Uluslararası перевод на испанский
4,658 параллельный перевод
En üst seviye gizlilikte idare edilen bağımsız uluslararası istihbarat teşkilâtı.
Una agencia de inteligencia internacional independiente... operando al más alto nivel de discreción.
Bu kayıtlarda uluslararası bir kargo kaydı göremiyorum.
Ni siquiera veo ningún envío internacional en este registro.
Birkaç gün içinde bir uluslararası sempozyum olacak.
Dentro de unos días habrá un congreso internacional.
Bizi ilgilendiren uluslararası yanı.
Es el lado internacional el que nos interesa.
Acaba beş yılıdızlı bir otelin kral dairesinden ve yüklü bir ücret karşılığında onun dünyada çözemeyeceği tek bir uluslararası sınır sorunu var mıdır?
¿ En el mundo hay cierta controversia territorial que no es de su competencia... gestionar por un gran salario desde las suites de lujo... de un hotel 5 estrellas?
Gladstone, tecrit kamplarının uluslararası bileşiğini kurdu ki bunlar resmi olarak yok ki bu nedenle, fiyatı şişirebiliyorlar.
Gladstone ha construído un complejo internacional de campos de detención que oficialmente no existen y por los cuales han por lo tanto sido capaces de cobrar de más
Rajveer Nanda, Uluslararası bir suçlu.
Rajveer Nanda, criminal internacional.
Bayan Sahani, dün gece yanınızdaki adam uluslararası bir suçlu.
Señora Sahani, el hombre con el que estuvo anoche.. .. es un criminal internacional.
Bayan Harleen, siz artık bir uluslararası suçlusunuz.
Señorita Harleen, ahora eres una criminal internacional.
'Siz artık bir uluslararası suçlusunuz.'
Ahora eres una criminal internacional.
Biz uluslararası bir şirketiz.
Somos una corporación multinacional de tecnología.
Bauer, hakkında uluslararası tutuklama emri olan, gözden düşmüş bir ajan.
Bauer, es un Agente caído en desgracia con ordenes internacionales en contra suya.
Bir insan trafiği çetesi ve bir uluslararası uyuşturucu karteli.
han sido derribados, una red de tráfico humano y un cartel internacional de drogas.
Uluslararası İtalyan bir avukat.
Es un abogado internacional de Italia.
Ayrıca kirlenme, karşılaşılmamış bazı güncel uluslararası standartlarda da vuku bulmuş olabilir.
La contaminación también pudo haber ocurrido en algún momento de... el análisis en progreso... y las normas internacionales no fueron respetadas.
Silahlı soyguncular bastı... Uluslararası bir Bank Trust bankayı bu sabah
Un robo armado se llevó a cabo en el Banco International Trust, esta mañana.
Görüyorsunuz, Uluslararası Banka Trust soruşturma altındadır...
Verás, el Banco International Trust, está bajo investigación.
değil. O uluslararası bir suç örgütünün Avustralya ucunda çalışır...
Él se encarga de la parte australiana del Sindicato del Crimen Internacional.
Silahlı soyguncular bastı... Uluslararası Bank Trust bu sabah...
Ladrones armados robaron el Banco International Trust, esta mañana.
Uluslararası Bank Trust bu sabah... ve açıklanmayan bir miktar para i le kaçtıılar.
Esta mañana y huyeron con un monto no revelado de dinero.
Polis Roberts ve suç ortağı bankayı... Uluslararası Bank Trust Bu sabah ve.....
La policía dice que Roberts y su cómplice atracaron el Banco International Trust, esta mañana.
Silahlı soyguncular bastı... Uluslararası Bank Trust bu sabah açıldıktan kısa bir süre sonra
Roberts y su socio robaron el Banco International Trust, esta mañana.
Bu uluslararası.
Bien, es internacional.
O bölgede uranyum yasalara uygun olarak çıkarılıyor ve yaklaşık 10 uluslararası kuruluş üretilen zenginleştirilmiş uranyum oksidin her bir gramını denetleyerek... muhbirinizin söylediği gibi bir olayın meydana gelmemesini garanti ediyor.
Legalmente extraído en esa región... de uranio y hay alrededor de 10 organismos internacionales... contando cada onza de pastel amarillo producido... haciendo maldita seguro de lo que su intel dice que está ocurriendo nunca sucede
Uluslararası kabul gören terörist organizasyona 1.5 milyon gitti mi?
¿ 1,5 millones para una organización declarada terrorista internacionalmente?
Tek çocuk, ailesi ölmüş, evlenmemiş, serbest çalışıyor uluslararası seyahat ediyor...
Un solo hijo, los padres muertos, soltera, autónoma... internacional...
Çünkü tarihi olarak ana kablo, Neptün Optik kablosu tüm uluslararası trafiği taşıyor. Akdeniz'in altından, İsrail'den İtalya'ya ve sonrasında da uluslararası sahaya.
Esto es porque, históricamente, el cable principal, el cable óptico Neptuno, lleva todo el tráfico internacional bajo el Mediterráneo desde Israel hasta Italia y luego entra en la red internacional.
