Tunner перевод на испанский
48 параллельный перевод
Tunner, biz turist değiliz, biz gezginiz.
No somos turistas sino viajeros.
Turist bir yere vardığı anda, evine geri dönmeyi düşünür.
Un turista sólo piensa en regresar a casa nada más llegar, Tunner.
Madam bir yazar, Mösyö Tunner, bir işadamı.
La señora es escritora. El Sr. Tunner es un hombre de negocios.
Bay Tunner'ın tek işi de, Long Island'da parti vermektir.
El negocio del Sr. Tunner es dar fiestas en su casa.
Sanırım, Bay Tunner üç-dört hafta kadar kalacak ama eşimle ben, bir-iki yıl buradayız.
El Sr. Tunner se quedará unas tres semanas. Mi mujer y yo, un año o dos.
Ne bileyim? Belki Tunner dinlemek ister.
Quizá le interese a Tunner.
Bir şey yok Tunner, bırak gitsin.
No pasa nada. Déjala.
Yine de, niye Tunner'ın önünde rüyanı anlattın anlamadım.
¿ Por qué contaste tu sueño delante de Tunner?
Sadece, Tunner'a güvenmiyorum.
No me fío de Tunner.
Tunner mı?
- ¿ Tunner?
Ayrıca, "Tunner'a güvenmiyorum," demekle, ne demek istedin?
¿ Y por qué no te fías de Tunner?
"Tunner'a güvenmiyorum," demekle ne demek istiyorsun?
¿ Por qué no te fías de él?
Aslında, Tunner benden çok seninle ilgili bir konu.
Además, Tunner es más asunto tuyo que mío.
Şimdi geliyorum, Tunner.
Enseguida estoy.
Günaydın, Tunner.
- Hola, Tunner.
Bak Tunner, aylarca birlikte yolculuk yapınca, sonunda böyle olması gerekiyor.
Cuando se viaja durante meses, es la norma a seguir.
Bu arada, sabahleyin Tunner'la neler oldu öyle?
Por cierto, ¿ qué pasó con Tunner esta mañana?
Dün gece gelmediğini Tunner'ın bilmesini istemedim.
No quería que supiera que no habías vuelto.
Ne demek Tunner'ı bırakamayız?
¿ Cómo que no le abandonamos?
Port, Tunner'ı burada bırakıp o iğrenç kızıl kafayla ve cani oğlanla, o Nazi arabasına binecek değilim.
No dejaré a Tunner solo por subir a ese coche nazi con ese horrible criminal pelirrojo.
Ben Tunner'la, trenle gideceğim.
Iré en tren con Tunner.
- Kim demişti? - Hayır, Tunner!
- ¿ Quién dijo...?
Uyan Tunner!
¡ Despierta, Tunner!
- Tunner, sonra görüşürüz.
Te veré luego.
Biliyor musun, Tunner gündüzleri bu kadar uyumasaydı, seninle hiç yalnız kalamayacaktık.
Si Tunner no hiciera esas siestas, nunca estaríamos solos.
Pearl Harbour, Tunner. Baskın var!
¡ Peor que Pearl Harbour!
Bay Tunner'ın.
El Sr. Tunner.
Sevgiler, Tunner.
"Besos, Tunner."
Tunner'a ne oldu?
¿ Y Tunner?
Tunner'a ne olacak?
- ¿ Y Tunner?
Bay Tunner yarın burada olacak.
Fue el Sr. Tunner.
Evet, arkadaşınız.
- ¿ El Sr. Tunner? - Sí, su amigo.
İşte o Tunner.
- Es el tal Tunner.
Bu arada... Bay Tunner diye bir arkadaşınız, buradaki Konsolosluğa aylardır telgraf ve mektup yağdırıyor.
Por cierto, un amigo suyo, el Sr. Tunner, lleva meses mandándonos telegramas y cartas.
Ama buraya geleceğinizden emin olur olmaz, bu Bay Tunner'a telgraf çektim.
En cuanto supe que vendría aquí, telegrafié al Sr. Tunner.
Dr. Turner, son 17 yıla bakarsak,
- Pero yo... - Dra. Tunner, con respeto, en los últimos 17 años,
- Amanda Tanner hikayesi için bana neden ihtiyacın yok?
- ¿ Por qué qué? - ¿ Por qué no me usas para la historia de Amanda Tunner?
Amanda Tanner'in, Beyaz Saray'da çalıştığından bahsetmedin bana.
No me dijiste que Amanda Tunner solía trabajar en la Casa Blanca.
Teğmen Tanner burada mı bugün?
¿ Vino hoy la teniente Tunner?
Evet.
Sí, Tunner.
Tunner'ın önünde anlatmadım.
No delante de él, sino a él.
Tunner'a anlattım, tıpkı sana anlattığım gibi.
Y a ti también.
Hiç, Tunner içeride.
- Es Tunner.
- Tunner, haydi.
Vamos, Tunner.
Tunner'ı bırakamayız.
No abandonamos a Tunner.
Tunner'la mı gideceksin?
¿ Irás con Tunner?
Ne olacak ki Tunner'a?
- ¿ Qué pasa con Tunner?
Bay Tunner mı?
Llega mañana.