Usak перевод на испанский
965 параллельный перевод
Sadık uşak Dr. Cameron'un sempatisini kazanır.
El alma noble se gana la simpatía del Dr. Cameron.
Yaşlı bir uşak.
Es un viejo criado.
Eğer yeterli sayıda uşak varsa her bayan sandalyesine oturtulur.
"Si hay suficientes sirvientes, sostendrán la silla de cada señorita".
Müfettiş uşak sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Bueno, Inspector, ¿ qué opina del mayordomo?
İlk tanık. Uşak Michael.
Primer testigo, el lacayo, Michael.
Uşak Raoul.
El mayordomo, Raoul.
Uşak olması neye yarar ki zaten?
¿ De qué sirven los criados?
Benim uşak, Bates.
Es mi hombre, Bates.
Uşak burada olduğunuzu söyledi.
El mayordomo me dijo que estaba aquí.
Uşak geldiğinde, size kapıyı göstermesini isteyeceğim.
Cuando venga el mayordomo, le pediré que le acompañe a la puerta.
Bu adamı uşak olarak işe almak istiyor.
Quiere contratar a este hombre como mayordomo.
Eminim çok iyi bir uşak olurdum.
Seguro que sería un buen mayordomo.
İşe aldığımız en iyi uşak olacaksın.
Será el mejor mayordomo que hayamos tenido jamás.
Yeni uşak sen misin?
¿ Es usted el nuevo mayordomo?
Ama bu bir uşak için uygun bir davranış gibi görünmüyor.
No parece correcto para un mayordomo...
O gerçekten yeni uşak Bay Bullock.
Es de verdad el nuevo mayordomo, señor Bullock.
Ama burada uşak olarak kalmamı istiyorsunuz, değil mi?
¿ Usted quiere que yo siga aquí como mayordomo?
Ve bana olan bu inancınızı iyi bir uşak olarak... ve belki de zamanla, ölen köpeğinizin yarattığı boşluğu doldurarak... doğrulamak istiyorum.
Yo me haré digno de su confianza siendo un mayordomo perfecto. Y con el tiempo, tal vez, llenar el vacío creado por la muerte de su difunto y querido perrito.
Uşak meselesi kafasını kurcalayıp duruyor.
Últimamente tiene problemas con los criados.
- Üniversite eğitimli uşak.
Imagínate, un mayordomo con estudios universitarios.
Gerçekten uşak falan değil, değil mi?
No será realmente el mayordomo.
Bu konu hakkında bir şey demek istemedim. Godfrey bir uşak olarak bize hizmet ediyordu... ve her şey oldukça iyi gidiyordu.
Veréis, no quería decir nada, pero Godfrey había trabajado para nosotros como mayordomo y las cosas iban muy bien, cuando...
- Uşak olmaktan mı gurur duyuyorsun?
¿ Está orgulloso de ser mayordomo?
- İyi bir uşak olmaktan gurur duyuyorum.
Estoy orgulloso de ser un buen mayordomo.
Eklemem gerekir ki burada dayanabilmek için iyi de bir uşak olmak gerekiyor.
Y debo añadir, señor, que un mayordomo tiene que ser bueno para seguir aquí.
Bir uşak olduğunu anladıklarında suratlarındaki ifadeyi görmek istiyorum.
Me gustaría verles la cara cuando se enteren que haces de mayordomo.
Bir uşak olarak kalmaya mı niyetlisin?
¿ Piensas seguir haciendo de mayordomo?
- Uşak olarak mı?
¿ Cómo mayordomo?
- Smith olarak mı yoksa uşak olarak mı?
¿ Como Smith o como mayordomo?
Anladım, esprili bir uşak.
Un mayordomo con sentido del humor.
- Sahip olduğumuz en iyi uşak.
El mejor mayordomo que hemos tenido.
- Nerede bu uşak?
¿ Dónde está ese mayordomo?
Orası meşhur uşak Godfrey Smith'in doğduğu yerdi.
Es el lugar de nacimiento del célebre mayordomo Godfrey Smith.
- Evet. Hayatım boyunca sadece bir uşak olarak kalmamı istemezsiniz, değil mi?
No querrá que sea un mayordomo el resto de mi vida.
Ama sen bir uşak değilsin. - Hayal kırıklığına uğrattıysam özür dilerim.
Siento decepcionarla.
- Eski uşak.
Ex-mayordomo.
Graham, seni uşak olmaya ikna eden kişi gerçek bir müziksever olmalı.
El que lo convenció para ser ayuda de cámara, debió ser un amante de la música.
Sözde Whitcomb iyi bir uşak.
Menudo mayordomo ese Whitcomb.
Ayrıca, uşak olmak her zaman hayalimdi.
Además, siempre soñé con ser criado. - ¡ Vaya idea!
Yeni bir uşak işe alındı, biliyor musunuz?
¿ Sabe que hay un nuevo criado?
Uşak olarak işe almakla bana bir şans verdiniz.
Usted quiso que me superara y me hizo criado.
Fakat bir hırsız veya uşak olmak için doğmuşsun, ya da bir dilenci.
Pero se nace ladrón o criado o mendigo junto a un camino.
Bu gece bir parti veriyorum ve bana acilen hizmetçi ve uşak gerekli.
Voy a dar una fiesta esta noche y la doncella y el mayordomo se han ido.
Affedersiniz, duyduğum doğru mu Az önce bir hizmetçi ve uşak mı aradılar?
Perdone, pero ¿ le oí decir que buscaba una doncella y un mayordomo?
Sevgilim, yeni hizmetçi ve uşak geldi.
Oh, cariño, es la nueva doncella y el mayordomo.
Bunlar, yeni hizmetçi ve uşak.
Son la nueva doncella y mayordomo.
Sen iyi bir uşak olabilirsin ama kesinlikle psikolog olamazsın.
Serás un buen mayordomo, pero no eres ningún psicólogo.
Ben de uşak sandım.
Creí que sería el mayordomo.
İki araba ve - bir, iki, üç, dört, beş, - altı üniformalı uşak!
Dos carruajes y... uno, dos, tres, cuatro, cinco, ¡ Hasta seis sirvientes con librea!
ve iki üniformalı uşak!
¡ Y dos criados de librea!
Aşçı, bulaşıkçı kadına kötü davranır çünkü uşak, aşçıya kötü davranmaktadır.
La cocinera trata mal a la fregona... porque el mayordomo trata mal a la cocinera.