Tuzu перевод на испанский
772 параллельный перевод
Tuzu, şarabı çeksin diye döktüm.
Es para que absorva el vino.
- Tuzu çeksin diye döktüm.
- Es para chupar la sal.
- Tuzu alabilir miyim?
- ¿ Puedo coger la sal?
Tam aksine tuz olabilir ama sadece deniz tuzu.
¡ Al contrario! Mucha sal, pero marina y sólo después de la cocción.
Şef, Bayan La Bruyère için deniz tuzu aldın mı?
No olvide la sal marina para la señora La Bruyère.
Bu gece yaşadıklarımız evliliğin tuzu biberi.
Lo que pasó esta noche, pasa en todas las familias.
İçinde banyo tuzu vardı.
Contenía sales de baño.
Sizce banyo tuzu hangi kimyasal işlem sonucu zehire dönüşmüş olabilir?
¿ Qué proceso químico convierte las sales de baño en arsénico?
Zehirin nasıl banyo tuzu şişesinin içine girdiğini açıklayamazsınız.
No puede explicar como llegó el veneno al frasco de sales de baño.
Tatlı Robin, sensiz tadı tuzu yok bu dünyanın
Pues el dulce Robin es todo mi gozo.
Oturamam, tuzu bekliyorlar!
No puedo. Están esperando la sal.
Fosforik asit tuzu...
Glicerofosfato de...
- Sodyum fosforik asit tuzu.
¿ De qué? ¿ De qué? De sodio.
Tuzu vermesini söyledim.
Le pedí que me pasara la sal.
Jerry, dünyanın tuzu gibidir ama senin için doğru baharat o değil.
Jerry es la sal de la tierra, pero no es el condimento adecuado para usted.
Bir miktar acı biber olmasa etin tadı tuzu olmaz.
Un poco de Tabasco o la carne es insípida.
Dünyanın Tuzu
LA SAL DE LA TIERRA
Tuzu tattın.
Sabes a sal.
Tuzu kazmaya devam edin.
Seguid excavando sal.
Barb çiftliğinden geliyoruz, çalmakta olduğun şey de Barb tuzu.
Que somos del rancho Barb y está robando nuestra sal.
Ben denizlerin tuzu, dağların kralıyım.
Soy la sal del mar y el rey de las montañas.
Delikanlı, tuzu saçmaktan nefret ederim.
- Detesto derramar la sal.
Tuzu uzatır mısınız, lütfen?
¿ Me pasas la sal, por favor?
Caddenin karşısına geçip biraz amonyak tuzu alacağım.
Voy a la calle a buscar algunas sales aromáticas.
Tuzu uzatsana Pauly.
Pásame la sal, Pauly.
Tuzu versene.
Pásame la sal.
Bu evliliğin tuzu biberi.
Le da sabor al matrimonio,
- O sofra tuzu değil.
Es gruesa. Ah, sí.
Ben de tuzu bu şekilde buldum.
Así es como la encontré.
Tuzu uzatsana.
Pásame la sal.
Tadı tuzu yok.
No es divertido.
- Tuzu eksik!
¡ Le falta sal!
Tuzu unuttum galiba.
Creo que se me olvidó la sal.
İki kişilik oda, menekşe tuzu ve dört havlu rica edeceğim.
Me gustaría una habitación doble y cuatro toallas.
Yemek adabı olan asil kadınlar ve amonyak tuzu.
En especial a las señoras de noble cuna, exquisitos modales en la mesa, y el frasco de sales siempre a mano.
Çorbada demiryolcuların da tuzu olsun diye.
El ferrocarril ha propagado la civilización.
Yeryüzünün tuzu sizsiniz.
Vosotros sois la sal de la tierra.
Tuzu ver dedim.
Que me pases la sal.
O... yani o şey, tepsimden tuzu alana kadar.
Sólo hasta que él eso, pensó que podía quitarme la sal de la bandeja, señor.
Tuzu uzatır mısın, lütfen.
¿ Me pasas la sal, por favor?
Tuzu geri ver.
Devuelve la sal.
Tuzu.
¡ La sal!
Tuzu uzatır mısın, lütfen?
¿ Podría pasarme la sal, por favor?
"Eti uzat, tuzu ver"
Pásame la carne, dame la sal.
"Tuzu uzat"
Pásame la sal.
Tuzu uzatır mısın?
¿ Me pasas la sal?
Bu tıpaya metal bir boru ekliymiş ve o boru tuzu dışarı püskürtmüş.
Este tapón llevaba una caña metálica y ésta caña metálica rociaba la sal.
Tuzu alabilir miyim?
¿ Me pasas la sal?
Hayatın tadı tuzu olmaz yoksa.
Les da sabor.
Tuzu uzatır mısın lütfen?
Podría usted pasarme la sal, por favor.
Tuzu boşver?
Olvida la sal.