Batı Şeria'dan çıkan uluslararası aramaları dinlemeye yeterli.
Capaz de escuchar las llamadas internacionales salidas de Cisjordania.
Uluslararası uzlaşmadaki çabalarım için seçildim.
Se me nombró por mis esfuerzos públicos para la reconciliación mundial.
Uluslararası trafikteki bir dinleyici, Filistin bölgelerinin içinde ve dışında.
Un desviador de todo el tráfico internacional saliendo y entrando en los territorios.
Geçen senelerde de birçok uluslararası hedefi hack'lediler.
Ellos han hackearon varios objetivos durante los últimos años.
Daha küçük girişimlerde bulunduk ama uluslararası çalışmadık.
Lo hemos visto con empresas más pequeñas, pero nunca con una multinacional.
Üssün konumu 83. paralelden yukarıdaysa uluslararası bölgeye dahil oluyor.
Si la base está sobre el paralelo 83, es territorio internacional.
Çok fazla kemik vardı çok fazla omurga kemiği olmayan hayvan. Bunlar devlet arazisinden alınmıştı. Uluslararası alınıp uluslararası satılmıştı.
Había muchos huesos, muchos animales así como muchos invertebrados que fueron tomados de lugares públicos tomados y vendidos internacionalmente.
Yani, temel olarak onlar komplocuydu. Uluslararası bir şeyler çalıp bunları yasadışı satmak için özenle hazırlanmış bu komployu kuran kişilerdi.
Así que básicamente los chicos fueron llamados "conspiradores" quienes estaban creando este muy elaborado esquema para intencionalmente robar cosas y venderlas ilegalmente.
Bu iki olay, Susan Hendrickson'la yapılan uluslararası gezileri kapsar.
Ambos casos ocurrieron en viajes internacionales con Susan Hendrickson.
Erkek hastabakıcılar, Alice, yaralandılar Çünkü uluslararası politika başarısızdı doğa üstü güç değil di.
Los hombres que atiendes, Alice, fueron heridos por culpa de errores políticos internacionales, no por fuerzas sobrenaturales.
Hiçbir şey uluslararası casus olmaktan daha çok hoşuna gitmez senin.
No hay nada que te gustaría más que ser un espía internacional.
Dr. Pierce... Pariste olmaktan zevk alıp uluslararası casus gibi davranan birisiniz değil mi?
Dr. Pierce... disfruta andar por París, fingiendo ser un espía internacional, ¿ verdad?
Hiç bir kanıtım yoktu. En iyi kısmı da ülkeyi benim malımla terk ettiğinde uluslararası yasaları çiğnemiş oldun.
La mejor parte, cuando huías el país con mi propiedad, violaste derechos internacionales.
Onun konumunda olsam, uluslararası mahkeme de teklif ederim.
Si yo estuviera en su posición, también propondría... un tribunal internacional.
Avusturya gibi büyük bir güç için uluslararası mahkemenin kararlarına maruz kalmak küçük düşürücü olur.
Sería humillante para una gran potencia como Austria... ser sometida a las decisiones de un tribunal internacional.
Bu sorunun anahtarı uluslararası düşmanlıkları ortadan kaldırmaktır sağlamlaştırmak değil.
La clave del problema está en superar... las rivalidades internacionales, no en reforzarlas.
- Yani uluslararası konferans...
- Así que la conferencia internacional... - Está acabada.
Uluslararası yaşamı nefes almak için devamlı mücadeledir.
La vida internacional es una lucha constante por respirar.
" Bu yüzden General Moltke'nin özel zekâsını bölgesel çatışmayı uluslararası krize dönüştürmede kullandı.
Surgió el genio "mágico" del general Moltke para... transformar un conflicto local en una crisis internacional.
Uluslararası hukukun koruyucuları olduğumuz, Almanya'nın da haydut bir ulus olduğu konusunda kendimizi övebiliriz.
Podemos halagarnos, y decir que somos los custodios del derecho internacional... y que Alemania es una nación de forajidos.
Biraz abartmasına rağmen ticaret ulusu olarak uluslararası ticaretin can çekişmesi yüzünden en çok bizim zarar göreceğimizi söylemesi doğru.
Y, aunque exagera un poco, es sin lugar a dudas... correcto al decir que, como nación mercantil, sufriremos más que la mayoría debido a la agonía del comercio internacional.
Uluslararası hukuk bir şeyler ifade etmeli kuralını önemsiyor muyum?
¿ Debe importarme el principio de que... el derecho internacional debería significar algo?
Uluslararası Matematik Olimpiyatı'nda yarıştı.
Compitió en la olimpiada internacional de matemática.
... Savaş Zamanı Görev Tahsisi Uluslararası Dörtlü Komitesi'ne izleyici olarak katıldığım Londra'ya götürdü. Göreve ve Amerika Birleşik Devletleri'ne.
Por los objetivos y los Estados Unidos de América.