Ulkeden перевод на испанский
259 параллельный перевод
Ülkeden kaçmaya zorlayın!
Eso lo quitará de primera plana.
FRANK, ÜLKEDEN KAÇMIŞ OLABİLİR
PIENSAN QUE FRANK HA HUIDO DEL PAÍS.
Ülkeden ayrılmış olurum, cinayeti kimin işlediğine dair şüphe kalmaz.
Habre abandonado el pais, no habra duda de quien cometio el asesinato.
Ülkeden kaçmalıyım.
Debo huir del país.
Ülkeden ayrılırken neler hissettiğini hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas lo que sentiste cuando te fuiste al extranjero?
Ülkeden kaçmanıza yardım etmek istiyoruz. Sizinle gelmek, sizi korumak istiyoruz.
Queremos ayudarle a salir del país, queremos seguirla, defenderla.
" Ülkeden kaçtılar.
Cruzaron el país.
Ülkeden çıkabilmek hapisten kaçmaktan beter.
Salir del país es fugarse de la cárcel.
Ülkeden ayrılırken kılık değiştirmen için aldığım kıyafetler.
Toma, este es un disfraz que te hice para que salgas del país o lo que sea.
Ülkeden mi?
De casa?
Ülkeden ayrılmasını engellemek için limanları ve havaalanlarını tutmuşlar.
Vigilan los muelles, el aeropuerto, no quieren que salga del país.
Ülkeden ayrılırsan bu şansı da yitirirsin.
Nuevos hijos. Perderás.
Ülkeden tecrit edilirsin.
Serás encerrada fuera del país.
- Ülkeden ayrılmadan öncesine ait.
- De antes de irme.
Ülkeden.
Fuera del país.
Ülkeden çıkmasına yardım et.
Ayúdale a salir del país.
Ülkeden ayrılmak için 24 saatiniz var.
Tiene 24 horas para salir de Francia.
- Ülkeden çıkmamı mı söylüyorsun yani?
- ¿ Te refieres a salir del país? - Eso es.
Ülkeden...
Ud. debería irse...
Ülkeden ayrılmamıza izin verirse ben daha çok şaşıracağım.
Me sorprendería más si nos deja salir.
Ülkeden dışarı çıkarıldım, sana çok teşekkür ederim.
Me botaron del país. Muy agradecido.
Ülkeden ayrılırken, bazı askerlerde onunla gitti.
Cuando dejó el país, algunos de sus soldados salieron con él.
Ülkeden gitmek gerekiyor. Durumu zorlaştırma lütfen.
Y debemos salir del país, así que no compliques las cosas, te lo suplico.
Ülkeden ayrıldığımızdan beri o müzikleri dinleyip duruyorsun.
Estuviste escuchando esas canciones desde que salimos del país.
Ülkeden kaçalım mı?
¿ Vamos a recorrer el mundo, tío Lex?
Ülkeden çıkmana izin verebilirler, ama bu yolculuğun yıllar sürebilir.
Te dejarán salir del país, pero puede ser tu último viaje en años
Ülkeden ayrıldığımı söyle.
- Dile que me fui del país o algo.
... Ülkeden...
del país...
Ülkeden tüyecek misin Lex Amca?
¿ Te irás del país, tío Lex?
MANDY RICE-DAVIES BİR KABARE ŞARKICISI OLDU ÜLKEDEN AYRILDI İSRAİL'DE BİR DİZİ GECE KULUBÜ AÇTI
Mandy Rice-Davies se convirtió en cantante de cabaret abandonó el país y abrió un exitoso local en Israel.
Ülkeden ayrıldığını sanıyoruz.
Creemos que ha abandonado el país.
- Ülkeden ayrılıyor musun?
- Te estas yendo del país.
Ülkeden misiniz?
¿ Sois provinciano?
Ülkeden değil ; rock grubundan.
No del país. El grupo de rock.
Ona kontak lensleri verecekler. Ülkeden çıkmasını sağlayacaklar. Kanada'ya gidecek.
Le darán unas lentillas retinales con las que podrá salir del país, ir a Canadá.
Ülkeden ayrılıyorum.
Dejo el país.
- Ülkeden kaçıyorlar..
- Están operando en el país.
Hastings'in dostu ve onu ikna etmeye çalışıyor. Ülkeden kaçmaları gerektiğini söylüyor çünkü Richard meclis toplantısında başa geçmeyi planlamaktadır.
Es amigo de Hastings y lo intenta convencer para huir del país porque Ricardo planea tomar el poder.
- Ülkeden apar topar kaçtı.
Consiguió escapar del país.
Ülkeden atılmasın diye Apu'yla evlenir misin?
¿ Qué te parece si te casas con Apu, así no lo deportan?
Ülkeden temelli mi ayrılıyorsun?
¿ Dejas el país para siempre?
Ülkeden çıkmak mı istiyorsun?
Quieres salir del país?
Ülkeden bundan güzel kız bulamazsın.
no encontraras una muchacha mas linda en toda la región.
Ülkeden çıkmana yardım ederler.
Ellos pueden ayudarte a salir del país.
Ülkeden ayrılacağım.
Dejar el pais.
Ülkeden ayrılmayı planlıyordum. Gerçekten bir engel çıktı.
Pensaba salir del país, pero surgió algo.
Ülkeden çıkmaları için güvenli belgeler elde etmeye çalışıyor.
- Consiguiendo los papeles para sacarlos.
Ülkeden çıkabilir miyiz, çıkamaz mıyız?
¿ Puedo ir al extranjero o no?
Anneme aşçılık ya da şişe yıkayıcılığı. Babama bahçıvanlık. Ülkeden çıkmalarını sağlayacak herhangi bir şey.
Mi madre como cocinera y lavandera y mi padre como Jardinero cualquier cosa con tal de sacarlos de ahí.
Ülkeden ayrılabilirim ama evden ayrılamam.
Puedo abandonar el país, pero no mi casa.
Ülkeden ülkeye değişiyor ama... bazı yerlerde aşı olmak sadece 30 sent.
Es diferente dependiendo de cada país pero... en algunos lugares una vacuna cuesta sólo 30 céntimos.