona agrícola es una despensa para este tipo de animales.
Aman Tanrım, Güneş patlamalarının bir gezegenin tarımı için bu kadar yıkıcı olabileceğini hiç bilmiyordum.
No creí que las fulguraciones solares pudieran tener un efecto tan devastador sobre la agricultura de un planeta.
Birlik başkanı James Buel üyelere bir mektup yazarak yalnızca Meclis'e değil basına da baskı yapmaya arsızca çağırdı : " Önde gelen günlük ve haftalık gazeteleri, özellikle tarımsal ve dinsel basını yeşil dolar konusuna karşı çıkmaları koşuluyla desteklemenizi, bunun yanı sıra devletin para basmasına karşı çıkmak istemeyenlerden desteğinizi çekmenizi ve bütün gücünüzü kullanmanızı öneririm.
Ellos decidieron aguantar. Ahora que tenían el control, no iban a dar tregua. En la reunión de la Asociación de Bancarios Americana ( ABA ) ese año le pidieron a los integrantes que hagan todo lo que puedan por eliminar toda idea del retorno de los Greenbacks
"Önde gelen günlük ve haftalık gazeteleri, özellikle tarımsal ve dinsel basını yeşil dolar konusuna karşı çıkmaları koşuluyla desteklemenizi, bunun yanı sıra devletin para basmasına karşı çıkmak istemeyenlerden desteğinizi çekmenizi ve bütün gücünüzü kullanmanızı öneririm. " Önde gelen günlük ve haftalık gazeteleri, özellikle tarımsal ve dinsel basını yeşil dolar konusuna karşı çıkmaları koşuluyla desteklemenizi, bunun yanı sıra devletin para basmasına karşı çıkmak istemeyenlerden desteğinizi çekmenizi ve bütün gücünüzü kullanmanızı öneririm. " Önde gelen günlük ve haftalık gazeteleri, özellikle tarımsal ve dinsel basını yeşil dolar konusuna karşı çıkmaları koşuluyla desteklemenizi, bunun yanı sıra devletin para basmasına karşı çıkmak istemeyenlerden desteğinizi çekmenizi ve bütün gücünüzü kullanmanızı öneririm.
El secretario del ABA, James Buelle escribió una carta en la que descaradamente llamaba a los bancos no solo a subvertir al congreso, si no también a la prensa :
"Önde gelen günlük ve haftalık gazeteleri, özellikle tarımsal ve dinsel basını yeşil dolar konusuna karşı çıkmaları koşuluyla desteklemenizi, bunun yanı sıra devletin para basmasına karşı çıkmak istemeyenlerden desteğinizi çekmenizi ve bütün gücünüzü kullanmanızı öneririm." Para basma hakkını bankaya veren yasanın vetosu veya hükümetin para basması halka para sağlayacak ve dolayısıyla bankerler ve borç verenler olarak kişisel karlılığımızı ciddi olarak etkileyecektir. " Para basma hakkını bankaya veren yasanın vetosu veya hükümetin para basması halka para sağlayacak ve dolayısıyla bankerler ve borç verenler olarak kişisel karlılığımızı ciddi olarak etkileyecektir.
" Es recomendable a todos los que les'incumbe', hacer que los periódicos diarios y semanales más importantes especialmente a la prensa agraria y religiosa se opongan a la circulación de dólares Greenback.
Bağımsızlık Savaşı öncesi ekonomik modeller özellikle güney sömürgelerinde kapitalizm öncesi tarım ekonomisi olarak tanımlanabilir.
Creo que antes de la guerra revolucionaria, las modalidades económicas, especialmente en las colonias del sur, podrían caracterizarse como...
Hayır, saçını günde iki kere yıkıyorum ve her gece 100 kere tarıyorum.
Cada día le lavo el pelo dos veces y se lo cepillo 100 veces.
Tavadaki artık, hayvan sürülerini uyuşturmak için kullanılan tarımsal bir ürün.
El residuo de la sartén era un producto agrícola que se emplea para anestesiar animales.
Hey, Tarık.
Oye, Tariq.
Zengin toprak geniş tarım kültürünü ve kararlı medeniyeti mümkün kıldı. Hayatta kalma telaşını zihin çalışmasına döndürdü.
Esta tierra rica logró la posibilidad de una gran cultura agrícola y una civilización estable capaz de cambiar desde la subsistencia diaria para trabajar con la mente.
Bugün çekim günü ve herkes mükemmel görünmeye çalışıyor. Kalan azıcık saçlarını tarıyorlar fazladan makyaj yapıyorlar.
Hoy es el día del rodaje así que todos intentan tener buen aspecto... peinándose el poco pelo que les queda,... poniéndose maquillaje de más.
- Bara bir F.B.I ajanı geldi ve bana bir k-k-ka...
- Vino un agente del FBI al bar. Me dejó su tar...
Bana bir k-k-k...
Me dejó su tar...
Annenin seninle birlikte olması hiç normal değil. Annen kıçındaki kılları da tarıyor mu senin için?
- No me cabe en la cabeza, ¿ También te peina las pelotas?
# Çocuklar, köpekler hepsi şen şakrak # Tarık, hemşirelere bak!
¡ Tariq, mira esas enfermeras!
Erkeklerin hepsi Tarım Fuarı'na gidiyormuş, Bay Osborne da dahil, ki kendisi şu anda evde, ve senin arkadaşlık yapmanı istemiş.
Los hombres van a ir a la exposición agrícola. El Sr. Osborne también, ya que ahora está en casa, y por eso ella quiere que le hagas compañía.
Mikro kırılmaları tarıyoruz.
Estamos rastreando microfracturas.
Kız kardeşim- - Zeyna tarından katledildi, sizin dünyanızda öldü, ama benimkine doğdu- - artık benim bir parçam oldu, ve sizinle paylaşacak bir sırrı var.
Mi hermana, asesinada por Xena. Muerta en tu mundo, pero renacida en el mío ahora es parte de mí. Y tiene un secreto para compartir contigo.
" Ormancılık? Çevre? Tarım?
medioambiente?
Sadece fidanlık değil, ayrıca Tarım Araştırmaları Enstitüsü için araştırmalar yapıyorum.
No tengo un semillero, investigo para el INRA.